YARIMIMIZA...
8 Mart Kadınlar gününde isterseniz uzaktaki yakınlarımızdan da mısralar kaydederek günün anlamına katkı sunalım istedim. Önce Kazak şairi Mukağali Makataev’in aşağıdaki mısralarıyla seslenecek olsak umarım insanın son nefesinde bile yanında olan kadının ne değerli bir varlık olduğu anlaşılır herhalde…
…
“He етейін.
Той көрмей-ақ, сый көрмей-ақ өтейін.
Қаламымды берші маған, бәйбіше,[1]
Болашаққа арыз жазып кетейін…”
“Ne yapayım,
Toy görmeden, hediye görmeden göçüp gideyim.
Kalemimi ver kadınım,
Geleceğe dilek yazıp gideyim.”
Bir başka Türk sesli, özünün beyi Özbek kardeşim Halime Hudaybergenova bakın nasıl da yalnızlığı kucaklıyor?
“Sen sevib baxtimga boʻlganding zomin,
Sen sevib baxtimni ketganding yulib.
Aytgil, yolgʻızlikning achchıq alamin
Ikkov bab – barobar oldikmi boʻlib
…
Sen eshikdan kirsang yonıq dil bilan
Balki baxt otilar quchogʻınga tik.
Men eshikdan kirsam muzday qoʻl bilan
Bellarimdan mahkam quchar yolgʻızlik.
(Sen sevince bahtıma olmuştun suçlu,
Sen sevince bahtımı gitmiştin çalıp.
Söyle, yalnızlığın acı elemini,
İkimiz beraberce aldık mı bölüp.
…
Sen kapıdan girsen yanmış gönül ile,
Belki baht atılır kucağına hemen.
Ben kapıdan girsem buz gibi el ile,
Belimden sıkıca kucaklar yalnızlık.)
Halime Hudayverdiyeva
Yanımızdaki Türk yurdu Azerbaycan’dan “Kadın” başlığı ile 1900 lü yılların başında seslenen Hüseyin Cavid nasıl da bu günleri okumuş gibi.
“Kadın, ey sevgili hemşire, uyan.
Ana! Ey nazlı kadın, kalk uyuyan
Daima mevtle hemdûş oluyor,
Zilü mihnetle hemağûş oluyor.
İşte sıyrılmada hep zulmetler,
Ağarır tan yeri, kalk, işte seher
Uyan, etrafını seyr et de, düşün,
Bütün evlâd-i vatan işte bu gün,
Yalınız senden umar derde şifa,
Yalınız sende bulur ruha gıda.
Ana evladını besler, büyütür,
Anasız millet evet, öksüzdür.
Senin âlemde vazifen, hissen,
Ne büyük... Hem ne ağırdır bilsen...
Kadın, ey sevgili, şefkatli melek,
Bu kadar sabru tahammül ne demek?
O letafet, o necâbetle sana,
Bu esaret, bu hakaret ne reva?
Sen nesin, kendini bil, za'fı bırak
Hep nasibin mi senin sille, dayak?
Çekme âh öyle mükadder, mahzun,
Ağla göz yaşların aksın, coşsun.
Ağla, feryadını duysun erler,
Belki insafa gelip rahm edeler.
"Ağla, hep ağla! " dedim, çok yanlış,
Çınlasın, mevcelenip yükselsin,
O sesin kuvveti tesiri büyük
Ağla ta lerzeye gelsin yer gök
Bak, bu insan ne kadar aldanıyor?
Hayır, asla beni sen dinleme, dur.
"Ağla, hep ağla! " dedim, çok yanılış,
Ağlamaktan ne çıkar sanki, çalış
Oluyor işte hukukun pâmal
Çalış, öğren, ara, bul, hakkını al.
Perdeyi zulmet içinden sıyrıl,
Kahramanlar gibi kavgaya atıl.
Fazl ü irfanla mücehhez olarak,
Cehli yık, gafleti yak, aczi bırak.
Kimseden bekleme yardım asla,
Yalnız kendine kendin ağla.”
Hüseyin Cavid-1911
Sevgisini avazı çıktığı kadar haykırabilen, düşlerini yıldızlarla yazabilen, elinden sıkıca tutulduğunu hissedebilen bir dünyaya uyanmaları için dua ettiğim kadınlarımızın (ayellerimizin), bacılarımızın (karındastarımızın), kızlarımızın ümitli günlerini yürekten kutluyorum.
Dünyaya güzel izler bırakan ve güzel izler bırakanları doğuran tüm kadınlara selam olsun.
Turanın kutlu analarına da naçizane aşağıdaki duygularla sesleniyor, ellerinden ve alınlarından öpüyorum...
Anam...
Ay anam,
Söyle,
Hangi sızına
Yanam?
Bacım...
Ay bacım,
Senin acında
Azaplı
Acım...!
Kızım...
Ay kızım,
Senin sızın,
Benim
Sızım...!
Kadınım...
Hey kadınım,
Sen olmazsan
Ben
Yarımım...!
[1] Beybişe: Evin en büyük, en tecrübeli ve saygın kadını