BÖLGESEL DEĞİL, ŞEHİR ÖZELİNDE KALKINMA PLANLARI YAPILMALI

BÖLGESEL DEĞİL, ŞEHİR ÖZELİNDE KALKINMA PLANLARI YAPILMALI

Kafkasya Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Doç. Dr. Cemalettin Ayvazoğlu, Türkiye’de hali hazırda uygulanan bölgesel kalkınma planlarının Ardahan gibi küçük illerin gelişimini olumsuz yönde etkilediğini söyledi.

          Doç. Dr. Cemalettin Ayvazoğlu, bölgesel kalkınma planlarının il bazında kutuplaşmalara neden olduğunu belirterek, “şehir özelinde kalkınma planlarının uygulanmasına geçilmesi gerekmektedir” dedi.

        Ayvazoğlu, “Bölge; çok geniş ve sınırları zor çizilen bir kavram olup tanımı için yöresel, etnik, kültürel, coğrafi, kentsel ve ekonomik ölçütler kullanılmaktadır. Bölgenin siyasal olarak tanımı ise farklı faktörlere bağlı görünmekte ve en önemli faktör ise ‘kimlik’ duygusu olduğu bildirilmektedir. Kalkınma kavramı ise; ülkenin toplumsal, siyasal ve ekonomik yapılarının değişerek vatandaşının yaşamının maddi/manevi gelişmesi ve gün geçtikçe ülke refahının artması şeklinde ifade edilebilir. Kısacası kalkınma, sadece sayılar ile belirlenen ekonomik büyümeyi içermemekte aynı zamanda Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH)’da ki artışla görülen ekonomik büyümenin yanında, yapısal ve sosyal değişimleri de kapsamaktadır. Ancak yapılan bazı çalışmalarda ekonomik kalkınmanın ülkenin her yerinde aynı zamanda gerçekleşmeyeceği, bazı bölgelerin öncelik kazanarak kutuplaşmanın olacağını bildirilmiştir. Örneğin, Japonya’da Tokyo ve Osaka, Fransa’da Paris, Portekiz’de Lizbon, Türkiye’de ise İstanbul birer kutuplaşma yöresidir. Bu nedenle bölgesel kalkınma planları il bazında kutuplaşmalara neden olduğundan dolayı şehir özelinde kalkınma planları yapılmalıdır” diye konuştu.

       Bölgesel kalkınmada Kanada örneği veren Ayvazoğlu, “Bölgesel kalkınma ve kamu hizmetleri açısından Kanada örneği incelendiğinde; kamu harcamalarının yapısındaki önemli gelişmelerin geçmişte Kanada’da zaman zaman kritik düzeylere ulaştığı görülmektedir. Bu nedenle bölgesel kalkınmayla ilişkili bölgesellik kavramı, federal ve taşra teşkilatlarının düzenlerinin yeniden gözden geçirilmesine neden olmuştur. Bu kapsamda, Federal ve eyalet yönetimleri birlikte ele alınarak yönetimler arası konsültasyon oluşturulmuş ve özel yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Bu düzenlemeler; paylaşımlı vergi alanlarının ortak hedef haline gelmesini ve daha düşük gelirli bölgelere federal eşitleme ödemelerinin bölgeler arası dağılımını kapsamaktadır. Kanada bu şekilde bölgeler arasında farklılıkları dengeleyecek iyi bir sisteme sahip olmuştur”.

        Ülkemizde hali hazırda uygulanan bölgesel kalkınma planları değiştirilerek şehir özelinde kalkınma planlarının uygulanmasına geçilmesi gerektiğini vurgulayan Ayvazoğlu; “Çünkü Türkiye’deki nüfus hareketleri incelendiğinde, iller hatta ilçeler arasında nüfus artış/azalım farklılıkların daha belirgin hale geldiği ve gelişme potansiyeli yüksek şehir merkezlerin önemli çekim merkezleri olarak ön plana çıktıkları gözlemlenmektedir. Bu durum; Ardahan gibi küçük illerin gelişimini olumsuz olarak etkilemekle birlikte kendi potansiyellerini ortaya çıkaramamaya neden olmaktadır. Bu nedenlerden dolayı kalkınma planlarının amaç ve stratejileri doğrultusunda; şehirler arası gelişmişlik farklarında azalma, geri kalmış yörelerde yaşayan nüfusun refah düzeyinde yükselme, göç eğiliminde azalma gibi birçok konuda şehrin özellikleri, gelişmişlik düzeyi, farklılıkları ile temel yapısal sorunlarıyla, potansiyellerinin belirlenerek çözüme kavuşturmada şehir özelinde hazırlanacak olan kalkınma planlarına ihtiyaç vardır” şeklinde konuştu.