“Efendim… Devlet Ardahan’a ne yaptı ki?” diyenleri duyuyorum… Bizi aptal yerine koymaya çalışmalarına şaşıyorum. Türkiye artık çok önemli bir ülkedir ve Ardahan Türkiye'nin çok önemli bir ilidir. Kimse hadsizliğe yeltenmesin. Son Karabağ operasyonları, Nahçıvan Koridoru ve Azerbaycan’ın zaferi ile bölgenin ve oyun kurucu olarak Türkiye'nin öneminin ne denli artacağını milletimizden kaçırmak istiyorlar. Buradan uyarayım. “Bizden adam olmaz” diye diye akademik bazda sözde aydınlarında desteğiyle bunu kurumsallaştırdılar.
Milletimizin özgüvenini yok etmeye çalıştılar. Yok öyle yağma beyler. Bu batılıdan daha batıcı olma kafasındaki “mankurt seçkinlerle” normale dönüş zor. Bunu yine kendimiz kendi kodlarımızla gerçekleştireceğiz. Bahsettiğim kafa, zaferlerimizi/kazanımlarımızı ve bu bağlamda Ardahan ve Çıldır ilçemizin Kafkaslar ve Türk Cumhuriyetleri bağlantısı açısından önemini yok sayma hadsizliğine düşüyorlar. Saysınlar bakalım. Ama inanın bunlar, bölgenin jeopolitik gelişiminden de en fazla nasiplenenler olacaklar, takip ettiğimizi de bilsinler.
Açılan sınır kapılarını ve bölgemize katkısını iyi biliyoruz. İnsanımıza katkısını iyi hesap ediyoruz. Yarınlar Ardahan'ın ve Ardahanlınındır. Bilinsin ki, art niyetlilerin milletimi kandırmasına fırsat vermedim vermeyeceğim ve vermem. Buradan hatırlatayım… Yaşı müsait olanlar hatırlarlar; Ardahanımız 1992 yılına kadar Kars’a bağlı bir ilçe idi. O dönem haberler yapılırdı: “Satılık Şehir Ardahan ve Kars" diye. Kentin her bir köşesinde satılık tabelaları eksik olmazdı. Herkes yok pahasına ve parasına bakmadan satıp buradan gitmek istiyordu. Ancak gelinen noktada daire arazi ve arsa fiyatlarının ciddi rakamlara ulaştığı bir il haline dönüştük. Şöyle bir örnek vereyim. Bugün Ardahan merkezdeki 300 m2 bir arsa ile İstanbul Esenyurt’taki 300 m2 bir arsanın fiyatını karşılaştırın ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. İnsan bilgisiz olur da nankör olur mu? İnsan sırf muhalefet edeyim diye ihanet odaklarına mesnet olur mu? İnsan; 80 yıl yok sayılan ve hizmet ulaşmayan memleketine, son 20 yılda gelen hizmetleri görmez mi? Bunları yapıp sonra da üstüne “bu memleket hiç ileri gitmez” nasıl diyebilir? Gelin bilmeyenlere tek tek anlatalım, unutanlara hatırlatalım ve inkar edenlere izah edelim, görmediklerini gösterelim… Bunlar Doğu Anadolu Bölgesi'nde 20 yılda; 6'dan 18'e çıkan üniversite sayısını görmezler. 100 bin olan üniversite öğrenci sayısının 650 bine çıktığını gözlerden kaçırırlar. Ahlaksızlık ve yolsuzluk öylesine etraflarını sarmış ki, muhalefet etmeyi bile beceremiyorlar. Ardahan’ın merkezinden geçen ve Hazar Denizi’ne akan Kura Nehri rekreasyon çalışmalarını gözlemlemediniz mi? İnanın Kura Nehrinin tamamının üzerindeki en nezih düzenleme Ardahan’da yapılmıştır. Sonra, Ilgar Dağı Tüneli…
Ardahan Posof arasını 65 kilometreye düşürdü. Projede iki köprü, yol düzenlemeleri ve bir viyadük bulunmaktadır. Bunlar, dillere destan Ardahan Üniversitesini kurucularını idarecilerini ve atanan akademisyenleri hiç mi hiç bilmezler. Zira onlara göre "bildiri yayınlayamayan akademisyen" akademisyen değildir. 2002'de hiç yükseköğrenim yurdu bulunmayan Ardahan'da bugün 5 bin kapasitenin üzerinde yükseköğrenim yurtları bulunuyor. İlaveten Gençlik merkezi, spor salonu ve futbol sahaları yatırımlarını kullanıyoruz, unutmayalım... Daha dün öğretmenlere genel başkan düzeyinden hakaret ettiler. Öğretmenleri oy verdiği parti üzerinden yok sayan bu anlayışı da unutmayın. Öğrencilere belediyelerin burs vermesini Anayasa Mahkemesi kararıyla engelleyen muhalefeti asla unutmayın. Yine hastalarımızı virane sağlık ocaklarına kızaklarla çektiğimiz günleri unutmadık. Yollarda perişan olan ve yitirdiğimiz insanlarımızı unutmuyoruz. Unutturmaya çalışanlara hatırlatıyoruz. İlacın zor bulunan bir şey olduğunu bize öğreten eski devleti unutmuyoruz. Şu pandemi sürecindeki karantinada bile ilacın kamu görevlisi tarafından köylerde bile kapıya getirilmesini de bu gözler gördü çok şükür. 150 yataklı Ardahan Devlet Hastanesi, 400 yataklı Göle Devlet Hastanesi ve Posof Entegre İlçe Hastanesi ile 18 sağlık tesisi, yapımı devam eden Çıldır Devlet Hastanesi, Ardahan Merkez Aile Sağlığı Merkezi ve Göle Devlet Hastanesi ile sağlık personeli lojmanları... Hepsi halkımızın hizmetinde. Yarım kalanlar da tek tek bitirilecek. Biz son yirmi yıla kadar sosyal devlet yutturmalarına alışmıştık. Gerçek manada sosyal devleti, Ardahan’ımız yirmi yılda gördü. Devleti yeni gördük desek yeridir. Cumhurbaşkanlarının asla uğramadığı, başbakanların ender sayıda olanlarının uğradığı ve bakanların kendisini ilçe sandığı bir vilayet idik. İyi hatırlıyorum Son yirmi yılda yapılan 2 binin üzerindeki konut kentimize hayli değer kattı. Kentimizde gecekondular neredeyse bitme aşamasına geldi. Birbirinden kıymetli konutların yer aldığı bir kent haline dönüştü. Şehir merkezine hizmet verecek iki atık su arıtma tesisi tamamlandı. Müderris İbrahim Efendi Camii, Çıldır'daki Merkez Camii ve Göle ilçemizdeki Dedeşen Köyü Camii restore edildi. 2002 yılına kadar Ardahan'da bölünmüş yol hiç yoktu. Memleketimde soğuk sebebiyle kısa ve zor bir çalışma dönemi bulunuyor. Buna rağmen 20 yılda Ardahan'a 200 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Kura, Ölçek, Altaş, Taşlıdere, Hasköy ve Tahtakıran köprüleri tamamlandı, Hasköy çelik köprüsünü de restore edildi. Görmeyenler; Çıldır-Aktaş sınır kapısı ve yolu, Ardahan kuzey-güney çevre yolları, Göle-Ardahan yolunu, Çıldır- Aktaş yolunu, Ardahan-Kars ayrımı Çıldır yolunu, Çamlıçatak-Hasköy yolunu ve Susuz-Hasköy yollarını ise hiç mi hiç görmezler. Demir-İpek yolu güzergahında yeni kurulan Çıldır'ın Yukarıcanbaz köyü gümrük işletme merkezi ve donatılarıyla birlikte Canbaz İstasyonu turizm potansiyeli ile ön plana çıkacak ve sektörlerin gelişimine katkı sağlayacak. Kafkasya ve Orta Asya'nın Karadeniz ile irtibatını kolaylaştıracak, Ardahanlıların da asırlık özlemi olan Sahara Tüneli dünya çapında bir proje…
Ardahan-Posof arasındaki Ilgar Tüneli'nde ve Çıldır-Aktaş sınır kapısı yolu üzerindeki Aşık Şenlik Tüneli adeta milli vefa projeleri. Ardahan halkınn önemini bilen devletimizin, milletine vefa projeleri bunlar. Şöyle diyeyim: Osmanlı sevdalısı rahmetli Aşık Şenlik’in yirmi yıl öncesine kadar edebiyat kitaplarına girmesini yasaklayan adını dahi anmayan bir devletten; Aşık Şenlik adını dizilerde zikrettiren, kitaplara müfredata okullara koyduran, festivaller düzenleten ve dünya çapında dev projelere adını veren bir devlete… Allah’a şükür. Arıcılık, kaz, bal ve peynir gibi önemli sektörlere verilen teşvikleri saymakla bitmiyor… Hayvancılık, tarım ve çiftçilik alanlarındaki teşvikler ve ödemeler halkımızın hepsinin malumu. Yirmi yıl önce traktörlü ev sayılı iken şimdilerde her çiftçimizde traktör normal bir makine halini aldı. Son yirmi yılda verilen tarımsal destekler 600 milyona (trilyona) dayandı. Bunlar Doğu Anadolu'da milyona yakın hanenin doğal gazın konforuyla tanışmasını hiç görmezler… Bölünmüş yol uzunluğunun 260 kilometreden 4 bin kilometreye yükseldiğini, havalimanı sayısının 8'den 12'ye, uçak yolcusu sayısının 400 binden, 8 milyona çıktığını hiç zikretmezler. Bölgede; Organize sanayi bölgesi sayısının 5'ten 24'e, küçük sanayi sitesi sayısını 44'ten 75'e ve son 20 yılda buraya 10 milyar liralık yatırımları görmezler. Çocuklarımızın 70 kişilik sınıflardan kurtarılmasını ve yapılan 1200 yeni dersliği hiç dillendirmezler. Son olarak şunu ifade edeyim ki, terör bölgemizin önemli bir tehdidi…
İnandığımız değerlerimizi sonuna kadar savunacağız. Ülkemizi, memleketimizi, dinimizi ve milletimizi… Unutmayın, her fitneye terör sevicileri avuçlarını ovuşturur. Bu sebeple terörün ekmeğine yağ sürecek hamlelere kanmayın. Bizim terörün ekmeğine yağ ve bal sürecek bir milletimiz yok. Kalem ve terör cambazları iyi bilsinler.