AŞIK ŞENLİK


BABA

BABA


                BABA

Yirmi dört Nisanda yıl doksan yedi
Sende bu dünyadan göçmüştün baba
Kurban bayramının dördüncü günü
Ecel şerbetinden içmiştin baba

İnancın sağlamdı imanın kavi
Tenin açık idi gözlerin mavi
Çağrılmıştın haber aldın semavi
Hem de pervaz vurup uçmuştun baba

Cumanı kılmaya camiye gelip
Eş dost komşulardan helallık alıp
Mahzun bakışlarla uzunca dalıp
Sırrı yarenlere açmıştın baba

‘’Bu son cumam olur Allahu alem
Sanmam ki cumaya bir daha gelem
Her şeyi o bilir nereden bilem’’
Böylece söyleyip geçmiştin baba

Üç çocuğun vardı yedi kardeşin
Yanında gelinin bir helal eşin
Borcunda yok idi ödenmiş peşin
Ahiret yurdunu seçmiştin baba

Çok fazladır hüsnü zanlı şahidin
Bulanıkta ki şeyh İsrafil adın
Çok helal kazandın yedirdin yedin
Dünyayla aranı açmıştın baba.

Sormuştu komşular mezarı bu mu?
Görmüşler orada yanarken mumu
İtiraz olmadı inandı tümü
Uhrevi ışıklar saçmıştın baba.

Gideceğim erkenin de gecin de
Duyuyorum yokluğunda acın da
Yatmak istiyorum ayakucunda
Sıddık gelemeden kaçmıştın baba.

               M. SIDDIK ALAGÖZ