SİNAN KARAÇAY


Yerli ve Milli McKinsey Şirketi

-İlk olarak 1980´li yılların ortasında...


-İlk olarak 1980´li yılların ortasında Türkiye´nin AB başvurusunu "şekillendirmesine" yardımcı olduğu belirtiliyor.

 (AB başvurusunda ne durumdayız ortada)

- İstanbul ofisini 1995 yılında kuran McKinsey, bu dönemde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı´na danışmanlık hizmeti sundu.

(Yani Sat her şeyi kurtul diye yıllardır bize yol gösteren arkadaşlar bunlar !)

-1996 yılında Başbakanlığa bağlı Yüksek Denetleme Kurulu, McKinsey´nin özelleştirme konusundaki hizmetlerinin yeterli olmadığı ve beklentileri karşılamadığı yönünde bir rapor hazırladı. McKinsey Türkiye yönetimi ise hatanın kendisinde olmadığını belirterek, özelleştirmeyle ilgili düzenlemeleri eleştirdi ve o dönem Türkiye´de uluslararası standartların bulunmadığını belirtti.

(Aslında Devletimiz bu şirketin bir dönem işlerine son vermiş ancak şirket Devletimizi yetersizlik ile suçlamayı tercih etmiş bizde yeninden onları tercih etmişiz. Galiba onlar haklıymış!!)

- McKinsey´nin Türkiye´de kamu sektörü için danışmanlık faaliyeti verdiği bir diğer dönem de 2000 ve 2001´deki ekonomik kriz sonrası.

 2000 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki 8 bankanın satış stratejileri konusunda danışmanlık hizmeti verdi.

(Bankaların akıbetini bilen var mı?)

-Aynı yıl içerisinde TRT´nin yeniden yapılandırılması için bir plan geliştiren McKinsey´nin bu hizmeti için 1 milyon dolar aldığına dair bazı haberler basında yer almış

 (TRT´nin hali de ortada olduğuna göre?.)

-McKinsey, daha sonra 2004´te de dönemin ekonomi yönetiminin talebi üzerine Ziraat Bankası ve Halk Bankası´nın özelleştirmesine yönelik yol haritası ve 2001 krizi sonrası TMSF´ye devredilen Pamukbank´ın Halkbank´a entegrasyonu için çalışma yaptı.

   (Yani bu şirket ile yeni çalışmıyoruz adamlar her zaman bizim ile berabermiş zaten ortada yeni başlayan bir ilişki yok!)

   Şimdi ülke tarihi bir ekonomik dalgalanma yaşayacak ve ülkenin en tepesindeki isim bu dalgalandırmayı dış güçlerin ülkeye müdahalesi olarak halka anlatıp ?´YERLİ VE MİLLİ´ olalım diye kampanyalar yapacak ve sonrasında Ekonominin Krizden Kurtulma Programını Krizin Müsebbibi İlan Ettiği ABD´nin en büyük şirketlerinden birine denetletecek.

(Bu İşten İyi Sonuç Bekleyenler Parmak Kaldırsın)

    Ey Ahali;  Ak Partili, MHP´li, CHP´li, İyi Partili, Saadet Partili, Vatan Partili, Büyük Birlik Partili Kardeşlerim Bu Neresinden Bakılırsa İzaha Muhtaç Bir Tezattır ve Bu Alınan Kararın Yanlış Olduğunu Söylemek Hainlik, İhanet ve Gayri Millilik Değildir.

 Aksine Çok Doğru Olarak Sergilememiz İstenilen Milli Duruş´un Bozulmasına Verilen Haklı Bir Tepki Olacaktır.

Herkes Şu Soruları Sormalıdır;

1-    Neden Krizin ABD Menşeli Olduğunu Hepimiz Biliyorken Bu ABD´li Şirket İle Anlaşıldı? Ya da Anlaşılmak Zorunda Kalındı ?

 2-    Her Yerde USD´li Anlaşmalara Son Derken USD ile Ödeme Yapılacak Bir Sözleşmeyi Bizzat Hükümetin Kendisi Neden Yapma Gereği Duydu ?

 3-    Bu Anlaşmanın Bedeli Kaç Milyon USD´dir ?

 4-    Şimdiye Kadar Lübnan, Sudi Arabistan, Portoriko Gibi Ülkeler İle Çalışan Bir Firma Tercih Edilmiştir?

5-    Krizin Olmadığını Söyleyip Ekonomi İçin Alelacele Danışman Bulmak KRİZ YOKTUR söylemi ile Ne Kadar Örtüşüyor?