1.Dünya (1914–1918) savaşında Rusya’da Bolşevikler (24 Ekim 1917) tarafından Çarlık dönemine son verilmesi üzerine, Kars, Ardahan ve Batum yöresini işgal eden Rus askerlerin çekilmesi ve bölgenin yönetimi Rus’lar tarafından bölgeye yerleştirilen Ermenilere geçmemesi için(1877–1878–1918) kırk yıl Rus işgali altında kalan Gazi[1] Kars’lı vatansever aydın görüşlü Türkler bir araya gelerek kendi geleceklerini tayin ettiler.
Tarih, 8 Aralık 1918’di, Kars’ta kurulan Millî Şûra Hükümeti, Japonya’dan tanınma talep ediyordu.
Hilal-i Ahmer’in Sarıkamış şubesine gelen kalpaklı zat, müdürün odasında kahvesini içtikten sonra, telgraf odasına yöneldi. Elindeki kâğıdı makinenin başındaki görevliye uzattı ve ‘‘Bu mesajı yazdırınız” dedi. Az sonra makine tıkırdamaya başladı: “Haşmetli Japon İmparatoru Hazretlerine Tokyo-Japonya. Asya Asyalılarındır davasının alemdarı sıfatı ile size müracaat ederiz ki, Kars İslam Şûrası Hükümeti’nin mevcudiyet-i siyasiyyesinin tanınmasında müzaheretinize mazhariyeti, bir Asyalı olarak rica ederiz, Millî Şûra Reisi Kepenekçi Emin Ağa[2].”
Cenubi Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Millîyesi
Güneybatı Kafkasya Geçici Hükümeti
Çarlığın devrilişi üzerine 1917’de Kars’da kurulan İslam Komitesi ile bunun askeri meclisi ve sancaklardaki çeteler Erzurum’dan ilerleyen ordumuza kılavuz olarak 25 Mart 1918’de Oltu’nun, 3 Nisan’da Ardahan’ın, 5 Nisan’da Sarıkamış’ın ve Kağızman’ın kurtuluşunu sağladılar.
Brest-Lisovsk antlaşmasının 4. maddesine göre 12 Haziran 1918’de üç sancakta yapılan plebisit sonunda hazırlanan Anavatan Türkiye’ye katılma mazbatalarını Ardahanlı Hamşioğlu Rasim (Acar) bey başkanlığında Batum üzerinden gemi ile İstanbul’a giden 20’den çok temsilciden kurulu Evliye-i Selese Heyeti tahta yeni çıkmış bulunan Sultan Vahdettin’e 15 Ağustos’ta Dolmabahçe Sarayı’nda sunmuştur.
Kars ili ahalisinin bu mutlu ve sevinçli günleri 6 aydan çok sürmedi[3].
30 Ekim 1918’de İtilaf devletleri adına İngiltere ile imzaladığımız uğursuz Mondros Mütarekesi ile İmparatorluğumuz yıkılmış ve Anavatan’da Millî mücadelemiz başlamıştı. Mütarekenin 11.maddesine göre, Kafkasya’dan (Bakû’de Azerbaycan ve Mahaçkala’da Dağıstan kardeş Cumhuriyet’lerinin kuruluşunu sağlayan) ordumuzun geri çekilmesi ve 15. Maddeye göre de “Kafkas Demir yolları”nın İtilâf memurlarına teslimi ile Batu’mun (İngilizlerce) işgali gerekiyordu. Böylece ordumuz 1914 sınırı gerisine çekilecek, Kars, Ardahan, Batum gibi Anavatana yeni kavuşmuş yaralı-gazi- sayılan Üç-Sancak/Elviye-i Selese yeniden Ermeni ve gürcü işgaline karşı açık bulunacak demekti. Mütarekenin metni İstanbul’dan kumandanlık ve Mutasarrıflıklara gelince, Üç-Sancak ile buralara komşu Ahıska-Azgur-Ahılkelek gibi halkı Türk olan ve Batum Muahedesi’yle Anavatana kavuşan eski “Çıldır Eyaleti” mizin kuzeydoğu bölgesi ve Sürmeli (Tuzluca, Iğdır), Nahçivan, Ordubad gibi Aras boyunda ki Türk toprakları ahalisinin yeniden düşman ayağı altına düşme kaygısı sardığından silahlanıp teşkilat kurma duygusu belirdi. Ordumuzdan gayri resmi olarak izin alınarak ilk önce[4] 9 Ekim 1918'de Ahıska Hükümet-i Muvakkatası, 3 Kasımda Aras Türk Hükümeti, 5 Kasımda Kars İslâm Şûrası kurulmuştur. 15 Kasım'da Birinci Kars Kongresi düzenlenmiş ve sekiz kişilik Muvakkat Heyeti seçilmiştir[5].
Kars’ta bulunan 9. Ordu Kumandanı Mirliva Yakup Şevki Paşa ve Kars Mutasarrıfı Hilmi Uran[6] Bey’in yardımlarıyla Kars ve bölgesindeki Müslüman Türkler, “Kars İslam Şûrası”nı kurdular. Şûranın ilk toplantısı, ilçe ve nahiyelerden gelen temsilcilerin de katılımıyla şimdiki İl Sağlık Müdürlüğü binasında yapıldı. Reis Muavinliği’ne seçilen Piroğlu Fahrettin Bey, bölgeyi terk etmekte olan Yakup Şevki Paşa’ya giderek “Paşam, Kars’ta kalın, mücadelenin başına geçin.” teklifinde bulundu.
Paşa, “Sağ olun. Ancak gözümden rahatsız olduğum için bu görevi kabul edemeyeceğim” dedi. Ama yardımlarını da esirgemedi...
Şûranın ilk toplantısında şu kararlar alındı:
“- İngilizlerin teslim almakta olduğu, Türk Ordusu’nun elindeki silah ve cephane türlü yollardan ele geçirilerek Millî Şûra Ordusu kurulacak.
— Galip devletlerin tutumu ne olursa olsun, Osmanlı Devleti ile İslam Halifeliği’ne gönülden bağlı kalınacak. Türk bayrağı kullanılacak, Türkiye kanunlarına göre adalet ve idari işler yürütülecek.” Şûra hükümeti kurulur kurulmaz ilk işi ordu için çalışmak oldu. Bu arada dış devletler nezdinde tanınmak için de girişimlere başlandı. İstanbul’daki yabancı ülke büyükelçileriyle görüşmek üzere, Atbaşızade Asaf ve Halil Beyzade Ali Bey birer itimatname ile gönderildi[7].
30 Kasım'da İkinci Kars Kongresi (Kars İslâm Şûrası Büyük Kongresi) düzenlenmiş ve Millî Şûra Hükümeti kurulmuştur. Aras ve Ahıska'daki hükümetlerini birer şubesi sayarak Millî Şûra Hükümetine katılmıştır[8]. Hepsi Kars şehrini merkez tanıdı[9]
Ahıska-Ardahan üzerinden Erzurum sınırına çekilen 3.Tümenimizin kahraman Kumandanı Eyyuplu Halid Beğ[10] (Deli Halid Paşa) başta olmak üzere, ordumuzdan fikir ve silahça yardımlar gören ve 34 sancak ile kazada ki Türklerin doğudan Ermenilere ve kuzeyden gürcülere karşı Millî varlıklarını koruyup haklarını tanıtmayı gözeten “Millî Şûra” teşkilatı, Aralık 1918 sonunda buralardaki Mülki ve Askeri idareyi eline almış ve İngiltere Kafkasya Mümessilliği’ne de varlığını tanıta bilmek için[11]
17 Ocak 1919 ve 18 Ocak 1919 tarihlerinde Parlamento Başkanı (Reis) Dr. Esat Oktay Bey başkanlığında Kars'ta toplanan kongreye 131 temsilci katılmış ve kongrede Kars Millî İslâm Şûrası'nın adı Cenûb-i Garbî Kafkas Hükûmet-i Muvakkata-i Millîyesi (Güneybatı Kafkasya Millî Geçici Hükümeti) olarak değiştirilmiştir. Başkanlığına yine Cihangirzade İbrahim Bey[12] seçilmiştir. Bu geçici hükümet, 18 maddeden oluşan anayasası ve yeşil ve kırmızı zemin üzerinde bulunan ay-yıldızlı bayrağı kabul edip; 12 üyeli bir bakanlar kurulu ve halkın oyu ile seçilen 131 milletvekilli bir parlamento kurmuştur 131 kişilik Büyük-Kongre’de 17–18/ Ocak 1919 gecesi “Cenubi garbi Kafkas Hükümet-i Muvakakta-i Millîyesi” adını alan[13] bu devletin yüzölçümü 40 bin kilometrekare. Nüfusu, 1 milyon 534 bini Türk, kalanı da gayrimüslim olmak üzere 1 milyon 738 bin kişi[14] ve bayrak olarak yine Bayrağımızı kabul etmişti[15].
Başkent |
|
Dil(ler) |
|
Din |
|
Yönetim |
Şûra |
Para birimi |
18 MADDELİK ANAYASA
18 maddelik Anayasa ilk sivil anayasa niteliğindeydi. 1921’deki anayasamızın temelini oluşturan yasada Türkiye kelimesi ilk kez kullanıldı ve Türkçe resmi dil olarak kabul edildi. Günümüz şartları değerlendirildiğinde öne çıkan en önemli madde ise, 18 yaşını tamamlamış kadın ve erkeklerin oy kullanma hakkına sahip olmasıydı[16]
Hariciye Nazırı Fahrettin Erdoğan “Vekiller heyetinin listesini bir programla Kamutaya sunduk, güvenoyu aldıktan sonra, kısaca aşağıda metnini verdiğim Teşkilatı Esasiye Kanunumuzu da tasdik ettirdik. Teşkilatı Esasiye Kanunu şu idi:
1-Hükümet “Cenubi Garbi (Güney Batı) Kafkasya Cumhuriyeti” adını taşıyacaktır.
2-Cenubi Garbi (Güney Batı) Kafkasya Cumhuriyeti Hükümeti hududunu Batum’dan Nahçivan’a kadar ulaştırarak, bu sınır içinin barışın sonuna kadar korunmasını bilfiil üzerine almıştır.
3-Hükümet bayrağını, kamutay üzerine dikilen Ay Yıldızlı Türk Bayrağı olarak kabul etmiştir.
4-Cenubi Garbi- (Güney Batı) Kafkasya Cumhuriyeti Hükümetinin resmî dili Türkçedir. Bütün resmi ve gayri resmi muameleler ve öğretim Türkçe olacaktır.
5-Milletvekilleri seçimi için 18 yaştan yukarı kadın ve erkek oy verme yetkisine haizdir.10.000 kişi bir milletvekili seçer.
6-Her vilayet ve kasabada, Millî şûranın şubeleri açılarak, halkımızdan her türlü yardım görecektir.
7-Türk millet ve hükümetini rencide edecek her türlü muamelelerden kat’ı surette çekinilecektir.
8-Genel askeri teşkilatımızda, Cumhuriyetimizin kabul ettiği dairesinde, Türkiye Devleti ile irtibatı temin için daimi bir heyetimiz Türkiye’de bulunacaktır.
9-Mülki teşkilatımızda da 8. Maddedeki zikredilen usul aynen kabul edilecektir..
10-Komşu Hükümetler ile daimi dostça geçinmeyi Cumhuriyet Hükümetimiz ilke olarak kabul etmiştir. Milletvekilleri seçildikten sonra bu husus hakkında ayrıca bir kanun çıkarılacaktır.
11-İtilaf devletler, Doğu Türkiye illerini alıp başka bir millete vermek isterse, Cumhuriyetimiz Türkiye’den ayrılmamayı kesin olarak kabul etmiştir.
12-Azınlıkların hürriyetleri ve hakları muhafaza edilecektir.
13-Müslümanlar arasındaki mezhep ayrılıklarına hürmet edilecek, dini ayinlerin bir arada yapılması sağlanacaktır.
14-Demokrasi esaslarına göre riayet edilerek seçimler tarafsız olacak, Türk’ün şan ve şerefine yaraşacak bir şekilde yapılmasına azami surette dikkat edilecektir.
15-Vali ve Komutanların işe başlamaları ve işten el çektirmeleri kamutayın kararı ile olacaktır.
16-Cumhuriyet Hükümetimiz, milletvekillerinin seçilipte Kamutayın çalışmaya başlayışından sonra, kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesini teklif etmeye yetkilidir.
17-Milletvekili olmak için yaş haddi 25’ten yukarı olacaktır.
18-Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra, icrasını Nazırlar Heyeti ile Cumhur reisi memurdur[17].
I. ve II. Ardahan Kongresine Katılanlar.
HÜKÜMETİN ÇALIŞMALARI İNGİLİZLERİ RAHATSIZ EDİYORDU
25 Mart 1919’da parlamento bağımsızlık ilan etti. Artık yazışmalarda Cenub-i Garbi Kafkas Cumhuriyeti adı kullanılıyor. Cihangirzade İbrahim Bey de imzalarını Cumhur Reisi olarak atıyordu. Ama bu sevinç uzun sürmeyecekti. Çünkü İngilizler Kars çevresine önemli miktarda asker yığıyorlardı.
Hükümet Reisliği ne seçilen Cihangirzade İbrahim Bey, toplantıdan sonra kolları sıvadı. Tayinleri yaptı, seçim hazırlıklarını başlattı. Seçimler o günün ilkel ulaşım ve haberleşmesine rağmen hızla tamamlandı ve seçilmiş parlamento 1 Mart günü çalışmalarına başladı.
Bu arada Yakup Şevki Paşa 25 Ocak’ta Kars’tan orduları Erzurum’a çekmiş, İngiliz Askeri Valisi Temperley de bu yeni hükümeti tanımıştı.
Hükümet hızla örgütleniyordu. Ordusu 8 binlere ulaşmıştı. Ancak büyük silah sıkıntısı vardı. Ellerinde sadece Yakup Şevki Paşa’nın bıraktığı ve eski Rus ordusundan kalma 90 bin tane Berdanka tüfeği ve cephanesi bulunuyordu. Ama 300 metre menzili olan bu köhne tüfeklerle ciddi bir ordu kurulamazdı. Harbiye Nazırı bunun için Osmanlı Hükümeti’ne başvurup 6 batarya sahra topu, 30 bin sandık cephane, 20 doktor, ilaç, bir kurmay subay, 30 bin kat elbise, çamaşır ve potin istedi. Hükümet diplomasi cephesine de yükleniyordu. Batum’da, Sada-yı Millet gazetesini çıkardı, bu yolla propagandasını da yaptı. Bu çabalar sonuçsuz kalmadı: Azerbaycan hükümeti, Kafkas Hükümeti’ni tanıdı. Bu arada İstanbul’daki temsilcilerin itimatnamesi yenilenmiş, bu belgelerde de ilginç bir cümle kullanılmıştı:
“Sosyal demokrat prensibini takip etmek gaye ve emeliyle teşekkül eden hükümetimiz...” İtimatnameleri yenilenmişti ama Beyoğlu’ndaki Emperyal Otel’de kalan iki yetkilinin paraları da azalmıştı. Kars’a gönderdikleri mektup da, hangi şartlarda çalıştıklarının deliliydi: “Diğer hükümet temsilcileri konferansa katılmak üzere Paris’e gidiyorlar. İtimatnamelerin henüz gelmesi ve mesarif-i rahiyenin âdem-i mevcudiyetinden (yokluğundan) gitmeğe teşebbüs bile edemedik. Paris’e gidebilmemiz için onbeşbin lira veyahut yüzelli bin rublenin hemen yetiştirilmesinin elzem olduğunu...”
Amerika: Hamal Cemal Efendi
İstanbul’daki Karslılar da boş durmuyorlardı. Karslı İttihatçıların öncülüğünde Ocak ayında Karslılar Cemiyeti kuruldu. Cemiyet, kurulduktan hemen sonra Kars’taki hükümete bir mektup yolladı ve hükümetle dernek arasında bir haberleşme köprüsü kuruldu. Özel şifreler belirlendi. Artık Galata’da Ömerabid Han’ın dördüncü katındaki Hüsnü Paşazade yazıhanesinden, Kars’ta Halıcı zade Gümrü’lü Yusubof’a mesaj yağıyordu. Şifreler de ilginçti. Hariciye, Kurşun kalemi; Karslı, Çay; Ermeni, Aik-i haki; Para, Sucuk; Avrupa Kongresi, Ceviz; Osmanlı Veliahdı, Dikiş makinesi: Alman, Zeynelabidin Efendi; Sovyetler, Abdullah Ağa; Amerika ise Hamal Cemal Efendi olarak yazılacaktı... Bombaya fasulye, Paris Konferansı’na badem, intikama da Sabun denecekti...
Bir de cümle şifreleri vardı. Buna göre “Hükümet erkânı ile münasebette bulununuz” elbise kelimesiyle, “Ermenilerle münasebetimiz gergindir” makine yağı kelimeleriyle, “Memlekete Bolşevizm harekâtı sokunuz” kırmızı mürekkep “Katiyyen sokmayınız” da mavi mürekkep kelimeleriyle ifade edilecekti. Bu sözlerden hükümetin yanı başındaki sosyalist Rusya’ya yakınlaşma kozunu elinde tuttuğu anlaşılıyordu.
Bu arada hükümetle İngilizlerin ilişkileri de gerginleşmişti. Çünkü Ermenilere taviz verilmiyordu İngilizlerle bir çatışmanın ayak sesleri işitilmeye başlanmıştı. Hükümet, bunun üzerine bir bildiri yayınlayarak halkı uyanık olmaya çağırdı: “Avrupa kıtasında bizim arazimizin ve nüfusumuzun üçte birine malik olmayan Lüksemburg dukalığı, şimdiye kadar mevcudiyetini muhafaza etmiştir. Bu hükümet bizim için bir numune-i ibret olsa gerektir. Müslüman Kardeşler biz bu fırsatı fevtedersek, bir daha ele geçiremeyeceğiz. Bu gibi bir büyük inkılâbın bir daha zuhura gelmesi asırlara muhtaçtır[18]…”
Parlamentoya İngiliz baskını
Hariciye Nazırı Fahrettin Erdoğan: ”İngiliz askerleri müstahkem mevkii işgal ettiler. Albay Temperli Şûraya bir yazı yazarak, Yüzbaşı Preston’la göndermişti. Yazıda: ”Kabinenizde bulunan nazırların isimlerini gösterir bir liste gönderilsin…” Kabinede görev alanların isim listesi İngilizlere gönderilir
Erdoğan”Listeyi gönderdiğimiz zaman, arkadaşlara şöyle bir hitaben de bulundum:”Arkadaşlar, hazır olunuz. İngilizler vatanperver ve milletini sevenlerin listesini aldılar, bir gün ansızın basarak bizi toplayıp götüreceklerdir. Bunun için tedbirli ve tedarikli çalışalım” dedim[19].
Aradan çok zaman geçmeden “Nisan’da Kars a yeni tayin edilen İngiliz Askeri Valisi Yarbay Preston, meclisi ziyaret edeceği haberini yollattı. 12 Nisan Cumartesi[20] günü, bütün hükümet üyeleri parlamento binasında toplandılar. Preston, saat l6.00’da iki subay ve birkaç askerle binaya geldi. Cumhurbaşkanı İbrahim Bey, kendisiyle henüz tanışmamıştı. Tercüman Ahmet Robenson aracılığıyla tanıştılar, İbrahim Bey, hükümet üyelerini tek tek Preston’a takdim ediyordu ki, dışarıdan silah sesleri gelmeye başladı. Maliye Nazırı Mehmet Bey telaşlandı ve Preston’a “Dışarıda niçin tüfek atılıyor?” diye sordu. Preston cevap vermedi, beraberce dışarı çıktılar. Durum anlaşıldı. İngiliz askeri birlikleri ve zırhlılar parlamento binasını kuşatmış, binaya gelen yolları tutmuş, telefon tellerini de kesmişlerdi…
Hükümet kuvvetleri direnmediler. Sadece meclis muhafız polisleri ile İngilizler arasında kısa bir çatışma oldu. Meclise girmeye çalışan bir İngiliz çavuşunu engellemeye yeltenen polis Arslan Efendi şehit edildi. Bir başka İngiliz de belediye binasına çıkmaya uğraşırken Çıldırlı bir Jandarma eri tarafından hançerle öldürüldü. Çıldırlıyı da oracıkta şehit ettiler... Cumhurbaşkanı İbrahim Bey yıllar sonra anılarında dışarı çıkınca gördüklerini şöyle anlatacaktı:
“Etrafa biriken cemaati büyük bir heyecan içinde gördüm. Kars’ta henüz kış kalkmamış olduğu için, büyük telefat olacağı endişesi ile halkı çatışmaya sokmaktan imtina ettim…”
Ardından parlamento işgal edildi ve Cumhurbaşkanı da dâhil hükümet üyeleri, bazı milletvekilleri ve bürokratlar tutuklandı. 42 gün süren Kars Cumhuriyeti serüveni, sona ermişti. İşin ilginci, İngilizlerin bağımsızlık ilan eden bir başka parlamentoyu, İrlanda parlamentosunu da aynı gün dağıtmalarıydı...
İngilizler akşam treniyle tutukluları hemen Tiflis’e naklettiler. Cumhur Reisi ve beraberindekiler Tiflis’ten Batum’a, oradan İstanbul’a ve ardından da Malta’ya sürgüne gönderildiler. Sürülenler arasında Cumhurbaşkanı’nın yanı sıra Harbiye, Dâhiliye ve İaşe Nazırları, Adliye Nazırlığı Müşaviri, Kars Valisi, Polis Umum Müdürü, Posta ve Telgraf Umum Müdürü, Kars Polis Komiseri, Bir Rum ve bir Rus parlamenterle, sıfatı belli olmayan Vafyades Stephan da vardı.
İngiliz “Komutan Devey tekrar söze başladı: ? Sizler bilesiniz ki: Şimdiye kadar devam etmekte olan Kars Şûrası ve Cenub-i garbi Kafkas Hükümeti yıkılmıştır. Bunun sebebi İngiliz hükümetinin ehemmiyetle verdiği emirlere itaat etmeyerek Ermenileri Kars’a kabul etmediğiniz ve Sarıkamış’taki hububatın Gümrü’ye sevkine mani oluşunuzdur. ”Şimdi yeni bir meclis kuracağız. Bu meclis beş kişiden ibaret olacaktır. Aynı zamanda bu meclis İngiliz hükümetinin emrinde olacaktır. Bunun için söz istedim. Albay müsaade buyursun bu seçimi aramızda yapacağımız müşavereden sonra yapalım dedim. Bana cevaben bu mecliste Nahcivan cihetini temsil eden Bahşi Bey itiraz ederek, Artık iş işten geçmiştir kumandanın emrini yerine getirmekten başka çaremiz kalmamıştır. Derhal seçim yapalım dedi. Ekseriyet bu teklifi kabul etti. Ve zaten bunu kabulden başka çare kalmamıştı. Zira iş metazori halini almıştı. Derhal seçime geçildi. Aleni tekliflerden sonra birer birer reye konuldu. Doktor hacı oğlu Esat Bey, Meşhedi Samet, Örtülü köylü Adübeg oğlu Asker bey, adını bilmediğim bir Rus ve bir Rum olarak beş kişilik bir heyet seçildi[21].
Bunlardan Dâhiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Alı Rıza Bey, Batum’da sorgusu yapılırken bir yolunu bularak kaçtı. Kağızman’a gelerek, Orta Kale Millî Şûrası’nın başına geçip mücadeleye devam etti. İngilizler, 30 Nisan’da da Kars’ın yönetimini Ermenilere teslim ettiler[22].”
Kars’ta İngilizlerin kurduğu kukla hükümetinde Türkleri temsilen yalnız Dr. Esat Oktay Kalmıştı.
Dr. Esat Oktay’ın Ankara Milli Kütüphane de bulunan ses kaydında”Ben Parlamento reis’i iken İngilizler ansızın Parlamentoyu bastılar. O sırada Parlamentoya reislik yapıyordum. Meclis toplantı halindeydi. İngilizler Parlamentoya her gelişlerinde haber verirlerdi geleceğiz diye. Bu sefer haber vermeden meclise girdiler. İngilizler silahlıydı. İbrahim Cihangir onları karşıladı. Bende Meclise müsaade almadan nasıl içeri girebilirler dedim. O sırada dışarıda patlama sesi geldi. Baktım ki her tarafı İngiliz askerleri sarmış. Ben kâtiplere derhal evrakları toplayın kürsünün altına saklayın. Dedim.
Aynı gün başta İbrahim Bey olmak üzere daha önce hazırladıkları isim listesine göre yakaladıklarını tutuklayıp Batum üzerinden Malta’ya sürdüler. Ben zannettim sıra bana da gelecek, dedim paltomu hazırlayın galiba gidiyoruz.
Kars’ta zahire deposu vardı. Depolardaki buğdayı İngilizler Ermenilere istiyorlardı. İbrahim Bey yumruğunu masaya vurar”Asla, ölümümüzün ancak üzerinden geçersiniz.”dedi. Ben söz aldım. Efendim orta da bir zahire var. Bize verirseniz Ermeniler ölür, Ermenilere verirseniz Türkler ölür. Taksim etseniz ne bize yarar nede onlara. Siz güçlüsünüz başka yerden tedarik edin, bizimde erzakımızı almayın dedim.
İngilizler Malakanlar, Ermeniler Rumlar ve Türklerden oluşan bir koalisyon hükümeti kurdular. Koalisyon uzun sürmedi. Zaten anlaşıldı ki İngilizler şehri Ermenilere teslim edecekler. Bir gün İngiliz subayı bana biz seni artık koruyamayız, başının çaresine bak. Dostum olan İbrahim’in yardımı ile atlı kızakla Kars’tan köyümüz Zinzal’a(Güvenocak) geldim.
O sırada Ardahan Mutasarrıfı olan İbrahim Kadimova’un yanına gittim. Murahhas üyesi olarak ben ve Mehmet Ali Bey Oltu’ya gittik. Orada Ermeniler bizden şüphelenmesin diye kendi kendimizi tutuklattık.”Bu konuya Sami Önal (Ankara 1968) Millî Mücadele Oltu adlı kitabında değinmiştir.
Fahrettin Erdoğan kitabının muhtelif yerlerinden bahsettiği Tercüman Ahmet Robenson, Dr. Esat Oktay’a göre iki taraflı casus olduğunu ve sürgüne gidenlerin isim listesini onun verdiğinden şüphelendiğini söylemekte.
Malta'ya sürgüne gönderilen isimler aşağıdaki gibidir.
İsim Sürgün dönemi S. no. Rütbesi, görevi, mazisi
1 Cihangirzade Aziz Bey 2 Haziran 1919 27 1 Adalet Bakanı
2 Alibeyzade Mehmet Bey 2 Haziran 1919 27 16 Kars valisi
3 Cihangirzade Hasan Han 2 Haziran 1919 27 18 Savunma Bakanı
4 Cihangirzade İbrahim Bey 2 Haziran 1919 27 17 Cumhurbaşkanı
5 Mehmetoğlu Muhlis Bey 2 Haziran 1919 27 27 PTT Genel Müdürü
6 Matvey Radjinski 2 Haziran 1919 27 25 Rus Şûra üyesi
7 Musa Salah Bey 2 Haziran 1919 27 20 Polis Müdürü
8 Pavlo Camusev 2 Haziran 1919 27 14 Rum Şûra Üyesi
9 Tevhidüddin Mamiloğlu 2 Haziran 1919 27 22 Emniyet Müdürü (Orenburglu Kazak Türkü)
10 Stefani Vafiades 2 Haziran 1919 27 26 Rum Şûra Üyesi, Sosyal Yardım Bakanı
11 Yusuf oğlu Yusuf Bey 2 Haziran 1919 27 21 Şûra Üyesi, Gıda Bakanı[23]
Baskından kurtulan üyeler
1-Fahrettin Erdoğan-Güney Batı Kafkas Cumhuriyeti Hariciye Nazırı (.1.Devre Kars Milletvekilidir. 1874 (1290) Sivas-Divriği-Yağıbasan köyü doğumludur.1897 yılında Kars-Sarıkamış-Asboğa köyünde ki amcasının yanına yerleşir.)
2-Ali Rıza Ataman-Güney Batı Kafkas Cumhuriyeti Dâhiliye Nazırı (1.nci devre Kars Milletvekili. 1184 (1300) Kars –Kağızman ilçesi doğumludur.)
3-Dr. Esat Oktay-Parlamento Başkanı (7–8 ve 9.Dönem Kars Milletvekili 1887 yılı Çıldır-Güvenocak –Zinzal doğumludur.)
DR. ESAT OKTAY ÇILDIR’DA
Yıllar sonra anılarını yazan “Türk Ellerinde Hatıralarım” Dâhiliye Nazırı Fahrettin Erdoğan.”
“Ben Kars’tan her gün için bilgi alıyordum. Yalnız orada Meclisi Mebusan Reisi Dr. Esat Oktay kalmıştı. Hacı Abbasoğlu Mehmet Bey Akbaba’ya gitmişti. Hüseyin Han hudut komutanlığımızdan köylere çekilmiş, her bir tarafta tekrar gizli teşkilat kurmaya başlamışlardı. İngilizler Karganov’u vali olarak Kars’a getirmişler. Dr. Esat Bey de, onun maiyetinde Türkleri temsil etmek üzere üye bulunuyordu. Ermeniler kendi çıkarlarına uygun her emri, Dr. Esat Bey’e kabul ettirmek istiyorlardı. Sonucunun iyi olmayacağını kestiren Dr. Esat Bey bir gün fırsatını bulup Çıldır’a kaçmış ve orada teşkilat kurmaya başlamıştı[24]”
Geçici Kars Hükümeti'nde Parlamento Başkanı ve teşkilatçı, yiğit bir aydın sayılan Doktor Esat Oktay, 1919 Mayıs başlarında yeniden Çıldır Millî Şûrasını düzene koydu; Purutlu (Eşmepınar) Kamil Vural Ağa'nın başkanlığında, Koravelli (şimdi Sazlısu) Kamil Erdoğan Ağa, Zığarıstavlı (şimdi Öncül köyü) Deliağa Bingöl, Pekreşen (şimdi Gülyüzlü) köylü Ağadede, Sukhara (şimdi Yakınsu) köylü Molla Nebi ve Kasımoğlu Hasan Ağa ile Doktor Esat'tan kurulan 7 kişilik Merkez Heyeti yine Çıldır'ın idaresini eline aldı. Zarşat, Ardahan ve Ahılkelek üzerinden baskın yapan Ermenilere karşı Çıldır Milislerini sevk ve idare ettiler. En çok, cephane azlığından bunaldılar.
1919 Mayısından 1921 Şubatındaki Çıldır'ın Son Kurtuluşuna değin Çıldır Millî Şûrası kolu çalıştı. Ardahan'dan Zurzuna'ya (Çıldır) gelen Ermenilerin Çıldır Kaymakamını Mayıs başlarında geri çeviren Millî Heyet, ordumuzdan kalan ve 1915'te Ruslara tutsak düşmüşken 1917'de Gediksatılmış gibi köy kamplarından kurtarılmış bulunan 45 Mehmetçiği, gönüllü Milislerimizin talim ve terbiyesi ile birik kumandasına tayin etti. Zarşat cephesinde Taşbaşı'nda Ermenilerle çok vuruştular.
10 ay süren Zurzuna'daki Gürcü işgali tesirsiz ve köylere dokunamaz halde geçti. İki Kamil Ağa ile Cambaz’lı İlyas Ağa bunalınca Oltu'ya gidip 1919 yazında Narman'daki Eyüplü Halit Bey (Paşa) ile teması sağladılar, cephane aldılar. Doktor Esat Bey de Bakü'ye kaçmak zorunda kaldı. 1919 güzünde Halit Bey'den belge ve şifreler alarak Çıldır'a dönen kahramanlar 30 Ekim 1920'de Kars kurtulduktan beş gün sonra 9. Tümen Kumandanı Deli Halit Bey'in gönderdiği irtibat zabiti Yüzbaşı İhsan Nuri'nin getirdiği mektup üzerine Çıldır'dan, resmi Gürcü işgaline rağmen, 600 Gönüllü Milis yazarak Taşköprü köyünde topladılar. Burada İhsan Nuri Bey'in tertibi ile iki taburlu bir Çıldır Gönüllü Alayı kuruldu.
I. Tabura Purutlu Kamil Ağa'nın oğlu Paşa Bey, 2. Tabur'a da Calalı (Doğruyol) Ali oğlu Kasım Ağa kumandan oldu. İki Kamil Ağa da başuçlarında atlı olarak Gümrü'ye ve oradan da Cacur'a giderek ordu birliklerimizin yanında Ermenilerle savaştılar. Deli Halit Bey Aralık 1920'de Yunan Cephesine tayin edilince Çıldır Alayı da izinle cepheden ayrılıp, evlerine dağıldı. Gürcüler bunlara dokunamadı[25].
MİLLİ MÜCADELE KAHRAMANI
DR ESAT OKTAY KİMDİR?
Dr. Esat Oktay’ın oğlu Dr. Orhan Oktay tarafından kaleme alınan yazı.
Babam Dr. Esat Oktay Kars ilinin Çıldır ilçesi Zinzal köyünde 1303(Rumi)yılında doğmuştur. Babası Hacı Hasanoğlu Abdullah Ağadır. Annesi Hacı Arslan kızı Reyhan’dır. İlk tahsilini Çıldırda köyde ve sonra Gürcistan’ın başkenti olan Tiflis’te yapmış, orta ve lise tahsilini şimali Kafkasya’da Stravropol’da ve bilahare Erivan’da okuyarak 1912 yılında lise mezunu olmuş. Liseyi birincilikle ve altın madalya alarak bitirmiş. Liseyi altın madalya ile bitirdiği için 1912 yılında Moskova Tıp Fakültesine alınmış.1917 de tabip olarak fakülteden mezun olmuş. Bu sıralarda birinci cihan harbi başlamış ve devam ediyormuş. Babamın çocukluğu, gençliği ve tahsil devresi Çarlık Rusya’sında geçmiştir. Doktor olarak mezun olduğu zaman elviyesi selase halkından tahsil görmüş olarak tek babam varmış.
1.Cihan harbi başladığı sırada babamı garp cephesine tayin etmek istemişler, babam buna itiraz ederek Kafkas cephesine tayinini istemiş. Çünkü bulunduğu mevki itibarı ile Kafkas Cephesinden daha iyi hizmet imkânı bulacakmış.1.cihan harbi bütün şiddeti ile devam ederken Çarlık Rusyası devriliyor ve Çar ailesi ile birlikte katlediliyor ve Keren Ski hükümeti kuruluyor. Merkezi Tifliste bulunan Kafkas idaresi teşekkül ediyor, bu idarede Türklere de yer verilmiştir. O zaman Oltu askeri hastanesinde görev almış. Türkiye’de İstiklal savaşı başladıktan sonra Ardahan, Çıldır, Oltu ve Kars’ta istiklalimiz için fiili çabalarda bulunmuş. Bu mücadelede amcalarım Emir Oktay ve Samet Oktay’la birlikte birçok defa hayati tehlikelerle burun buruna geldikleri halde çalışma ve çabalarında yılmadılar. İstiklalimizin kazanılması sonucu her üç kardeşe cumhuriyetimizin kurulması ile o tarihlerde istiklal madalyaları beratları tevdi edildi.
Babama ait istiklal madalyası ağabeyim Avukat İsmail Oktay’da bulunmaktadır.
Babamın milli mücadelede faaliyeti Azerbaycan’dan başlayarak muhtelif zamanlarda Çıldır, Ardahan, Oltu ve Kars’ta olmuştur.
Azerbaycan’da milli egemenliğimiz için çabaları öğrenciliği devrine rastladığı gibi sonra da istiklal mücadelemizde Kars ve Ardahan Ermeni Rum ve İngiliz teşkilatlarıyla gerek diplomatik yönden
Gerekse fiili yönden mücadelesinde Kars ve havalisinin durumunu o zamanki Azerbaycan hükümetine iletip siyasi ve maddi yardımların sağlanması için irtibat tesisi görevini yüklenmiştir.
Oltu, Ardahan teşkilatları arasında irtibat kurarak teşkilatların müşterek hareketlerini düzenleyen fiili mücadele için gerekli malzemenin temininde arkadaşları ile birlikte sarf ettiği çabalarda zaman zaman hayatını kaybetme tehlikeleri ile burun buruna gelmiştir. Ermeniler tarafından hakkında vur emri çıkarıldığı gibi öldürülmek için elde edinilmesini sağlamak amacı ile ailesine çeşitli eziyetler yapılmakla kalmamış babamın teslimini kolaylaştırmak için dedem Abdullah ağayı da tevkif ederek Kars hapishanesine göndermişler. 17–18 Ocak 1919 gecesi Dr. Esat Oktay başkanlığında Kars’ta toplanan kongre merkezi Kars olmak üzere cenubi garbi Kafkas hükümeti kuruluyor ve parlamento başkanlığına Dr. Esat Oktay seçiliyor. Üç gün sonra Ankara’da T.C hükümeti kurulduğu zaman hükümeti feshedip Ankara’ya bağlılıklarını bildirmişler. Babamın bu mücadelesi Ankara’da Anıt Kabir müzesi Kuvayi Milliye bölümünde Güney Batı Kafkas geçici milli hükümeti parlamento başkanı Dr. Esat Oktay olarak 24 Nisan 1922 Mustafa Kemal Atatürk yazısı ile sergilenmektedir.
Kırk yıllık kara günler(1878–1918)[26]
Babamın kendi el yazısından aldığım notlardan aktarıyorum.
Çarlık Rusyasının muhtelif yerlerinde ( Kırım, kazan, Ural, Türkistan, Kafkasya) gibi mevkilerinde 60 milyon kadar Türk yaşamaktadır. Bu Türkler den en feci durumda olan ve çarlık Rusya’sında hususi idare ile idare edilen elviyei selase adıyla anılan Ardahan, Kars, Oltu, Şenkaya, Batum ve Artvin’dir. Kars ve havalisi Ayastafanos(Yeşilköy) ve 13 Temmuz 1878 de Berlin muahedeleri ile savaş tazminatı olarak çarlık Rusyasına verilmiştir. Ruslar elviyevi selase’de hususi askeri idare kurmuşlardır. Kars’ta askeri vali ve kazalarda askeri kaymakamlar, yüzbaşılar, memurlar bulunuyordu. Halktan asker alınmıyor ve sembolik olarak askeri mükellefiyet namı altında çok az para alınıyordu. Bu suretle Kars ve havalisi halkı milli irfanda mahrum ve çok ızdıraplı sıkıntılı günler yaşıyordu. Çarlık Rusya’sında 2 ve 3 derecedeki polislik, jandarmalık, kâtiplik gibi memuriyetler Ermeniler ve Rumlar elindeydi. Bu durum milli mücadelede teşkilat kurulurken büyük müşkülatlara kalınmasına sebep oldu. Şimdi hamd olsun Kars’ta birçok avukat, doktor, mühendis gibi binlerce yüksek tahsil genci yetişmiştir. 1917 yılında tabip olarak mezun olduğum zaman Çarlık Rusya’sı devrildi ve Çar ailesi ile birlikte katledildi. Yeni Kerenski hükümeti kuruldu, Kafkas seymi teşekkül etti. Merkezi Tiflis’te teşkil olunan idarede Türklere de yer verildi. O zaman vazife aldım. O sırada Ordu askeri hastanesinde görev yapıyordum. Bu meyan da kimsesiz çocukları toplamak ve barındırmak, bu çocuklara bakım yurdu tesis etmek ve İslam bakü cemiyeti hayriyesi delaleti ile fakir ve perişan hale gelmiş yurttaşlara yardım etmek ve iaşelerini temin etmek vazifelerini gördüm. Ayrıca cephe için hazırlanmış ve Oltu’da depo edilmiş malzemeyi muhafaza altına alarak ordumuza hiç ziyan verilmeme vazifelerini gördüm.1334 tarihli vesikada bu çalışmalarım görülmektedir. O zaman stratejik madde olan gazyağı, şeker, çay, sabun vesaire bu depolarda emniyet altına alınmış idi. Bu sıralarda her millet kendi teşkilatını kuruyor ve çalışıyordu. Bizim için ise münevver azlığı dolayısı ile durum çok müşküldü. Bu sırada Karslıların Türk Kongresi yapıldı ve her tarafta Kars, Ardahan, Iğdır, Nahcıvan, Kağızman vs.den delegeler toplandı ve önemli kararlar alındı. Tam kongre devam ederken bir Rus tayyare birliği geliyor ve diyor ki biz silahlarımızı Türklere teslim edeceğiz, buyurun teslim alın. Fakat askerlik yapmamış ve münevver adamlar bulunmadığı için müşkülat çekildi. Çünkü çok defa teslim aldığımız malzemeyi muhafaza edemiyoruz ve Ermeniler teşkilatlanıyorlar ve aldığımız malzemeyi elimizden alıyorlar.
1.cihan harbi sırasında bağlı bulunduğumuz tarafın yenilmesi ile memleketimiz silahtan tecrit edilerek işgal altına alınıyor ve ızdıraplı acı günler yaşanıyordu. Yağmacılardan bir Rum dedemin beline bir demir ile vurmuş, dedem bayılmış ve öldü diye bırakmışlar, yağmacılar yağmalarına devam etmişler. Kendi arabalarımızı koşarak evde ne var ise yatak, yorgan, eşya, kardeşimin dükkânını toplayarak arabalara yüklemişler ve götürmüşler. Babam ve kardeşlerim para ne var ise vererek kendilerini ölümden kurtarmışlar. Fakat rüyamda gördüğüm gibi hepsini sağ buldum. Kap kaçak namına bir şey bırakmamışlar. Rüya buya hikmeti ilahi aynen gösterdi.”ayrıca ben talebe iken bir telgraf aldım. Fakat bu telgraf her zamanki merkezden değildi. Başka bir merkezden geliyordu. Ben kuşkulandım. Acaba ne oldu. Çünkü gazeteleri takip ediyordum. Gazetelerden Ordumuzun Ardahan’a geldiğini ve bir müddet sonra geri çekildiğini okudum. Mektep ten izin aldım ve kızakla yola çıktım.”Çıldıra gelirken bir büyük ermeni köyü olan Çıldıra hudut bir ermeni köyünde (Karzah)geçmek icap ediyordu. Burada Ermeniler komşu oldukları için beni tanıdılar. Bu bir Türk diye iki Rus kazağını bana musallat ettiler. Kazaklara dedim ki ben doktorum ve babamı ziyarete gidiyorum. Doktor olduğunu nereden anlayalım dediler. O zaman birinci cihan harbi zamanı, biz son sınıf talebelerini geceleri de yaralılara bakmak üzere çalıştırıyorlardı. Hastanelere bazen çarın kendiside geliyordu, bir de kolumuza Kızılhaç bandı takmak mecburiyeti vardı. Bereket versin bu bant paltomun cebinde idi. bu bandı çıkardım, kendilerine gösterdim. Onlarda bu sefer büyük bir çay bardağı rakıyı çarın şerefine içmemi teklif ettiler, esasen hiç rakı içmemiştim, bunu içersem mahvoldum demektir. Teşekkür ettim ve bize votka içmek yasaktır dedim ve kızakçıya hareket etmesini söyledim. Sonra kızak hareket edince bir iki kurşun attılarsa da isabet olmadı ve böylece muhakkak ölümden kurtuldum ve geldim herkesi sağ salim, hacı babayı da rüyamda gördüğüm gibi hasta buldum.
Haşim oğlu Yasin Bey de durmadan çalışıyordu hatta birkaç defa öldürmek istediler.
Bundan sonra sıra halkımızı silahlandırmaya ve talim terbiyelerini öğretmeye gelmişti. Oltu’da Ermenilerin elinde silah deposu ve erzak ambarları var idi. Bu kısmı yazar bay Sami Önal Oltu’nun kurtuluşu etraflı ve mufassal izah ediyor. Ancak gönül isterdi ki bu işte canla başla çalışmış olan benim de fikrimi almalı idi. Mesela kitabında diyor ki Dr. Esat Oktay heyeti bir teklif yaptı, o da tepki ile karşılandı. Benim vazifem irşad idi. bu da iyi karşılandı. Ancak on beş gün kalmamız ve teşkilatı kuvvetlendirmek icap ediyordu. Ben de getirdiğim adamları ve onların çocuklarını düşünerek bir an evvel dönmek zorunda idim. Vakıa bana müdafai hukuk yöneticileri vaziyeti anladıktan sonra siz serbestsiniz dediler ise de ben serbestliği kabul etmedim, tutuklamanın devam etmesini istedim. Çünkü ermeni casusları haber alır, hepimizi imha ederlerdi.
Bir de kitapta 23 üncü sahifede Ermenilerin listesinde bir kısım delegelerin öldürülmesi yazılırdı ki bu listede başta Nazarali oğlu İsmail Bey, Yusuf Ziya Bey ve ben geliyordum. Ancak benim ismim karışık yazılmış ve Dr.Gadjioğlu yazılmış ki benim soyadım hacıyef idi. O tarihlerde benden başka çalışan doktor yok idi ve bu hacızade ben idim.
Şimdi vaziyet şöyle idi; bir tarafta 200 kişilik askeri olan Ermeniler, silahları mükemmel, erzak depoları ellerinde, diğer tarafta ilim irfandan mahrum bizim teşkilat. Vakıa biz dede 20–30 kadar ordudan ayrılmış askerler vardı. Bu askerler köylerde çalışarak askere talim terbiye öğretiyorlardı. Ancak silah yoktu ve erzak veremiyorduk. Bunun için Oltuyu silahla ve zorla almaya mecbur olduk. Bundan dolayı esaslı tedbir aldık ve elimizde ki kuvvetlere vazife verdik. En zor vazife de ermeni askerlerini silahtan tecrit etmek vazifesi idi, bu mühim vazifede örtülü Bilal efendiye verildi.
Sabahın erken saatinde Oltu çayını geçerek Ermenilerin silahlarını alacaktık. Çok mükemmel başardı ve hepsini silahtan tecrit etti. Mühim bir vazife de cep haneliği teslim almaktı. Bu da yedi kilise köyünde Mehmet ağaya verilmişti.3 üncü müfrezede polis ve jandarmayı teslim almak lazım geliyordu. Bu iş de Çıldırlı Karaya verilmişti. Bundan sonra posta ve telgrafhaneyi alıp oralara kendi adamlarımızın işleri yapılacaktı. Hâlbuki Ziya Bey de çok kıymetli vatansever bir arkadaşımızdı. Kendisine dedim ki şimdilik müsaade et bu teşkilatı kuralım, ilerde tabii sana çok ihtiyacımız olacaktır. Bir şey söylemedi ve belli ki muğber oldu. Ne yaparsın ermeni ve Rumları atmak için bu tedbirler lazımdı. Kardeşi Yasin Haşimoğlu da bunları pekiyi biliyor. Temsilci olduktan sonra muavinliğe gürcü subay Gvaramadzeyi, çünkü askerler üzerinde çok müessir idi. ikinci muavinliğe bir ermeni doktorumu aldım, Ermenileri bu suretle tahriklerden kurtardım. Çünkü hep Türkler aleyhine provokasyon yapıyordu ve ermeni sürülerini böylece kışkırtıyordu. Bir de bunun Kars üzerinde yapacağı tepkiyi düşünmek icap ediyordu, çünkü ellerinde on bin kadar kuvvet vardı, bunlardan bir müfrezeyi Oltu’ya gönderdiler, bu müfreze göle teşkilatı ile bir şey yapamadan döndü. Birde daha büyük kuvvet gönderdiler diye Ermenilerle anlaşmaya çalıştı.
Müşterek komite toplandı ve dedi ki biz muvazenesizliği ortadan kaldırdık. Bizde silah aldık, şimdi sizin silahlarınızı da geri alın, beraber teşkilat kurup memleketi birlikte idare edelim. Bunu teyit için de hem Ermenilerden hem de bizden bir heyet Kars’a gitti ve bunu böylece izah etti. Böylece bu iş de kapanmış oldu. Velhasıl ermeni hükümet kurulmasın diye her çareye başvurdu. Oltu teşkilatı Ardahan, Çıldır, Akbaba ve Kağızman teşkilatları hep bu uğurda canla başla çalıştılar Allah da yardım etti. Fedakâr askerlerimiz evvela Oltuyu sonrada diğer mıntıkaları işgal ederek memleketi kurtardı. Ve memleketimiz büyük bir sevinç içinde anavatana kavuştu ve kırk yıllık kara günler nihayet buldu. Bunlar hemşerilerimiz Bay Fahrettin Kırzıoğlu tarafından etraflı izah edildiği gibi Bay Sami Önal da bunların tarihlerini tespit ederek izah etmiş. Ben yalnız bazı noksan taraflarını bizzat vakanın içinde olduğum için ayrıca izah ettim.
Babam cumhuriyetin ilk yıllarında Kars belediye tabibi olarak hizmet yaptı. Rus hükümeti babamın diplomasını vermiyordu, amcam Samet Oktay bir yolunu bulup diplomasını alıp getirdi. Babam iç hastalıkları ihtisası da yapmıştı. Diploması geldikten sonra İstanbul Haydarpaşa numune hastanesinde kısa bir stajdan sonra iç hastalıkları mütehassıslığı belgesini 1935 yılında aldı. Bundan sonra Kars memleket hastanesi iç hastalıkları uzmanlığına ve sonra başhekimliğe atandı.25 yıl ilçeler dâhil Kars halkına bilfiil hekim olarak hizmet verdi.1930’lu yıllarda Afganistan hükümeti ayda yedibin İngiliz altını aylıkla Afganistan da hekimlik görevi teklif ediyor, babam Kars halkına hizmete devam için bu teklifi kabul etmedi.
1943 yılında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Karsı ziyaret ediyor, şerefine yapılan gece toplantısında Kars halkının babamı sevdiğini görüyor ve sonra Kars valisi Hüdai Karataban babama telefon ederek makamına çağırıyor, Ankara’dan telefon aldığını babama milletvekilliği teklif edildiğini söylüyor. Kabul edip etmeyeceğini soruyor, kalabalık aile olduğumuzu ve çalışmalarından memnun olduğundan kabul edemeyeceğini söylüyor. Vali ısrarla memleket meselesi olduğunu fedakârlık yapıp kabul etmesini istiyor. Babam memleket meselesi olunca kabul ediyor.1943 yılında milletvekili oluyor. Üç devre yani 12 yıl Kars milletvekili olarak görev yaptı.
TBMM KAYITLARINDA DR. ESAT OKTAY
1887 (1303) de Çıldır’ın Zinzal köyünde doğdu. Kars’ın Yusuf Paşa mahallesinde (18–4–124) nüfusa kayıtlıdır. Babası Abdullah Efendi. Annesi Reyhan hanımdır. Kahraman-Tükezban kızı Elmaz (s) hanımla evli: Yıldız (Eren–1913), Ayfeti (1918), İsmail (1922), Orhan (1924), Niğre (Akın–1925), Turgut Kemal (1927) ve Oktay (1934) ın babasıdır.
Öğrenim döneminde Kars Rus işgali altında idi. İlk, Orta ve Lise öğrenimini Tiflis, Havrapol ve Erivan’da yaptı. Yüksek Öğrenimini Moskova Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamlayarak 1901’de (1902) hekim diploması aldı. Sicilinde Rusça, Latince, az Fransızca ve almanca bildiği yazılıdır. Mezuniyetinden sonra mütarekeye kadar Oltu ve Kars hastanelerinde hekim olarak çalıştı.
Kars Şûra Reisliğinde bulundu. Kars Ardahan’ın geri alınmasında Millî Ordu’ya katılarak yedek tabip yüzbaşı rütbesiyle hizmet verdi. Mütareke süresince Millî mücadeleye devam etti. Bu hizmetleri daha sonra 13 Nisan 1925’de 2606 numaralı kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllerindi. Mütareke hükümlerine göre Ordunun Kars’tan çekilişi üzerine bir müddet daha mücadeleye devam ettikten sonra Millî Azerbaycan Hükümetine iltica ederek 18 aya yakın bir süre Bakü Hastanesinde çalıştı.1921’de kurulan Bakü Konsolosluğumuzun korumasında ve aracılığı ile Anavatana döndü
Sicilinde ki hizmet cetveline göre 1 Nisan 1918’de Oltu Belediye Tabipliğine[27], 6 Ağustos 1921’de Kars Belediye Tabipliğine, 31 Ekim 1923’te Kars Sağlık Müdür Vekilliğine, 28 Mayıs 1927’de Kars Memleket Hastanesi Baştabipliğine, 1 Ekim 1928’de Kars Hükümet Tabipliğine, 1 Haziran 1930’da Kars Belediye Tabipliğine, 28 Eylül 1936’da Kars Memleket Hastanesi Baştabipliğine ve Dâhiliye mütehassıslığına atanarak, ara vermeksizin, 24 yılı aşan bir süre hizmet verdi. Bu arada Türk Ocakları, Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay ve Halk Evi kuruluşlarında etkin hizmetlerde bulundu.
Kars Memleket Hastanesi Baştabibi bulunduğu sırada CHP listesinden VII. Dönem seçimlerine katılarak 28 Şubat 1943’te Kars Milletvekilliğine seçildi. VIII. Dönemde de Kars Milletvekilliğini sürdüren Esat Oktay, VIII. Dönem sonunda IX. Dönem seçimlerine katıldı. Yapılan seçimde 73.246 oyla 17 Mayıs 1950’de üçüncü kez Kars’tan milletvekili seçildi.22 Mayıs 1950’de Meclise geldi. Tutanağı 4 Aralık 1950’de onaylandı.
Sağlık ve sosyal Yardım Komisyonu ile Tutanakları inceleme Komisyonunda çalıştı. Korunmaya muhtaç çocuklar, Ardahan-Posof yolu, Ardahan’da bir sağlık merkezi yapılması, Iğdır Hastanesine doktor tayini, cüzzam hastası olanların sayısı, Kars’ın yakacak ve kereste ihtiyacı konularında sözlü soruları; Ankara Yeni mahallenin taşınma ve kanalizasyon durumu, Kars’ın yol ve köprüleri konularında yazılı soruları; Genel Kurulda değişik 21 konuda 31 konuşması vardır.
Yasama etkinliği IX. Dönemle sona eren Esat Oktay, parlamento sonrasında 1946’da (1–3055–3) ayrıldığı emekli yaşamına dönüp, Ankara Yenimahalle’de mesleki çalışmalarını sürdürdü.
25 Haziran 1972’de öldü. Cebeci Asri Mezarlığında toprağa verildi.
Esat Oktay, VIII. Ve IX. Dönemler Kars Milletvekili Mehmet Rüstem Bahadır ile X.ve XI. Dönemler Kars Milletvekili Ali YENİARAS’ın akrabasıdır[28].
Dr. Esat Haciyov (Oktay) imzalı kararname örneği.
EK–4[29]
Kararname.
(27 Mart 1919 tarihli kararname metni. Azerbaycan Arşivinden) 0smanhca
Tam metin. Toplumsal Tarih dergisindeki çeviri aynen aktarılmaktadır)
"Kopyadır
Bih
Cenubi garbi Kafkas cumhuriyetinin merkez idaresi olan "Kars" şehrinde meclis-i
Mebusanın mukeraratı
27 Mart 1919
Polojeniye parlamento v "Kars"1919.g.27 marta
İki milyon ahaliye malik olan Demokrat(Cenub-i Garbi Kafkas) Cumhuriyeti 'nin
15 kanun-i şanı 335 de ki ilan-i istiklalini, rey-i hafi usulti He eshabı rey olan
Rical ve nisanın aded ve miktarına göre doğrudan doğruya intihab olunan
Meclis-i Mebusanımız dahi tastik ederek 25 Mart 1919 da meclisteki
mukareratını âleme ilan eyler. "
(Demokrat Cenub-i Garbi Kafkas) Cumhuriyeti 'nin teşkili hususunda "Kars" şehrinde Milli İslam Şura meclisinin Kararı
Rusya 'da zuhura gelen büyük inkılâp Rus Hükümet-i mustebidesini imha etmişti. Bu esnada Kafkasya 'nin garbi Cenubi kısmı kendi kuvvetine istinad ederek bizzat mukadderatını tayin eylemeğe mecbur olarak hükümet tesisine karar verdi
Teşrin-i evvel 1917"de Rusya'da teşekkül eden ikinci hükümet-i muvakkatinin
Kanunu üzre: Umum Rusya 'da yasayan küçük milletlerin kendi mukadderatını
Tayin eylemelerine müsaade edilmişti. Mezkûr kanuna ibtinaen bizde (Kars-Batum) vilayetleri; Ahıska, Ahılkelek, Şerür, Nahcıvan, Sürmeli, Şark-i Cenubi Revan Sancakları ahalisiyle tesrik-i mesai ederek -Osmanlı Hükümeti'nin arazimizi tahliyesinden sonra-teşekkül eden Demokrat Cenub-i Garbi Kafkas Hükümetinin istiklalini bütün âleme ilan ederiz.
Cumhuriyetimize dâhil Cenub-i Garbi Kafkas vilayet ve sancakları şunlardır: (Kars- Batum) vilayetleri; (Ahıska-Ahılkelek Şerür-Nahcıvan-SürmeIi~Şark~i Cenubi Revan) sancaklanndan ibaret olmakla "Milli şura" şimdiden bütün âleme ber-vech-i ati maddeleri ilan eder:
1-Demokrat Cenub-i Garbi Kafkas Cumhuriyeti bütün hükümetlerle, hususiyle komsu cumhuriyetlerle hüsn-i munasebeti son derece arzu eder.
2-Cenub-i garbi Kafkas Hükümeti menafi'ne dokunulmadıkça milletlerarasında vukua gelecek harplere ka 'ten iştirak etmeyerek kemal-i bi-tarafisini muhafaza eyler.
3. Cenub-i Garbi Kafkas Cumhuriyeti dâhilinde yasayan her ferd bila-tefrik cins ve mezhep hukuk ve ihtiyarca hür ve serbesttir. (1)
4.Cenub-i garbi Kafkas Hükümetinin akıbeti Kafkasya kıtasında teşekkül eden diğer hem mezhep hükümetlerin ahval-i münceresiyle yek —mealdir. Kafkasya'da teşekkül eden hükümetler Rus Hükümetiyle müttehid bir hükümet olacak olurlarsa biz de o hükümetin icrasından olduğumuzdan Kafkasya İslam hükümetlerinin ahvali ne olursa bizim de aynı olacaktır onun için sulh murahhaslanna sulh-i umumi konferansında bu meselenin halli için müsaade olunmuştur.
5.Meclis-i Mebusan 'ın küşadına kadar(Cenub-i Garbi Kafkas) cumhuriyetini idare eden "milli şura”dır. Milli Şura'ya cumhuriyet dâhilinde yasayan küçük milletlerden Rus, Rum, Malakan ahalisi aza sıfatıyla dâhil olur. Ve muvakkati hükümet de "Milli şura "ya karşı mesuldür.
Kâtip Meclisi Mebusan Reisi
Secretair Le President du parlament
(imza) Doktor Haciyov Esad
AH Hesan Dr Gadjiyev Esad
(Mühür)
Garb-Cenub Kafkas Meclis-i Mebusanı
Parlament Du sud —Quest Causase
—KARS-
l.Ermenilerle İslamlann vaziyeti fena bir halde olup vahşiyane yaptıkları mezalim henüz zihin ve hayalimizden çıkmadığından yeni bir kanun dökülmesine meydan vermemek üzere Paris Konferansı 'nda verilecek karar değin Ermeni milletini memleketimiz olan Kars vilayeti, Şarur, Şark-i Cenubi Revan, Nahcıvan, Sürmeli sancaklanna bırakmayacağız. Çünkü mezkûr memleketlerde hiçbir hali yer yoktur ki: İslam muhacirini ile iskân edilmiş olmasın Ermeni hududundan 484 İslam koyu memleketimize hicret etmiş, bizden ise ancak 88 Ermeni koyu terk-i vatan etmişlerdir. "(Azerbaycan Cumhuriyeti Merkezi Devlet Yeni tarih Arşivi. Fond.894, opis 30, Delo 185, list. 58-59, Aynca Bkz. Toplumsal Tarih Dergisi. sayi 67. 1999.)
[s.7]
Güneybatı-Kafkas Müslüman Milli Komitesi Merkezi
5 Ağustos 1919,Kars, sayı: 343
Güneybatı-Kafkas Murahhaslar Hey’etine:
Kars Müslüman Milli Komitesi Merkezi, şu hususları ilgililere nakletmenizi dileyerek, bilgilerinize arz etmekle şeref duyar:
Osmanlı Birlikleri, Mütareke antlaşmasının şartlarına göte,I1) Ocak (1919) da, Kars ve Batum İlleri’ni boşaltır boşaltmaz, Ermeniler her yandan Kars ili’ne saldırdılar; Onların zulmünden kaçmış olan Erivan Türklerinin yerleşmiş oldukları (Arpaçayı sağındaki) Peğler ve Koşavenk köylerini yaktılar. Bundan sonra Ermeniler, saldırmalarını Kağızman kasabasına yönelttiler; nizami Ermeni Birlikleri gelerek, faaliyet halindeki çetelerle birleştiler. Güneybatı Kafkas Hükümetinin bu uğurda İngilizler nezdinde yaptığı teşebbüsler, hiçbir sonuç vermedi. Ermeni Hükümeti, İngilizlerin kendilerine gönderdiği notalara cevap olarak: “Nizami Ermeni Birlikleri’nin, bir takım çeteler tarafından idare edilen bu hareketlere karışmamış olduklarını ve Hükümetlerinin bu hususta hiçbir bilgisi olmadığını iddia etti. Daha sonra İngilizler, Ermenileri (30 Nisan 1919 da) Kars İli’ne getirmek suretiyle, durumu ağırlaştırdılar.
Taşınır ve taşınmaz mallarını bırakarak, Kars’ta Ermenilerin terketmiş oldukları köylere yerleşmiş bulunan Erivan Türk göçmenleri, Ermeniler tarafından hemen hemen yokedildiler. (s.8) Ermeniler, onların kaldığı köyleri böylece yeniden ele geçirdikten sonra,(yerli) Türk köylerine karşı da silahlı hücumlara geçtiler; bu köyleri yağmaladılar ve içinde oturanları kırdılar.
Kars’ta Sürmelide ve Kağızman’da Ermeni çokluğunu sağlamak maksadıyla,Ermenilerin başları ile Ermeni birliklerinin kumandanları,Türk ahalisini yok etmek veya göçmeye zorlamak siyasetini güttüler.Ermeni Hükümeti,Ağrı ve Karakurt Kürtleri’ni imha etmek için, kasıtlı olarak Asker birlikleri gönderdi..
Erivan çevresinden göçüp gelmiş olan Kürtler, Rumlardan boşalan Sarıkamış oluklu, Yeni-Selim ve öteki köylere yerleşmişlerdi. Ermeni Hükümeti onlara, yerlerini bırakmalarını teklif ediyor...Nereye sığınacaklarını bilemeyen Kürtler bu köyleri kendilerine verilen mühlet içinde terketmediler...Ermeni Kumandanı bunu bahane ederek,bu Kürtler’in hepsini imha etti...Haziran ve temmuz aylarında aynı kıyım hareketlerine devam edilerek,Türkler her yerde takip ve imha edildiler.
Sürmeli /Tuzluca-Iğdır-Aralık) çevresinde Ermeniler otuz sekiz köyü ateşe verdiler; üçbin beş yüzden çok insan, buralarda can verdi; kırk binden çok kişi de evsiz-barksız kaldı.
Bu mezalimin biricik bahanesi,Kars (Milli-Şura) Hükümeti’ne bağlı kalan Kürtler’in,Ermeniler’in (Erivan’daki Meclis için yapılan) Milletvekili seçimlerine katılmakta çekimser davranmasından ibarettir.. Bu çekimserlik,6 Haziran ve 4 Temmuz’da Ermeni Telgraf Ajansları ile de doğrulanmıştır:
6 Temmuzda, aynı ajans, Sürmeli Sancağı’nda 46 411 kişin seçimlere katılma hakkına sahip olduğunu bildiriyordu. Böyle iken 4 Temmuzda yine aynı ajans, Taşnakzutiyun Ermeni Komitesi’nin Sürmelimden 9135 oy almış bulunduğunu, halbu ki Müslümanların ancak 3985 oy almış olduklarını, öteki türlü partilerin de 1722 oy aldıklarını bildiriyordu.
Dokuz Türk ve bir Kürt köyü,seçimlere katılmaktan çekimser kalmışlardı..1917 İstatistikine göre Sürmeli çevresinde yetmiş bin Müslüman yaşıyordu; bundan da anlaşılıyor ki (s.9), Ermeniler’e oy vermeyi reddeden bütün memleket,seçimlere katılmaktan çekimser kalmıştır...
Aynı zamanda Ermeni Hükümeti,Oltu’da, Sarıkamış’ta,Göle’de ve Karakurt’taki Müslümanları kendilerine tabi kılmağa zorluyordu.. Oltu’da Ermeniler yenildiler; fakat Kars çevresindeki 70 köy ve aynı zamanda 30 köylü bütün Göle,Ermeniler tarafından tahrip edildi; ölüler ile yaralıların sayısı onbinleri buluyor; 150 000 binden çok insan evsiz kaldı; bunların arasında çocuklarla yaşlılar, iklimin sertliğinden ve oralarda hüküm süren tifüs salgını ile öteki hastalıkların tahribatından dolayı,yok olmak tehlikesiyle karşılaşıyorlar..
Kars’ın talihsiz Müslüman ahalisinden zengin olanlar Azerbaycan ile(İngiliz idaresindeki) Batum tarafına göçüyorlar: hâlbuki yoksullar, açlar ve çaresizler, Erzurum’a sığınıyorlar
Bu bakımdan Merkez Komitesi, bu barbar Ermeniler’e karşı, Büyük Devletler nezdine protestoda bulunmanızı konferans’ın ülkemizin muhtariyetini tasdik edeceği ana kadar, Büyük Devletlerin kontrolü altında memleketimiz idaresinin bizlere emanet edilmesini; ve halkın sağlık ihtiyaçları ile yiyeceğini karşılayabilmek maksadı ile, bize yardım yapılmasını sağlamanızı rica eder[30]...
Güneybatı-Kafkas Müslüman
Milli Merkez Komitesi Başkanı
(Çıldırlı) Dr. Esad (OKTAY)
Dr. Esat Oktay’ın 8.ve 9. dönem Meclis konuşmaları[31]
|
No |
Ana Başlık |
Özet Bilgi |
Cilt |
Birleşim |
Sayfa |
||||||
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ -- 8. Dönem |
|||||||||||
1 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının 1948 yılı Bütçesi Münasebetiyle sözleri |
|
||||||||
2 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 1949 yılı bütçeleri münasebetiyle sözleri |
|
||||||||
3 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Ulaştırma Bakanlığı ve Devlet Demiryolları ve Limanları ve Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlükleriyle, Devlet Havayolları ve Posta, Telgraf ve Telefon işletme Genel Müdürlükleri 1043 yılı bütçeleri münasebetiyle sözleri |
|
||||||||
4 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Verem Savaşı hakkında Kanun münasebetiyle sözleri |
|
||||||||
5 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Korunmaya muhtaç çocuklar hakkında kanun münasebetiyle sözleri |
|
||||||||
6 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumunun Kars'taki Çalışmalarına dair olan sorusu münasebetiyle sözleri |
|
||||||||
7 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ve Hudut iç Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 1950 yılı bütçeleri hakkında sözleri |
|
||||||||
8 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı 1947 yılı Bütçesi münasebetiyle sözleri |
|
||||||||
9 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Ulaştırma Bakanlığı, Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğü, Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğü, Devlet Havayolları Genel Müdürlüğü ve Posta, Telgraf ve Telefon Genel Müdürlüğü 1950 yılı bütçeleri hakkında sözleri |
|
||||||||
10 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Yeniden yapılacak su işleri için gelecek yıllara geçici yüklenmelere girişilmesine izin verilmesi hakkında 3132, 4100 ve 4649 sayılı kanunlara ek Kanun münasebetiyle sözleri |
|
||||||||
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ -- 9. Dönem |
|||||||||||
11 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Memleketimizde ne kadar cüzamlı bulunduğuna, bu hastalıkla mücadele için ne gibi tedbirler düşünüldüğüne ve akıl hastalıklarıda dâhil olmak üzere cüzamlılara iş tedavisi tatbikına dair olan sorusu münasebetiyle |
|
||||||||
12 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Ardahan'da bir sağlık merkezi açılmasının düşünülüp düşünülmediğine dair olan sorusu münasebetiyle |
|
||||||||
13 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Bayındırlık Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü 1951 yılı bütçeleri münasebetiyle |
|
||||||||
14 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 1951 yılı bütçeleri münasebetiyle |
|
||||||||
15 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Korunmaya muhtaç kimsesiz çocuklar hakkındaki sorusu münasebetiyle |
|
||||||||
16 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Difteri aşısının mecburi olarak tatbik edilmesine dair kanun teklifi münasebetiyle |
|
||||||||
17 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Bayındırlık Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü 1952 yılı bütçeleri münasebetiyle |
|
||||||||
18 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : 1593 sayılı Hıfzıssıhha Kanununun 170. maddesine bir fıkra eklenmesine dair Kanun münasebetiyle |
|
||||||||
19 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Kifayet aleyhinde |
|
||||||||
20 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Iğdır Hastanesi doktorluğuna bir operatörün tâyini için ne düşünüldüğüne dair sorusu münasebetiyle |
|
||||||||
21 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Tıp Mensuplarının Devlet Teşkilâtında Vazifeye Alınma Şartları hakkındaki Kanun münasebetiyle |
|
||||||||
22 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Sağlık ve Sosyal Yardım Vekâleti, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 1953 yılı bütçeleri münasebetiyle |
|
||||||||
23 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Milî Eğitim Vekâleti, Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü 1953 yılı bütçeleri münasebetiyle |
|
||||||||
24 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Özel idare hastanelerinin muvazenei umumiyeye devri ve 4862 sayılı Kanuna bağlı (1) ve (2) sayılı cetvellerde değişiklik yapılması hakkındaki Kanun münasebetiyle |
|
||||||||
25 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Hemşirelik Kanunu münasebetiyle |
|
||||||||
26 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Maarif Vekâleti, Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Univresitesi ve Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü 1954 yılı bütçeleri münasebetiyle |
|
||||||||
27 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : İktisat ve Ticaret Vekâleti 1954 yılı Bütçesi münasebetiyle |
|
||||||||
28 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti, Hudut ve Sahiller Sağlık Umum Müdürlüğü 1954 yılı bütçeleri münasebetiyle |
|
||||||||
29 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Bayındırlık Vekâleti, Karayolları Genel Müdürlüğü 1953 yılı bütçeleri münasebetiyle |
|
||||||||
30 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : İşletmeler Vekâleti 1954 yılı Bütçesi münasebetiyle |
|
||||||||
31 |
Söz Alanlar |
ESAT OKTAY (DR.) (KARS) : Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 1952 yılı bütçeleri münasebetiyle |
|
[1] Sultan Abdülmecit tarafından 1855 yılında Kars’a “Gazi”lik unvanı verilmiştir.
[2] YALÇIN, Mehmet 18 HAZİRAN 1995(Anıtkabir Kuvayi Millîye Salonunda sergilenen Panodan alınmıştır.)
[3] Arslanoğlu, C,Türk Kültürü, s,126,Sf,449,Y,XI
[4] Kırzıoğlu, M,Fahrettin”Edebiyatımızda Kars”sh,147–148
[5] a.g.e. s.147–148
[6] Hilmi Uran, 1886 yılında Bodrum’da doğdu. Eğitiminin önemli bir kısmını İzmir’de aldı. 1905 yılında İzmir İdadi Mektebinden mezun olduktan sonra Mülkiye Mektebine girdi. Bu okuldan 1908 yılında mezun oldu. 1911 yılında Menemen Kaymakamlığına atandı. Çeşme Kaymakamlığına ise 1914 yılında atandı. 1918 yılına kadar bu görevi sürdürdü. Akabinde mülkiye müfettişliğine atandı. Bolşevik ihtilalinden sonra Ruslarla Brest-Litovsk Anlaşması imzalandı ve bu antlaşmaya göre daha önce Rusların eline geçen Kars ve Ardahan Osmanlılara verildi. Buraların tekrar vatana katılmasından sonra, Uran’a Kars’ın idari yönetimi verildi.
Uran, 1920 yılında son Osmanlı Mebusan Meclisi’ne seçildi. Ancak, Meclis uzun ömürlü olamadı. Meclis Misak-ı Milli’yi kabul edince, İstanbul işgal edildi. Milletvekillerinin bir kısmı tutuklandı ve Meclis dağıtıldı. Bu gelişme üzerine İzmir’e dönen Uran, komisyonculuk yapmaya başladı. http://www.sorularlarisale.com/makale/2325/hilmi_uran.html
[7] YALÇIN, Mehmet 18 HAZİRAN 1995
[8] http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCneybat%C4%B1_Kafkas_Ge%C3%A7ici_H%C3%BCk%C3%Bbmeti
[9] Kırzıoğlu, M,Fahrettin”Edebiyatımızda Kars”sh,147–148
[10] Halit Karsıalan veya Deli Halit Paşa,(d. 1883 - ö. 14 Şubat 1925), asker, milletvekili.
1. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde başarılar göstermiş; Kurtuluş Savaşı’nın ilk yıllarında doğu cephesinde, Gümrü Anlaşması’nın imzalanmasından sonra batı cephesinde komutanlık yapmış bir askerdir.
İkinci Büyük Millet Meclisi'ne Ardahan milletvekili olarak katılan, bir tartışma sonrasında meclis koridorunda vurularak hayatını kaybeden Halit Paşa, TBMM’de işlenen ilk cinayetin kurbanıdır. (vikiped)
9 Kırzıoğlu, M,Fahrettin”Edebiyatımızda Kars”sh,147–148
[12] İbrahim Aydın (Soyadı Kanunu öncesinde: Cihangirzade İbrahim Bey, d. 1874 - ö. 1948),
Mondros Mütarekesinden hemen sonra, Kars merkezli ve Ardahan, Posof, Iğdır, Oltu, Batum ve bir kısım bugünkü Ermenistan'ı kapsayacak şekilde kurulmuş olan Güneybatı Kafkasya Cumhuriyeti'nin kuruluşunun öncülerindendir. (vikiped) 25 Mart 1919’da kurulan Cenubî Garbi Kafkas Cumhuriyeti’nin ilk ve son cumhurbaşkanıdır.
[13] http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCneybat%C4%B1_Kafkas_Ge%C3%A7ici_H%C3%BCk%C3%Bbmeti
[14] YALÇIN, Mehmet 18 HAZİRAN 1995
[15] http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCneybat%C4%B1_Kafkas_Ge%C3%A7ici_H%C3%BCk%C3%Bbmeti
[16] http://listelist.com/kars-demokratik-cumhuriyeti/
[17] ERDOĞAN, Fahrettin, (Ankara–1998)Türk Ellerinde Hatıralarım. Sf,223–225
[18] YALÇIN, Mehmet 18 HAZİRAN 1995
[19] a.g.e. s.223–225
[20] Atak, Sadık,(1946) ”Doğunun Kapısı KARS”10 Nisan-1919’da İngiliz birlikleri Kars’ı işgal ve Şûra hükümetini dağıttıkları zaman bu milis taburu Çakmak köyü üzerinden, Çalkavur dağlarını aşarak Oltu’ya çekilmişti. Bu defa, Oltu Şûra Hükümeti adını taşıyan yeni bir Hükümet canlandı. Bu Hükümet, arkasını da Erzurum’daki Millî Orduya dayayarak 1877–1878 hududunun doğusunda tam bir nöbetçi vazifesini ifa etti.Sf.71
[21] http://www.erkankaragoz.com/kelebek-omurlu-cumhuriyet
[22] Yalçın, Mehmet 18 HAZİRAN 1995
[23] http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCneybat%C4%B1_Kafkas_Ge%C3%A7ici_H%C3%BCk%C3%Bbmeti
[24] Erdoğan, Fahrettin, (Ankara–1998)Türk Ellerinde Hatıralarım. Sf,262
[25] https://www.facebook.com/AsikSenlikBeldesi/posts/502305579847748
Arslanoğlu, C.Türk Kültürü, s,126,y,XI, Sf,437–439
[26] Ankara Milli Kütüphanede bulunan Dr. Esat Oktay’a ait bant ses kaydında aynı konulara değinmekte.
[27] Önal, Sami (Ankara–1968) ”Millî Mücadelede OLTU”B AKÜ İslam Cemiyet-i Hayriyyesinin Oltu’ya gönderdiği ikinci temsilci Revşan Bey Efendioğlu, üçüncüsü ise İsmail Bey Nazar Ali (oğlu) idi. Bu temsilcilerde yerli Türk halkına aynı düşünceleri aşılıyorlardı. İsmail Bey Nazar Ali (oğlu) Oltu’da uzun süre kaldı. Bu süre içinde Türkler kısmende olsa mücadeleye hazırlanmışlardı. Yusuf Ziya Bey, Dr. Esat (Oktay) bey, Yasin (Haşimoğlu) bey, Molla Bilal, Terpink’li Molla Veysel, Dağgir’li Taştan Efendi, Sefer Efendi zade Ahmet ve Şakirzade Ahmet Bey gibi vatansever, uyanık Oltulular, İsmail Bey Nazar Ali (oğlu) etrafında toplanarak gizli “İSLAM KOMİTESİ” ni kurdular. Sf,25
[28] Öztürk, Kazım, (Ankara–1998)Türk Parlamento Tarihi. T.B.M.M -IX-Dönem 1950–1954 VIII. Cild. T.B.M.M. Vakfı Yayınları No–18,Sf,610–611
33 Karagöz, Erkan” “Güney Batı Kafkasya” Toplumsal-Siyasal Mücadeleler Tarihinden.
34-http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/td_v2_istatistik.tutanak_hazirla
35 Kırzıoğu.M.Fahrettin,Kars ili ve çevresinde Ermeni mezalimi. (1918-1920) 1970 Ankara. Sf,77-79
Kaynakça:
Ankara Millî Kütüphane Kaydı. Dr. Esat Oktay
1-CF Konuşma GRF CD 2011 DK 238 [Y.y. : yayl.y., 2010?].
2-Erdoğan, Fahrettin, (Ankara–1998)”Türk ellerinde hatıralarım.” T.C.Kültür Bakanlığı/1998- Ankara
3-http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCneybat%C4%B1_Kafkas_Ge%C3%A7ici_H%C3%BCk%C3%Bbmeti
4.Sadık Atak,(1946) ”Doğunun Kapısı KARS”
5-Karagöz,Erkan “Güney Batı Kafkasya” Toplumsal-Siyasal Mücadeleler Tarihinden.
6-http://www.erkankaragoz.com
Kaynak Kişiler:
Samet Oktay. Dr. Esat Oktay’ın torunu-(İstanbul)
Mehmet Oktay. Dr. Esat Oktay’ın Torunu. (Çıldır-Güvenocak Köyü)
ARAŞTIRAN / DERLEYEN : Erkan Çelik