Müteahhit ev yapar malzemeden çalar, yetkililer kontrol etmek yerine rüşvetini alır deprem olur biz enkaz altında kalıp ölürüz,
İşe gideriz yerin dört yüz metre altında çoluğumuzun çocuğumuzun rızkını ararken gaz sızıntısı olan yere hiç umursamadan bizi maden sahibi indirir, devlet gelip bakmaz grizu patlar 301 kişi birden enkaz altında kalıp ölürüz, yetmez hakkımızı arayan kardeşimiz sorumlulardan açıklama beklerken yerlerde sürülüp tekmelenir,
Trene biner yola çıkarız ray yetersiz, ren bakımsız, makinist eğitimsizdir tren raydan çıkar biz parçalara bölünüp ölürüz, öldüğümüzle de kalırız,
Çocuklarımız dinini öğrensin diye Kuran Kursuna göndeririz imansız hoca ırzına geçer, yangın çıkar evlatlarımız yanıp küle döner,
Asgari ücretle çalışanlar, emekliler ve sabit gelirliler her gün artan enflasyonun altında ezilir ve sefalet maaşına talim ederken hanımefendi porsiyon küçültün diye, imamlar fakirler cennete gidecek diye, ülkeyi idare edenler de çok şükürsüz oldunuz şükredin diye nasihat eder,
Zenginin parası kur korumalı hesaplarda, aylık, yıllık faiz getiren hesaplarda katlanır da fakir aile hekimine gidip muayene olacak ya katkı payı 20 kat birden arttırılır,
Müteahhit on milyona daire satar bir milyon gösterir değerini vergiden milyonlar kaçırır ama işçinin emekçinin maaşından vergi daha maaşı hesaplanırken kesilip elinden alınır,
Yetti mi yetmez, avuç dolusu para verip otele tatile gidersiniz itfaiyesi 50 km uzakta olan hiçbir yangın tedbiri alınmadan ruhsat verilen otelde bağıra, bağıra yanarsınız.
Peki sorarım bu bize hak mı?
Yoksa milletimize müstahak mı?
Memleket isterim içinde Adalet olan, insanları yokluğa mahkûm olmayan, depremde binanın, kazada trenin altında kalmayan, çocuklara koca koca adamlar musallat olmayan, soğuktan donmayan ve bağıra, bağıra yanıp kül olunmayan.
Memleket isterim içindeki insanlar insan gibi yaşayan...
Sinan KARAÇAY
Gazeteci Yazar
