CEMAL ŞAFAK

Tarih: 01.10.2025 16:08

İdealist Bir Akedemisyen

Facebook Twitter Linked-in

               İDEALİST BİR AKEDEMİSYEN: Ş. MUSTAFA ERSUNGUR

         Bugünkü yazımda sizlere değerli bir akedemisyen şahsiyeti tanıtmak istiyorum. Adı: Ş. Mustafa Ersungur… 

         Onu 1990 lı yılların sonunda Türkistan’da, Ahmet Yesevi Üniversitesi bünyesine görev yaparken tanımıştım. Yıllarca gönülden bağlı olduğu ideallerini bozkırda yani Türkistan topraklarında sürdüren, bu düşünce yapısını ve ideallerini akademik bir anlayış içinde Turan ellerinden gelen gençlere hissettiren, fikirlerini samimi bir davranışla genç beyinlere aksettiren nadir şahsiyetlerden biriydi. Fedakarlığı, hoşgörüsü, bilgisi hemen herkes tarafından taktir edilen bu kişiliğin hâlâ o topraklarda minnet ve şükranla anılması, hizmetlerinin yad edilmesi alkışlanacak bir durum olsa gerek. 

       İktisadi bakımdan o yıllarda kalkınmaya yeni yeni başlayan Turan coğrafyasında onun akademik hizmetlerinin tarihi bir değer taşıyacağı muhakkaktır.  “Yesevi Ocağında 12 Yıl” adıyla çıkardığım albüm kitaptaki “Turan Ellerde” başlıklı yazısını sizlerle paylaşırken bu kıymetli akademisyen şahsiyetin Türk Dünyasına yaptığı hizmetleri alkışlıyorum. Kendisine seslenerek özellikle şunu belirtiyorum ki, “Siz, Türk Dünyasının isimsiz kahramanlarından birisiniz ve tarih bu hizmetlerinizi hiçbir zaman unutmayacaktır değerli dostum...!”                         

 

                                                 TURAN ELLERDE

                                                                                                       Ş. MUSTAFA ERSUNGUR

                                                                                           DR. ÖĞR. ÜYESİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

“Türkistan iki dünya eşiğidir

Türkistan er Türk'ün beşiğidir,

Görkemli Türkistan'da doğmak

Tanrı'nın Türk'e verdiği nasibidir.”

                             M. Cumabay

 

1970’li yılların başından itibaren Ülkücülük, vatan Sevgisi ve Turancılık davasına gönül verdim. Sovyetler Birliği dağılmadan önceki yıllarda Sovyetler Birliği bünyesinde yer alan Türk Cumhuriyetlerindeki soydaşlarımızı her zaman çok merak etmişimdir.

Yıl 1997… Erzurum’da Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde akademisyen olarak görev yapmakta iken Kazakistan’da bulunan Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesinden bir davet aldım. Yıllarca merak ettiğim Türk Dünyasını gezip görebilmek için güzel bir fırsattı. Seve seve bu görevi kabul ettim ve 1997 yılının Eylül ayında Türkiye’den Kazakistan’a gitmek üzere görevimden izinli olarak ayrıldım. O yıllarda Türkiye’den Kazakistan’a havayoluyla gidişlerde Kazakistan’ın Almatı havaalanı yerine Ahmet Yesevi Üniversitesinin bulunduğu Türkistan Şehrine yakın olduğu için Özbekistan’ın Taşkent havaalanı kullanılıyordu.

İlk defa o Coğrafyaya gittiğim için heyecanlıydım. Taşkent havaalanına inince bizi Türkistan’a götürmek üzere Türkistan’daki üniversitemizden gelen bir otobüse bindirdiler. Yola çıktıktan bir süre sonra orta Asya bozkırlarında yol almaya başladık. Yol boyunca Üstat Nihal ATSIZ’ın daha önce defalarca okuduğum “Bozkurtlar” romanında tasvir edilen Orta Asya’nın uçsuz bucaksız bozkırları hafızamda canlandı. Bu unutamadığım bir anımdır.

Ben Kazakistan’ı, orada yaşayan soydaşlarımızı çok sevdim. 1997-2002 döneminde birer yıl ara vererek üç yıl kaldım. Gerek idareci ve akademisyen olarak görev yaptığım Ahmet Yesevi Üniversitesinde, gerekse görevim esnasında ikamet ettiğim, Türkistan, Kentav ve Çimkent şehirlerinde çok güzel dostluklar edindim.

Daha sonra 2008 yılında Atatürk Üniversitesinin desteklediği “Türk Dünyasında Bir Ekonomik Entegrasyonun Olabilirliği” ile ilgili bir BAP projesiyle Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan Türk Cumhuriyetlerini 2 aylık bir sürede dolaştım ve incelemelerde bulundum. Bu vesileyle Türk Dünyasının beş güzel ülkesini görmek nasip oldu. Bu ülkelerdeki 12 yy. Türk Medeniyetinin izlerini görmek beni çok mutlu etti. Türkistan’da Ahmet Yesevi Hazretleri, Aslan Baba ve Farabi Hz., Taşkent’te Timur Han, Semerkand ve Buhara’da Bahaddin Nakşibendi Hz., İmam Buhari Hz., Ali Kuşçu vd., Bakü’de Azerbaycan’ın kahramanı ilan edilen Nuri Paşa, Aşkabad’da 8 ayak parkında yer alan Türk Büyüklerinin dev heykelleri beni oldukça etkilemişti.

 

 

2008 Türkistan ziyaretim

 

 

1998 Türkistan (Rektör vekilimiz Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —