Değerli dostlarım çok kıymetli Ardahan ve Çıldır kamuoyunun güzide insanları Ardahan ili Çıldır İlçesi Aşık Şenlik kasabasında dünyaya gelmiş ve 11 yaşına kadar o topraklarda büyümüş ve daha sonra ise aile ikametgahımın değişmesi nedeni ile İstanbul’da ikamet eden bir kardeşiniz olarak aklım erdikten ve elim kalem tuttuktan sonra kimilerine göre ‘İyi ki de’ kimilerine göre ise ‘Haddim olmayarak’ hem memleketim hem de ülkem adına gördüğün noksanlıkları ve güzellikleri dilim döndükçe ve aklım yettikçe 15 yıla yakındır yazmaktayım.
Bu yazılarımı yazarken konuları araştırıp ilk elden bilgi almaya varsa tüm taraflarını dinleyip ona göre karar vermeye ve belki de en önemlisi kimsenin kişilik haklarına saldırmadan ve asla hakaret edici veya aşağılayıcı tek bir cümle kurmadan yazmaya büyük özen gösterdim ve bundan sonra da aynı özeni göstermeye devam edeceğim.
Ancak ben bu kadar özeni ve dikkati gösterirken zaman, zaman gerek yazılarımın altına yorum olarak gerekse özel mesaj ya da aranarak birçok eleştiriye de muhatap oldum ve eleştiride bulunanlara asla tek bir kötü kelime kullanmadığım gibi birçoğundan de faydalanmaya varsa hatam da mertçe hatalıyım diyerek düzeltme yoluna gittim. Genelde eleştiri üzerine kurulu bir işi yaparken eleştirilmenin de bir hak olduğuna inandım. Ama bugüne kadar kimseye hakaret etmediğim gibi bazı densizlerin ve terbiyeden yoksun içerisinde karakter olmadan dolaşan insan siluetindeki zavallıların ağır hakaretlerine de maruz kaldım ve her nefis sahibi onurlu bir insan evladı gibi buna da çok üzüldüm ve kırıldım. Netice de ben bir insanım ve insanlığımı kaybetmeyi de asla istemeyen bir insanım.
Benim nazarımda siyasetçi yetkisini halktan alan ve halkına hizmet etmek için bizzat kendi isteği ile bu göreve aday olan ve seçilmesi akabinde de verdiği hizmete dair tüm vaatleri yapması gereken bu görevleri yaparken yanlışları olunca eleştirilen, doğruları ise taktir edilip bir sonraki seçimde yine verilen oylarla aday olduğu makam yeniden kendisine teslim edilen kişidir. Siyasetçi korkulacak, karşısında ceket iliklenecek, her dediğine baş eğilip, yaptığı her şey doğrudur denilecek, yanlış yaptın ya da eksik yaptın denildiğinde ise dinden veya imandan çıkılacak mukaddes ve ulu varlıklar değildir en az bizim kadar insan ve en az bizim kadar fanilerdir. Tabi bu saydıklarım şahsi çıkar, kişisel beklenti, avanta, bedava maaş, devlet malından haksız bir şekilde nemalanmak isteyen ya da kişisel bir bozukluk olarak gördüğüm siyasetçi görünce onunla el sıkışıp bir fotoğraf çektirdiğinde kendini dünyanın en muteber insanı sayanlar için geçerli değildir.
Yazılarımda ülkenin genel gündemi haricinde doğduğum topraklarda olan Ardahan ilimiz Çıldır ilçemizde belki de hayatımda hiç gitmeyeceğim yapımı dört senedir süren ve dört müteahhit değişen 10 yataklı Çıldır Devlet Hastanesinin bitmemesi nedeni ile tamamen oradaki insanlarımızı ve kamu yararını düşünerek inşaatın neden bitmediğini sorgulayan yazılar yazarak konuyu gündemde ve sıcak tutmaya çalıştım. Yine bu yazıları yazarken asla hiç kimseye hakaret ya da tek kelime kötü söz kullanmadım yine de kullanmam.
Yılan hikayesine dönen hastane inşaatı birçok merhaleden geçtikten sonra dördüncü yılın sonunda Ardahan milletvekilimiz sayın Orhan Atalay’ın müjdesi ile 90 gün içerisinde bitirilecek diye ilan edilir edilmez sanki bundan önce sayın vekile hakaretler etmiş , sayın çıldır Belediye Başkanına iftiralar edip kötü sözler söylemişim gibi bir ortam yaratan bazı tipler sosyal medyada sayın vekile ve belediye başkanına kendilerini göstermek kapılarına daha rahat gelebilmek ve şahsi taleplerini daha net iletmek adına olsa gerek sözüm ona bu müjdenin içeriğini överken bu hizmetin çok geciktiğini yazan ve dillendiren ben ve benim gibi insanlara hakaret etme yarışına girdiklerini üzülerek takip etmekteyim.
Ben YETER ARTIK demezsem galiba hızlarını alamayarak hakaretin dozunu daha da arttıracağa benzemekteler.
Değerli dostlar bu satırlardan itibaren sizlerin affına sığınarak bu akıl fukarası, yalakalığı karakter haline getiren, eleştirmek ile hakaret etmenin aynı şey olduğunu zanneden tiplere onların anladığı kelimelerden kurulu cümleler ile sesleneceğim.
Milletvekili ve Belediye Başkanına yalakalık yarışınızda millet için en temel hak olan sağlık hakkını kullanmaları için hastane isteyenler için ‘İt Ürür Kervan Yürür’ diyen kervanın önünde yürüyen ve tüm kervanı uçuruma götürmekte olan zatı muhterem kurduğun bu hakaret dolu cümleyi defalarca sana iade ediyorum niye defalarca diye merak ettiysen bir kerede anlamayacağını biliyorum da ondan.
Gelelim kamu yararına hastane isteyenler için ‘HAVLAYANLAR’ diyen zatı muhterem bu HAVLAMA dilini çok iyi anladığın aşikâr ki ben bugüne kadar HASTANE İSTİYORUZ diye HAVLAYAN kimseyi ne gördüm ne de duydum kusura bakma olduysa da benim köpekçem yok zatınızın kendi koloninizde olanları anlamanız gayet doğaldır diye düşüyorum.
Ha birde sosyal medyada yazdığı her üç paylaşımın ikisinin altına onu yerin dibine sokan cevaplar alan ve ‘Bu hastane bitsin bakalım daha ne bahaneler bulacaklar’ diyerek olaylara dahil olup aklından büyük işlere kafa yoran arkadaşım sen onu merak buyurma onu da müsaade et ben düşüneyim neticede aklımı ne kiraya verdim ne de satılığa çıkardım dolayısı ile aklım senin gibi benden başka yerlerin emrinde değil kendimde emin ol ben daha çok bahaneler bulurum sen de ancak benim bulduğum bahaneleri anlamaya çalışırsın haliyle anlamaz dilinden hiç düşmeyen nakaratı tekrar edersin.
Bakın edebimizle yazıp edebimizle konuşuyoruz eğer edebiniz ile yazdıklarıma karşı bir fikir sunacaksanız eyvallah aksi halde terbiyesiz ve ahlaksız cümlelerin arkasına sığınıp bir yerlere kuyruk sallayacaksanız bu kapıdan size ekmek çıkmaz kuyruklarınızı bu kapının arasına sıkıştırırım feryatlarınız göklere yükselir sizi görsünler diye kuyruklarınızı salladıklarınız da sizi kurtaramaz bilmiş olun.
Bakın yeniden söylüyorum yine Çıldır’ı yazacağım, yine eksiklikleri yazacağım, yine sizin boyun büküp el etek öpüp önünüzü iliklediğiniz siyasilerin yaptığı eksiklikleri yazacağım ama sizin gibi dağarcığınızda bulunan birkaç terbiyesizce kelimden kurulmuş cümleler ile değil edepli ve saygılı cümleler ile yüreğiniz yetiyorsa haydi buyurun aynı şekilde hakaret etmeye devam edin görelim HALEP ORADAYSA ARŞIN BURADA.
Sinan KARAÇAY / Gazeteci Yazar