CEMAL ŞAFAK


HAFIZAMIZDAKİ BİR DEĞER

HALİL ŞAFAK


                HAFIZAMIZDAKİ BİR DEĞER

                              HALİL ŞAFAK                        

Onu çocukluk ve gençlik yıllarımda güçlü karakter yapısıyla tanıdım. Çok etkilenmiş olacağım ki, bulunduğu bütün sohbetlerde farkedilmeden yanıbaşında bulundum. Ailemizin çokça ferdi onun sohbetlerini can kulağıyla dinler, merak ettiklerini çekinmeden sorar, o da sorulara çok doyurucu cevaplar vererek dinleyenlerin taktirini kazanırdı. Az da olsa onun hayatla ilgili öğütleri hep aklımızda ya da kulağımızda sarsılmaz seyriyle yaşardı.

Hiç unutmam, 10-15 yaşlarında idim. Çocuksu bir sevinçle yaylamız etrafındaki kayalar üzerinde yosunlaşmış oluşumla ellerimi kınalamaya çalıştığımı görünce şu tavsiyede bulundu:

  • Cemalim, bu kınalar zamanla silinip gider. Bilemedin bir ay sonra elinde hiçbir izi kalmaz. Ama aile simaları ya da onlarla yaşadığın anılar hayat boyu seninle yaşar ve hafızandan hiç silinmez. Onun için simaları benliğine yerleşmiş şahsiyetleri hiç aklından ve gönlünden çıkarma olur mu?

Bu benim için çok mu çok anlamlı öğüt hiç aklımdan ve gönlümden gitmedi. Soyumun her ferdine bakarken onun dilinden dökülen bu edebi cümle zihnimin bir yerinde bütün canlılığı ile yaşadı.

Sülalemizde yani Süleyman Dedemin soyunda diyebilirim ki hafızası en güçlü şahsiyet oydu. Yani “soyumuzun hafızası idi” dersek abartmamış oluruz. Tıpkı hafızası güçlü ve sanata yatkın şahsiyetler olarak oğlu Tüncay, yeğeni Ramiz ve Resul gibi değerlerimizin onun izinde olması ne büyük şans bizler için.

Gerek hitabetindeki ayrıcalık, gerek sanata ve sanatçıya olan tutkusu onu içimizde çok daha farklı bir mertebede gösterirdi. Aşık Şenlik şiir, hikaye ve atışmaları ile ocağımızın din alimi olarak tanınan Ali Hocamızın zihinsel ve bedensel rahatsızlığı olan kişilere uyguladığı tedavi yöntemlerini, dini öğütlerini o çok etkili üslubuyla çevresindeki herkese aktarmasını bilirdi. 

Mesela ben hayatımda tulum çalgısını ilk defa onunla tanıdım. Nefesin bir ezgiye dönüşmesini, bir nağmede bütünleşmesini onun parmaklarını izlerken daha iyi kavradım. O nedenledir ki “Avara Kaya” adlı şiirimde hafızamdaki bilge ve yetenekli adını dizelere aktardım. 

…..

Avşar atla bulutlara uçardım,

“Mahle vurup” arkaçlara kaçardım,

Kör yolları kör geceye açardım

Halil Emim tulum üfler haz ile,

Aşkı söyler kaval ile saz ile.

…..

Kısacası, Halil Amcam gibi aramızda yaşamış değerli şahsiyetlerin varlığını her fırsatta gelecek nesillere aktarmak vazgeçilmez bir anlayışımız olmalı. 

Ruhun şad olsun Amcacığım. Hep anılarımızda ve hafızamızdasın…!