Erkan ÇELİK

Tarih: 29.01.2015 16:15

ÂŞIK NURİ AGDEMİR

Facebook Twitter Linked-in

                                                     ÂŞIK NURİ AGDEMİR - DEMİROGLU

        Âşık Nuri Ağdemir 1946 yılında Çıldır ilçesi Kurtkale köyünde doğdu. İki (2) yaşında iken babası Aziz efendi ailesi ile birlikte Muş-Bulanık-Güllüova köyüne göç eder. İlkokulu kendi köyünde okuyan Âşık Nuri genç yaşlarda yörede düğünlerde âşıklık yapar.1985 yılında İzmir’e göç eden Âşık Nuri özel bir şirkette özel güvenlik görevlisi olarak çalışır ve 1984 yılında İzmir’de kurulan Âşıklar derneğine üye olur. Halen Derneğin başkan yardımcılığını yapan Âşık Nuri düzenlenen birçok köy dernek gecelerine ve Belediyeler tarafından organize edilen festivallere katılmıştır.

      Birçok gazetelerde ve dergilerde şiirleri yayınlanmış ve dereceler almıştır. Şiirlerinin konusu Allah sevgisi, vatan sevgisi, gurbet ve sosyal içeriklidir. Şiirlerinde ismini mahlas olarak kullanmaktadır. Âşık Nuri Kültür bakanlığının kayıtlı aşığıdır. (YB2005.0015 Nuri Ağdemir)

                            

            Âşık Nuri evli olup üç çocuk babasıdır.

 

 

     15 Mayıs 2014 tarihinde bütün ülkeyi yasa boğan Soma maden faciasına Âşık Nuri’nin yazdığı şiir

 

SOMA

 

Bu acı haberi, herkes duyanda

Yürekler ah çekti, gözler ağladı

Bütün vatan Soma’daydı o anda

Bir değil, beş değil, yüzler ağladı

 

Hepsi emekçiydi, şerefli, şanlı

Bazısı ölüydü, bazısı canlı

Kimisi evliydi, kimi nişanlı

Gelinler ağladı, kızlar ağladı.

 

Sevdikleri baygın baygın bakarken

Gözyaşları pınar olup akarken

Hoca teneşirde, ceset yıkarken

Kefeni sarınca, bezler ağladı

 

Çalışıp emekli olayım derken

Ekmek parasını temin ederken

Cenazeler kabristana giderken

Derler ağladı, düzler ağladı

 

Maden için koca dağlar yardılar

Dört bin metre yeraltına vardılar

Şehitleri Al Bayrağa sardılar

Ağıtlar yakıldı, sözler ağladı

 

Bu âşık Nuri’nin dilleri sustu

Bütün şehitleri bağrına bastı

Bağladı sazını, duvara astı

Teller yasa girdi, sazlar ağladı.

 

 

 

     Âşık Nuri’nin Ahiliğin kurucusu sayılan debbağların (dericilerin) piri, 32 çeşit esnaf ve sanatkârın lideri Ahi Evran’a (1171–1261) olan sevgisini dile getiren şiiri,

 

 

COŞAR AĞLARDIM

 

Yaşasaydım Ahi-Evran çağında

Âşık il e peşinden, koşar ağlardım

Erenler babında, dost otağında

Ahi dergâhında, coşar ağlardım

 

Kirmani bağında, güller derseydim

Mübarek eline, yüzüm sürseydim

Kayseri’ye geldiğini görseydim

Erciyes dağını, aşar ağlardım

 

Kırşehir de türbesi var yatılı

Kabul etmez, yalan ile batılı

Keyhüsrevdir, Ahi Evran katili

Kurduğu tuzağa, şaşar ağlardım

 

Peşkir olsam şeyhin, terini silsem

Ahi Evran hoyun, yolunda ölsem

Bir daha dünyaya, yeniden gelsem

Onun sevgisini, yaşar ağlardım

 

O benim pirimdir, temel direğim

Onu hatırlatmak, benim gereğim

Volkan gibi, patlasaydı yüreğim

Velhasıl cihanı, taşar ağlardım.

 

        Akrostiş ya da ilkleme, bir şiirde dizelerin ilk harflerinin yukarıdan aşağıya doğru sıralandığında anlamlı bir sözcük meydana getirmesidir[1]

 

 

Âşıklıkta onun, üstüne yoktur

Şair o dur, ozan o dur, tel o dur

Ilımlıdır, dosta emeği çoktur

Kültür o dur, Erkan o dur, yol o dur

 

Niyeti âşıklık, ağı örnektir

Uzağı yakını, iyi görmektir

Redif, ayak, uyak, gülü dermektir

İrfan o dur, ihsan o dur, hal o dur

 

Dediğini herkes, iyice anlar

Ehli beyti sever, der ki ey canlar

Meslektaşı olan, bütün ozanlar

İslam o dur, insan o dur, dil o dur    

 

Rayına oturmuş, bir tren gibi

O acı çalıyor, bir siren gibi

Gayriyi görmeyen, bir eren gibi

Latifeci dile bal veren gibi

Uslu odur, yaslı o dur, kul o dur.

 

Şiirlerinden Örnekler

 

ALLAH

 

Cansızlara can veren sen

Damarlara kan veren sen

Şöhret veren şan veren sen

Varsın birsin sen büyüksün

Allah Allah Allah Allah

Muhammet’tir Resulüllah

 

Bu âlemi kuran sensin           

Derde derman veren sensin

Tüm her şeyi gören sensin

Varsın birsin sen büyüksün

Allah Allah Allah Allah

Mehammeden Resulüllah

 

Ömer, Ali, Ebubekir

Verdiğin nimete şükür

Açtım elim ettim zikir

Varsın birsin sen büyüksün

Allah Allah Allah Allah

Muhammet’tir Resulüllah

 

Âşık Nuri sana tapar

Şeytanın yolundan sapar

Emretsen kıyamet kopar

Varsın birsin sen büyüksün

Allah Allah Allah Allah

Mehammeden Resulüllah

 

 

CANAN

 

Ömrüm sevdanın elinden indi yarıya canan

Gül gibi açılan rengim döndü sarıya canan

Cennetten seçip verseler güzellerin hepsini

Saçın telini değişmem yüz bin huriye canan

 

Sevdan beni esir etti çevirdi her yanımı

Çok uğraştım pençesinden alamadım canımı

Emdi benim damarımda iliğimi kanımı

Eridi etim kemiğim döndüm deriye canan

 

Kokunu özledim senin tenim tenden aralı

Böyle sevda çekilirmi canım candan aralı

Çektim gittin uzaklara beni koydun yaralı

Ayda bir selamın gönder Âşık Nuri’ye canan

 

 

 

                      KOŞMA

 

Yaylalarda yaylamızı yaylardık

Türküler çağırır, mani söylerdik

Yaşlı nenelerden masal dinlerdik

Geçti o anılar hani nerede

 

Allı gelin bürünürdü peçeye

Arı gibi sevdalıydı çiçeğe

 Sarılıp yatardık sıcak keçeye

O tatlı uykular hani nerede

 

Nuri, o zamanın aşığıyım ben

Karanlık günlerin ışığıyım ben

Giden günlerimin maşukuyum ben

Gidenler gelmiyor hani nerede

 



 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —