SİNAN KARAÇAY


ARDAHAN KURTULDU, PEKİ ARDAHANLI NE ZAMAN KURTULACAK

Sinan Karaçay'ın yeni yazısı....


Efendim gene bir Şubat ayındayız ve Ardahan ilimiz ve ilçelerinin düşman işgalinden kurtuluş günlerinin içinde olduğu bu günlerde kutlamaların ardı arkası kesilmiyor ve hafta boyunca Ardahan şöyle kurtuldu, Çıldır böyle kurtuldu, Hanak da böyle kahramanlık ettik, Göle şöyle, Damal böyle Posof da şöyle diye salonlarda ve sosyal medyada yer gök inler artık.

Halaylar tutacağız, salonlarda ziyafetler eşliğinde kahramanlık destanları anlatacağız, dedelerimize şöyle layığız böyle layığız diye şişinip, dedelerimizin onca yokluk içerisinde sergiledikleri kahramanlıkların üzerinde tepinip duracağız bu kurtuluş haftası boyunca.

Ya sonrası;

Ardahan nüfusu göçler ile her geçen gün azalmaya devam edecek,

Üniversite sınavlarında sondan üçüncülük sıralamamız değişmeyecek,

Gençler İstanbul’a kaçmak için fırsat kollamaya devam edecek,

Tarlalar ekilmeyecek,

Hayvancılık her geçen gün kan kaybedecek,

Havaalanı istedik sonra Trene fit olduk oda gelmeyecek,

Sınır kapılarımız var ticaret yapıp kazanmak yerine Gürcüler ticaret yapıp kazanacak,

Ha Ardahan’daki Ardahanlının hali böyle de Büyük Şehirlere kaçışan Ardahanlının hali sanki çok mu farklı;

Geldiğimiz büyükşehirde birkaç bireysel başarı hikayesini saymazsak eğer ortaya koyduğumuz tek bir kollektif başarı hikayemiz olmadan, siyasal ve ekonomik hayatta ayak takımı olmaktan öteye gitmeden, tüm enerjimizi kendimizden olanlarla uğraşmakla harcayıp kendi insanımız yanında Sadrazam olmak yerine başka memleketli insanların kapı kulları olarak düşe kalka yaşamaya devam edip gideceğe benziyoruz.

İki tane fotoğraf çektirip sosyal medyadan paylaşmak ya da ne bileyim belediyede aslında her vatandaşın hakkı olan işlerden birini kendimize eşimize kızımıza veya oğlumuza yıllarca peşlerinden koştuktan sonra ayarladığımızda artık emir eri olduğumuz siyasetçilerin bizi paspas yapmasını hiç de sorun etmeden hatta kanıksamış adına da siyasi başarı diyecek kadar yokluğun adını varlık koyarak güle oynaya gideceğiz.

Büyük şehirlerde ciddi bir nüfus yoğunluğumuz olmasına hatta sayıları bilemem kaç yüze dayanan bazılarını ise bizzat başkanlarının çantalarında taşıdığı hatta Başkanına gıcık olduğumuz için on tane daha ayarttığımız arkadaşımızı yanımıza alarak bazı mahallede karşılıklı ya da yan yana bile olan tabeladan ibaret hiçbir özgül ağırlığı olmayan derneklerimiz olmasına rağmen yaşadığımız yerel yönetimlerde esamemiz dahi okunmamakta bizim dörtte bir nüfusumuza sahip illerden üç beş kişinin girdiği listelere ise bizler ancak okumak için baktığımız günleri iliklerimize kadar yaşarken Ardahan kurtuldu öyle mi ?

Örnek mi;

İktidar partisinde İstanbul’da 39 ilçede 2019 seçimlerinde tek bir tane adayımız yoktu geleneği bozmadık istikrarlı bir şekilde devam ediyoruz bu seçimde de kimseler yok. Bize Belediye Başkanlığı vermeyenler 2019 seçimlerinde birkaç meclis üyeliği vererek gönlümüzü almıştı artık ona da gerek görmemişler olacak ki artık o bile verilmemiş hatta bir şekilde ikili ilişkiler ile listeye kendini yazdıranların üzeri bizzat Belediye Başkanları tarafından keyifle çizilmiş.

İktidar böyle de ana muhalefet partisindeki durumumuz çok mu farklı 2019 da beş adayımız vardı üç tanesi seçilmişti bu seçimde sadece bir tane adayımız var bizde buna şükür diyoruz. Meclis üyeliklerinin halini hiç sormayın orda durumlar bu durumdan daha vahim listenin kazanılmayacağını bildiğimiz yerine giren insanlarımız için bile seviniyoruz ne yapacaksınız umut fakirin ekmeği.

Yok sayıldığımız yok hükmünde olduğumuz, hiçleştirildiğimiz, siyasilerin ellerinin tersi ile itildiğimiz gerçeğine bizler ne kadar kör ne kadar sağır olursak olalım gerçek sağa dönünce de sola dönünce de suratımıza şaplağı yapıştırıyor. Şimdi bu şartlar altında şaşalı sosyal medya mesajları ve salon toplantıları ile kurtuluş günü kutlayanlara soruyorum; Ciddi misiniz gerçekten kurtulduk mu?

Ardahan’ın ve Ardahanlının asıl kurtuluş günüeğitimde Ardahanlı çocukların maruz kaldığı adaletsizlikler giderilip üniversite sınavlarından sondan değil baştan üçüncü olduğumuz gün olacak, asıl kurtuluş günümüz sınır kapılarının havalandırma için değil ticaret için kullanıldığı gün olacak, asıl kurtuluş günümüz siyasetin kullan at malzemesi değil de siyasetin baş aktörü durumunda olduğumuz yani kısacası varla yok arasında olduğumuz değil de adam gibi VAR OLDUĞUMUZ gün olacaktır. Aksi halde kurtuluş günümüz dediğiniz şey tarihte bir anı bugün de ise bir kısım kadrolu protokolün yeni yeni yeniden gösteriş ve caka satış günlerden öte bir durum değildir vesselam.