Son yıllarda gıda sektöründe artan taklit ve tağşiş vakaları, tüketicilerin sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun haline gelmiştir. Özellikle kaşar peyniri ve bal gibi geleneksel Türk gıdalarında yaşanan bu olumsuzluklar, hem ürün lezzetini hem de ürünlerin besin değerini düşürmektedir.
Kaşar Peynirinde Taklit ve Tağşiş
Birim maliyetleri düşürmek için peynir yapımında; süt yağı haricinde yağ kullanımı, ürün yapısını sertleştirmek için nişasta kullanımı, tarihi geçen ürünlerin tekrar üretime dahil edilmesi, küf ve maya oluşumunu engellemek amacıyla izin verilen miktardan fazla natamisin kullanımı gibi yöntemlere başvuruluyor.
Türkiye'nin en sevilen süt ürünlerinden biri olan Kaşar Peynirlerine uygulanan hilelerin başında son kullanım tarihi geçen, satış noktalarından iade toplanan kaşar peynirlerinin eritilerek tekrar kaşar peyniri içerisine katılmasıdır. Kaşar peynirinde yapılan bir diğer hile taze kaşar peynirlerinin içerisine patates püresi konulmasıdır. Bu tür ürünler, hem hijyenik olmayan koşullarda üretildiği için sağlık riski taşıyor hem de tüketiciye sunulan ürünün gerçek tadını ve besin değerini kaybettiriyor.
Balda Taklit ve Tağşiş Sorunu
Bal, doğanın sunduğu en değerli besin maddelerinden biridir. Esas olarak fruktoz ve glukoz olmak üzere farklı şekerlerden, organik bileşiklerden, enzimlerden ve polenlerden oluşur. Bala gıda katkı maddeleri de dâhil olmak üzere hiçbir gıda bileşeni veya dışarıdan hiçbir madde katılmaz. Balın, doğal bileşiminde bulunmayan organik ve/veya inorganik maddelerden ari olması gerekir Ancak, piyasada yer alan balların büyük bir kısmı, yüksek şeker şurubu veya yapay tatlandırıcılar eklenerek üretiliyor. Bu taklit ürünler, tüketicilerin hem maddi kayba uğramasına neden oluyor hem de sağlık açısından riskler barındırıyor. Doğal bal yerine sahte ürünler tüketmek, alerjik reaksiyonlar ve diğer sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Bal arısı kolonilerine, ilkbaharda koloni gelişimini hızlandırmak ve kolonilerin kışa hazırlanmasını sağlamak amacıyla şekerle besin takviyesi yapılması arıcılıkta yaygın bir uygulamadır. Ancak bazı arıcılar, bal üretim döneminde şeker pancarı ve mısır gibi bitkilerden elde edilen früktoz, glikoz ve sakkaroz içeren şurupları arılara yoğun bir şekilde yedirerek sahte bal üretmektedir. Bu tür sahte balların tüketimi sağlık açısından risk teşkil etmektedir.
Ayrıca, bazı kötü niyetli kişiler, şeker sanayisinden temin ettikleri bu şurupları bala karıştırarak satmakta; bazıları ise hiç bal kullanmadan, yalnızca bu şeker şuruplarına aromalar ekleyerek "bal" adı altında ürün sunmaktadır. Bu uygulamalar, hem doğal balın sağladığı faydaları yok etmekte hem de tüketiciyi ciddi şekilde yanıltmaktadır. Tüketicilerin, bu tür sahte ürünlerden korunabilmesi için dikkatli olmaları ve güvenilir kaynaklardan alışveriş yapmaları büyük önem taşımaktadır.
Tüketiciler Ne Yapmalı?
Bal ve peynirde sahteciliği anlamak adına birkaç yöntem olsa da en doğru sonuçlar analiz laboratuvarlarında uzman kişilerce yapılabilmektedir.
Tüketicilerin, güvenilir markalardan alışveriş yaparak ve ürün etiketlerini dikkatlice inceleyerek bu tür tağşişlerden korunması mümkün. Ayrıca, gıda güvenliği ile ilgili denetimlerin artırılması ve cezaların caydırıcı hale getirilmesi, piyasadaki sahte ürünlerin önüne geçilmesine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, gıda tağşişi sadece bir ekonomik kayıp değil, aynı zamanda halk sağlığına ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, hem üreticilerin hem de tüketicilerin dikkatli olması gerekmektedir.