Bu yazımda yakın zaman gündeminde olan bir konuya değinmek istiyorum. Genel çerçevesi değişim olan bir durum aslında ama bu söylemlerin sonuçlarına bakıldığında değişimden çok dönüşüme yönelik olduğunu algılamaktayım.
Tabi ki değişim ile dönüşüm arasındaki farkı da bilmek gerek. Dönüşüm kısaca öz benliğini yitirip yeni benlik yeni bir kimlik almak olduğudur diyebiliriz.
Neyse, biz sadede gelelim ve tartışmaların odağı olan TÜRKİYE’ yi konuşalım. Tabi sözler havada uçuşuyor. Eski Türkiye’de şöyleydi yeni Türkiye’de böyleydi diye. Gerçek duruma bakıldığında Eski Türkiye’den daha da geriye gittiğimizi, Eski Türkiye’yi arar olduğumuzu görüyorum.
Şöyle başlayabiliriz;
-Eski Türkiye’de basın özgürdü, basın mensupları düşüncelerinden dolayı içeri atılmazlardı. Yeni Türkiye’de neredeyse düşünceyi dahi açıklayamaz oldular.
-Eski Türkiye’de Misakı Milli Sınırları içerisinde birçok adamız vardı, şimdi Yeni Türkiye’de var mı yok mu bilen yok.
-Eski Türkiye’de Suriye’nin topraklarında Süleyman Şah Türbesi vardı. Yeni Türkiye’de şimdi nerede bilmiyoruz.
-Eski Türkiye’de 15-16 yıl önce EURO 2,50 TL idi şimdi 37 TL. Dolar 1,50 TL idi şimdi Yeni Türkiye’de 34 TL.
-Eski Türkiye’de mazot benzin 3-5 TL idi, Yeni Türkiye’de 40-45 TL.
-Eski Türkiye’de çeyrek altın 200-300 TL idi şimdi Yeni Türkiye’de 3000-4000 TL.
-Eski Türkiye’de ev kiraları maaşın dörtte biri kadardı, şimdi Yeni Türkiye’de maaşın dörtte üçü hatta bazı yerlerde maaşın tamamını geçmiş durumda.
-Eski Türkiye’de üçlü sınıf vardı. Dar gelirli, orta gelirli (Orta direk) ve üst gelirli. Şimdi Yeni Türkiye’de orta gelirli/orta direk yıkıldı, dar gelirli ve üst gelirli sınıflar oluştu.
-Eski Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliği az da olsa vardı. Herkes çocuklarını devlet okullarında okuturdu. Şimdi Yeni Türkiye’de paralı eğitim yaygınlaştırılarak, eğitimde fırsat eşitliği neredeyse yok sınırına geldi. İnsanlar özel okullar adı altında paralı eğitime yöneltildi ve bu devlet tarafından teşvikler verilerek açıkça desteklendi.
-Eski Türkiye’de insanlar emekli olmak için can atarlardı. Çünkü emekli ikramiyeleriyle ev ya da araba alabilme olanakları vardı. Şimdi Yeni Türkiye’de emekli ikramiyesiyle ev eşyasını dahi değiştiremez duruma geldiler.
-Eski Türkiye’de emekliler çok rahat geçinebiliyorlardı. Şimdi Yeni Türkiye’de geçinmeyi bırakın sokağa çıkacak halleri kalmamış.
-Eski Türkiye’de emekliler ve orta gelirli çalışanlar çok rahat tatil yapıp seyahat edebiliyorlardı. Şimdi Yeni Türkiye’de feryat figan edebiliyorlar.
-Eski Türkiye’de bir devlet ciddiyeti vardı. Devlet Planlama Teşkilatı vardı. Devletin her türlü kadro, yatırım, istihdam vb. birçok planlamasını yapardı. Şimdi Yeni Türkiye’de nerede bilen yok. DPT verilerine göre üniversiteler ihtiyaca göre bölümler açar, mezunlar verirdi. Bu mezunlar hemen kadrolara atanır ve sokakta gezmezlerdi. İşsizlik oranı sıfıra yakındı. Şimdi Yeni Türkiye’de öğretmenlerden örnek vereyim; kontrolsüz mezun verildi. Milyona yaklaşan mezun öğretmen varken ve yaklaşık 200-300 bin öğretmene ihtiyaç olduğu söylenirken, şimdi Yeni Türkiye’de on bin yirmi bin öğretmen ataması yapılıyor.
-Eski Türkiye’de okullarda kayıt ücreti vb. adlarla kimseden para alınmazken, şimdi Yeni Türkiye’de gizli saklı okul aile birlikleri marifetiyle bağış adı altında ücretler alınmakta.
-Eski Türkiye’de sınavlar için soru çalma gibi bir durum yoktu. Yeni Türkiye’de bunları da gördük.
-Eski Türkiye’de asker, polis gibi devletin, milletin, vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayan önemli unsurları siyasetin yakınından dahi geçemezken, şimdi Yeni Türkiye’de siyasetin içine dahil oldular.
-Eski Türkiye’de mahkemeler bağımsız iken, hukuksuzluğun tek kelimesi edilemezken, Yeni Türkiye’de neredeyse her vatandaş hakkı, hukuku ve adaleti arar oldu. Bağımsız mahkemeleri görmek için can atıyor.
-Eski Türkiye’de özgür Anayasa Mahkemesi vardı. Son sözü söyler ve kararı uygulanırdı. Şimdi Yeni Türkiye’de hiçbir işlevi kalmadı.
-Eski Türkiye’de yoksulluk oranı yüzde beşler civarında idi. Şimdi Yeni Türkiye’de nüfusun en az yüzde yirmisi sosyal yardım alıyor.
-Eski Türkiye’de devlet yatırımları içerisinde binlerce sanayi yatırımlar, fabrikalar vb. vardı. Şimdi Yeni Türkiye’de neredeyse hepsi satıldı. Devletin varlığı kalmadı.
-Eski Türkiye’de yabancı oranı sıfıra yakındı. Kaçak göçmen diye bir kavram ülke gündeminde yoktu. Şimdi Yeni Türkiye’de nüfusun yüzde on on beşine den gelen bir yabancılaşma söz konusu.
-Eski Türkiye’de yabancılara kontrollü toprak ve tesis satışı yapılırdı. Şimdi Yeni Türkiye’de kontrolden çıkmış durumda.
-Eski Türkiye’de siyaset kurumu saygın ve güvenilir kurumlar arasındaydı, şimdi Yeni Türkiye’de en alt sıralarda yer almaktadır.
-Eski Türkiye’de tüm sınır komşumuz ülkelerle iyi ilişkiler içerisindeydik, şimdi Yeni Türkiye’de birçoğu ile kavgalıyız.
-Eski Türkiye’de üretim vardı, şimdi Yeni Türkiye’de üretim durdu sadece tüketim var.
Daha yazılacak çok şey var ama şimdilik bu kadarı yeterli. Buyurun size Eski ve eni Türkiye karşılaştırması.
Acaba Eski Türkiye’yi arar mı olduk ne?
Bence bu durum Türkiye’nin değişmesi değil, sanki dönüştüğüne işaret ediyor.
Yaşar GELER