Bu hafta köşemde Erkan Karadaş'ın LOZAN konulu çok anlamlı yazısını paylaşmak istedim. Son günlerdeki güncel konu üzerine duygu düşüncelerini yansıtan Erkan Karadaş'ın bu satırları yakın tarihimizin gerçeklerini etkili bir şekilde yansıtıyor. Sağ olasın kardeşim..
LOZAN TÜRK’ÜN ZAFERİDİR
Lozan Antlaşması ile Türk vatanının bugünkü sınırları çizilmiş ve modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu belgesi 24 Kasım 1924 tarihinde bütün dünyaya ilan edilmişti.
Eğer Sevr antlaşması kabul edilseydi o zamanki işgalcilerin kağıt üzerinde aldıkları emperyalist kararların acı tarafı vardı. Bozulmuş Osmanlı yönetimi ve hukuk düzeninin yanı sıra aynı zamanda mali ve ticari etkinlikleri de tamamen işgalcilerin yönetim ve denetiminde olacaktı,
1914 de Osmanlının tek taraflı olarak fesh ettiği kapitilasyonlar devam etseydi tüm devletlerin vatandaşları lehine işlerlik kazanacaktı. Bunun sonucunda ülkemizin geri kalan bütün yerleri tamamıyla paylaşılacak ve Türk Milleti sömürge olacaktı. Bir süre sonra hangi ülkenin sömürgesi olmuşsa o ülkenin din ve kültürü benimsetilir, belli bir dönem sonunda da Türk Ulusunun dili ve kültürü ortadan kalkar baskı altında kaldığı için de bir azınlık diline dönüşürdü. Emperyalistlerin bugün sadece seyrettikleri Filistin ve Gazze’deki insanlık dramı Anadolu’da da yaşanırdı ki, bu durum o yıllarda ulusal kurtuluş savaşı sırasında birçok yerde zaten görülmüştü.
Doğu ve Güney cephesinde TBMM’nin elde ettiği siyasi kazançlar, Batı cephesinde Yunanlılara karşı sağlanan askeri üstünlük beraberinde Mudanya Mütarekesi’ni getirmiştir. Bu sürede kazanılan askeri ve siyasi kazançlar Lozan’ın yolunu açmıştır. Sevr birinci dünya savaşındaki başarısızlığımızla, Mondoros mütarekesi Anadolu’daki işgallerin neticesinde, Lozan ise Ulusal Kurtuluş savaşı sonrası gelen askeri başarıların sonucunda neticelenmiştir.
24 Temmuz 1924’de Lozan da imzalanan belge uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak herhangi bir yabancı gücün etkisinde bulunmayan veya yabancı bir güce bağlı kalmayan bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi hür iradesiyle askeri ve siyasi kazançları sonucu egemen devletlerle imzalanan bir antlaşmadır.
Bu antlaşma ile Sevr fesh edilmiş, Türkiye Cumhuriyeti itilaf devletleri tarafından resmi olarak tanınmıştır.
Son söz olarak şunu söyleyebiliriz ki, 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlayıp ve 9 Eylül 1922 de İzmir’de zaferle biten ulusal kurtuluş mücadelesi aynı zamanda Türk Ulusuna Lozan’daki tarihi antlaşmayı da beraberinde getirmiştir. Bu belge modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesi olarak bütün dünyaya onaylatılmıştır.
