Âşık Mehmet Oktay 1949 yılında Ardahan’ın Çıldır ilçesine bağlı Güvenocak (Zinzal) köyünde dünyaya geldi.
“17–18 Ocak 1919 tarihleri arasında gerçekleştirilen Büyük Kars Kongresi`nin sonucunda kurulan Güneybatı Kafkas Geçici Hükümeti (Osmanlıca: Cenub-ı Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi / Cenub-ı Garbi Kafkas Hükümet-i Cumhuriyesi),n de parlamento başkanlığı yapan Çıldırlı Dr.Esat Oktay aşığımızın büyük dedesidir”.
İlkokulu kendi köyünde Ortaokulu Çıldır merkezde okudu. Ortaokul 2.sınıfta iken âşıklığa ilgi duyan Âşık Mehmet bir gün Saymalı (Kohas) köyüne babası ile birlikte dayısının düğününe gider. Düğünde yörenin tanınmış iki Aşığı Şeref Taşlıova ile Âşık Dursun Durdağı çalıp söyler. İki aşığın atışmasını büyük bir zevkle dinler ve bu atışmadan çok etkilenen Âşık Mehmet Oktay’ın bu anısını kendisinden dinleyelim.
” Düğüne babamla beraber gittik o zamanlarda düğünlerde âşıkların çalıp söyleme geleneği vardı düğüne daha sonra ustam olan Âşık Dursun Durdağı ve Âşık Şeref Taşlıova gelmişti. Ben ilk defa iki aşığın atışmasını gördüm. İki usta aşığın atışma çok hareretli idi. Bunlar sonunda birbirini dövecekler diye bekledim. Yok. Baktım söz ile kavga ediyorlar. Âşıkların sözlerinden, türkülerinden ve atışmalarından çok etkilendim. Kendime üç telli bir saz buldum. Âşık Şenlik’in eserlerine çalıştım. Kendimi ispatlamak için elime bir fırsat geçti. Ortaokulda öğrenciyken öğretmenim bana “sazını getir çal”dedi. Ben de “Fırat suyun ne kara”türküsünü okudum. Bana on üzerinden dokuz verdi. Cesaretim artmıştı. Daha sonra âşıkların toplantılarını izlemeye başladım. Âşık Şenlik’in torunu rahmetli Salih Şenlik’i, Salih’in ağabeyi Âşık Yılmaz’ı çok dinledim. Onlardan usul ve erkân öğrendim. 1964 yılında usta malı derlemesi yaptım. Âşık Dursun Durdağı’dan saz çalmayı öğrendim. Gölbelen köyünden Mehti usta’dan Çıldır’da Züvelhan Coşkun’dan, Âşık Şenlik beldesinden Hacı Yahya’dan derlemeler yaptım. Ortaokuldan sonra okumadım. Köyde kuzu yayarak, çiftçilik ve avcılık yaparak günümü geçirdim. Bu arada usta âşıkların eserlerini toplamaya devam ettim. Derlediğim eserler arasında Latih Şah Hikâyesi, Dilikam, Yahya bey hikâyesi, Köroğlu hikâyesi, Necip bey ve Şenlik atışmaları bulunmaktadır.”
Âşık Mehmet Oktay 1985 yılına kadar şiirlerinde ismini (Mehmet) mahlas olarak kullanmıştır.1985 yılında Konya’da düzenlenen âşıklar bayramında Memleket konulu şiir dalında gösterdiği başarıdan dolayı Feyzi Halıcı tarafından aşığa “Erkani” mahlası verilir ve o tarihten itibaren “Erkani” mahlasını kullanır. Bazı yazılı kaynaklarda ise aşığın mahlası”Ergani”dir.
İyi bir idarecilik yeteneğine de sahip olan Âşık Mehmet Oktay 1973 yılından 1999 yılına kadar köy muhtarlığı ve 2004’ten 2009’a kadar il genel meclis üyeliği yaptı.
Âşık Mehmet Oktay Katıldığı yarışmalarda ve anma gecelerinde birçok âşıkla atışma yapmıştır. Atışma yaptığı âşıklardan birkaç tanesini yazacak olursak, Âşık Dursun Durdağı, Âşık İsrafil, Âşık Murat Yıldız, Âşık Günay Yıldız, Âşık Bayram Denizoğlu, Âşık Yener Yılmazoğlu. Âşık Hüseyin
1996 yılında ilk kasetini yaptı. Kendi eserlerini Atatürk ve Gazi Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilere tez çalışması olarak verdi. Ayrıca Ardahan Üniversitesi aşığın kitabını çıkarma hazırlığındadır.22 Kasım 2010 yılında kanal B’de Ayşe Öksüz’ün hazırlayıp sunduğu “Sözüm Sazımdır” adlı programda aşığın hayatını anlatır belgeseli yayınlanmıştır. Şiirleri çeşitli dergilerde ve kitaplarda yayınlanmıştır.
1981 yılından itibaren bölge ve Türkiye çapında düzenlenen yarışmalarda aşığımızın aldığı ödüller:
1981–1983 yıllarında Âşık Şenlik özel ödülü,
1985 Türkiye âşıklar bayramında atışma dalı ikinciliği,
1987’de Konya Selçuk Üniversitesinin düzenlediği Âşıklar bayramında doğmaca türkü dalında üçüncülük.
2000 Kars Âşıklar bayramı Usta malı dalında 2.lik,
2011’de Kars âşıklar bayramında atışma dalında 2.lik,
Katıldığı birçok yarışmada onurluk almıştır. Çok iyi hikâye anlatan âşık Oktay kendisinin tasnif ettiği iki tane hikâyesi var. Hamit Han ve Cenk Salih ile Telli kader. Ayrıca bildiği usta malı hikâyelerde şunlardır. Latifşah, Selman Bey Ve Köroğlunun Hasan Paşa kolu,
Şiirlerinde genellikle yaşanan hayatı konu edinir. Geçmişe ait tecrübelerden yararlanarak, zamanı ve zamanın olaylarını yorumlamaya çalışır..
Aşığımız evli ve dört çocuk babasıdır. Halen Güvenocak köyünde ikamet etmektedir.
Şiirlerinden ve Atışmalarında örnekler.
YAYLALAR
İlkbaharda göçler sana çekilir
Açılır köylüye yolun yaylalar
Her yanında elvan elvan açılır
Çiçeğin çimenin gülün yaylalar
Hava gelir damarıma kanıma
Gün artırır ömrüme günüme
Sabah erken bir taş gelse önüme
Yoğurdun kaymağına balın yaylalar
MEHMET gene sazın ele aldırdı
Kars elinin yüzünü hoş güldürdü
Kız geline ticareti bildirdi
Elvanlı kilimin halın yaylalar
ÇILDIR
Bin dokuz yüz yirmi birde
Ele tüfek adlı çıldır
Kör bakanın kafasına
Kazma ile çaldı çıldır
Kesmişdi amanların
Vurdu akıttı kanların
Aç kurt gibi düşmanların
Sürüsüne daldı çıldır
Halit paşayla söz etti
Düşmanın bağrın köz etti
Vurdu düşmanı toz etti
San ki Rüstem zal’dı çıldır
İstiklal marşı dilinde
Kaptandı dümen elinde
Cepede sancak elinde
Hemen hazır oldu çıldır
Mehmet der güzel yetişir
Yaylada kuzu meleşir
Yaz olur her yanın yeşil
Çiçek çimen güldü çıldır
TRT Avaz’da iki gönül insanın atışması
Ayak:”Boş oturma, Boş konuşma, İşe bak”
Makam: Hoş Damak
Âşık Dursun Durdağı
Dinle sözlerimi benim gardaşım,
Boş oturma, boş konuşma, işe bak
İnsan olan günden güne gocalır
Akıl gider,fikir gider,baş’a bak
Âşık Mehmet
Mevla’m emreyledi nurdan yarattı,
Müjgana bak, kirpiye bak, kaş’a bak
Vücudu sıhhatli yaşamak için
Damağa bak, Dudağ’a bak, diş’e bak
Âşık Dursun
Sakın bu dünyada sen geri kalma
Aslın, asaletin ayağa salma
Çalış bu dünyada sen muhtaç olma
Ekmeğe bak, sofra’ya bak, aş’a bak
Âşık Mehmet
Gönül gazel döktü vaksız güz oldum
Şalım para etmez ucuz bez oldum
Ağustos’ta balta kesmez buz oldum
Tipiye bak, borana bak, kış’a bak.
Âşık Dursun
Âşık Dursun görsen ne oldu
Yazılan kaderim oldu
Ustanı sorarsan ne zaman öldü
Tarihi mezarda var taşlara bak
Âşık Mehmet
Âşık Mehmet el ayakla eşindim
Tırnağım yok öz özüme kaşındım
Oturacak ev yok, beş kat düşündüm,
Rüya’ya bak, hayal’e bak, düş’e bak.
TRT Avaz ayak”Çıldır” “11 Heceli Gurbet Havası”
Âşık Mehmet
Ezel bahar yaz ayları gelince
Eser hazin, hazin yelin Çıldır’ın
Temiz havasınan tatlı suyunan
Derman olur, kaymak, balı Çıldır’ın
Âşık Dursun
Tarihi eskidir, çağı eskidir,
Oğuzlardan gelmiş eli Çıldır’ın
Her ahali ehli dildir konuşur
Şeker, şerbet gibidir Çıldır’ın
Âşık Mehmet
Misafire hürmet kahvesi çayı
Birbirine sadıktır şehri, köyü
Koç yiğit kahraman çelikten yayı
Ali’si, Rüstem’i, Zal’ı Çıldır’ın
Âşık Dursun
Çayırlarda telli Turnalar öter
Öttükçe sedası canlara yeter
Dağlarında Süsen Sümbülleri biter
Süsen, Sümbül kızı gülü Çıldır’ın
Âşık Mehmet
Âşık Mehmet bunu bele söyledin
Bir lokmayı tam on beşe payladın
Gelen misafiri konak eylerdin
Edebi, Erkânı, yolu Çıldır’ın
Âşık Dursun
O Çıldır’da Âşık Dursun köyü var
Dostlarıyla şirin, sohbet payı var
Şirin tatlı içilecek suyu var
Çok tatlıdır Çıldır gölü Çıldır’ın
ÂŞIK ŞENLİK
Hayatı boyunca yüz bin meşegat
Geçirdin çok acı bir çağı Şenlik
Her sözünde bir hakikat var idi
İlimin İrfanın kaynağı Şenlik
Sana düşman olanlardan öç aldın
Günden güne şereflendin yüceldin,
İman kuvvetiyle sağlam güç aldın
Oldun aşkın yüce bir dağı Şenlik
İlimin Kemalı vardı serinde
Metahın saçılır aşk pazarında
Mehmet der ki kök atmışsın derinde
Dağılmış her yana putağın Şenlik.
(2012 Âşık Şenlik Kültür Şenliklerinde Hoş Damağ havasında okudu)
İlkbahar’da açar gülü
Dalında öter bülbülü
Bir yanında Çıldır gölü,
Ne güzeldi bizim köyler
Yeşil yayla kısır dağı
Tatlı olur bak kaymağı
Mor koyunu tereyağı
Ne güzeldi bizim köyler
Elimizde soyuğ geçme
Yaralıyam galbimi deşme
Âşık Mehmet deyip geçme,
Hep Ozandır bizim köyler
( 2012 Âşık Şenlik Şenliklerinde “Çoban Keremi Güzellemesi” havasında söylediği türkü)
SENİ
Hayatın yedi yaşında
Ele hatırladım o günüm seni
Emekledim toprağında taşında
Heçte unutmadım o günüm seni.
Anam toplardı ocak başına
Sap olardık eveliğin aşına
Dayanırdık Zemherinin kışına
Heçte unutmadım o günüm seni.
Daş duvar dibinde yaz böcükleri
Göy keçi doğurdu çift gıdikleri
Baş vurar çıkardı kaz cücükleri
Heçte unutmadım o günüm seni
Yayık yayarken girerdik bese
Terlenip kalardık nefes nefese
Koyun meler kuzu gelerdi sese,
Heçte unutmadım o günüm seni.
Yetiştikte geldik gençlik çağınan
Lelen evlendirmişti sabahnan
Çerez geldi bana çay tabağınan
Heçte unutmadım o günüm seni
Âşık Mehmet söylemez boşuna
Belki getti dinleyin hoşuna
Konu komşu toplandı başıma
Heçte unutmadım o günüm seni.
(2012 Âşık Şenlik Kültür Şenliklerinde okuduğu türkü)
Âşık Mehmet Oktay (Erkani)-Âşık Dursun Durdağı (Pünhani)-Âşık İsrafil (Seyyati)
Âşık Mehmet (Erkani)
Vatan Millet kıymetini bilenler hoş heldiniz,
Kahramanlık ummanından, dönenler hoş geldiniz,
Çıldır halkı konak sever misafir perverdir,
Asya Avrupaya örnek olanlar hoş geldiniz.
Âşık Dursun (Pünhani)
Âşık Dursun bu alanda aldı sazı eline
Canı feda ederim kadir bilen yoluna
Yirmi yıldır hasret kaldım Çıldır’ımın eline
Bu canı kurban eylerem kurbanlar hoş geldiniz.
Âşık İsrafil (Seyyati)
Seyyati’yim Avrupa’yı Asya’ya bağlarım yol
Âşık olan tüm dünyada söyler ilkin sözünü
Bugün burada yarışar bir bülbülle iki gül
Bizleri dinleyen bütün canlarım hoş geldiniz.
(2012 Âşık Şenlik Kültür Şöleni)
1971 yılında Âşık Şenlik’in torunu Âşık Salih ile Âşık Mehmet Oktay’ın deyişi
Âşık Salih
Gül topladım deste yaptım bir zaman
Attılar nehire sel aldı getti
Civan iken hizmet ettim bir bağa
Dermedim meyvesin el aldı getti.
Âşık Mehmet
Bahar oldum payız oldum yaz oldum
Her gelen bağımdan gül aldı getti,
Ne paha biçen var ne kıymet veren,
Gelen gevharımdan el aldı getti.
Âşık Salih
Demir çarık geydim gurbeti gezdim
Usanıp canımdan bezmişem kendim
Özüm nazlı yara bir name yazdım
İlettim rüzgâra lal aldı getti,
Âşık Mehmet
Bu dünyaya kimse tapu almadı
Muhannetder kıymetimi bilmedi,
Fani Sultan Süleyman’a kalmadı,
Bir gün gelen bir gün yol aldı getti.
Âşık Salih
Bu dünyaya kimler baki kalıptı,
Beni gönül defterinnen silipti,
Bir gün derler âşık Salih ölüptü,
Kimi kazma kürek bel aldı getti.
Âşık Mehmet
Ozan Mehmet âşıklıkta zor oldu,
Cahil olan topal sağır kör oldu,
Şeytana uyanın yeri nar oldu,
Mumin iman Kur’an bol aldı getti.
Âşık Mehmet (Erkani)-Âşık Hüseyin
Çıldır Güvenocak Zinzal köyünde
Şairlikte seni divan dediler
Sorup soruşturdum gelen gidene
Mehmet Oktay mahlas Erkani dediler.
Âşık Mehmet
İsmini duymuştum Âşık Hüseyin,
Seni bana taze civan dediler
Hem çalıp hem söyler Bülbül sedalı
Genç yaşında Âşık ozan dediler.
Âşık Hüseyin
Karahannı Âşık senin ustanmış,
Yılmaz Şenlik, Burhani’den ders almış,
Taşlıova, Şenlik gölünden dolmuş,
Âşıklıkta bir kahraman dediler.
Âşık Mehmet
Ben bu ozanlardan dersim almışam,
Hak emretti ilim, irfan dolmuşam,
Bende onar gibi âşık olmuşam,
Sana da var biraz zaman dediler.
Âşık Hüseyin
Hüseyin dersini alıptı haktan
Hak bizi yarattı haki turabtan
Hazinen doludur tencisi, divan,
Seni bana cevher lisan dediler
Âşık Mehmet
Notun verdi Oktay Mehmet Erkanı
Her gülün açmağa var bir zamanı
Lalizer yığnağı mücevher kanı
Olacaksın derya umman dediler.
Âşık Mehmet (Erkani)-Âşık Hüseyin
Âşık Mehmet
Âşık sanatını ozan sırrını,
Benim gibi bil konuşak arkadaş,
Ben bir derin derya sende bir kaptan
Umanıma dal konuşak arkadaş.
Âşık Hüseyin
Dinledim sözünü benim ustadım,
Sennen tatlı dil konuşak arkadaş,
Sen bir çiçek olsan bende bir arı,
Kovanında bal konuşak arkadaş.
Âşık Mehmet
Dikkat et sırını cahile açma,
Sahanda dik dur, meydandan kaçma
Daima engin ol yüksekten uçma,
Benden öğüt al konuşak arkadaş.
Âşık Hüseyin
Merdin anlı açık, namert yüz kara
Cahillerin sözü etmez beş para,
Ben kendi çizgimden çıkmam kenara
Cevher lisan konuşak arkadaş.
Âşık Mehmet
Sevda fırtınası sırta ayazdı
Derdimi keleme döktüğüm azdı,
Çıldırlı Mehmet deme dayazdı,
Sen yanımda kal konuşak arkadaş
Âşık Hüseyin
Seni arıyordum Zinzal’da buldum,
Belki de maskesiz ummana daldım
Gölbelen köyünden yanına geldim
Biraz sazın çal konuşak arkadaş.
Leb Değmez (Dudak Değmez)
Ey konuşanda dür dökülür lisan
Daha aşkın yeni dil açarında
Ezzin yol açarında,
Dudak dil açarında,
Ele söyle dür olsun
Lisan dil açarında
Yaz olanda çiçek açar her yanda
Kuşlar şeyda olur gül açarında,
Gençlik gider rengin solar güz olur
El içinde konuştuğun söz olur.
Âşık diğer söz olur
Gönüllerden iz olur
Üstünnen ay gün geçer
Yaşın elli yüz olur.
Hanendende çay çöreğin az olur,
Hıyanet olursa el açarında
Oktay Ergani der seçende seni,
Rüyadan aşkınan içende seni,
Âşık içende seni,
Gördün uçanda seni,
Hayal etti düşünde
Gözün açanda seni.
Gözüne kestirdi geçende seni,
Daha aşkın yeni yol açarında.
Kaynak Kişi;
Aşık Mehmet Oktay-Çıldır-Güvenocak Köyü
Derleyen : Ekan ÇELİK