www.cildirgoyce.com

SİNAN KARAÇAY


VEKİL İLE GAZETECİ KAVGASI ÜZERİNE

Son bir haftada Ardahan´da


   Son bir haftada Ardahan´da yaşanan Milletvekili Gazeteci kavgasını kaygı ile ve üzüntü ile takip ediyorum. Her yerde gerek ulusal gerekse yerel medyada görevli gazetecilerin yerel ve merkezi idare ile milletin yönetim yetkisi verdiği kişi ve kurumları eleştirmesi doğal olandır. Gazetecinin eleştirmesi kadar eleştiriye konu olan kurum ve şahıslarında bu eleştirileri yanıt vermesi de doğal bir davranıştır. Doğal olmayan ve sıkıntılı durumun gazetecilerin mesnetsiz ve üslupsuz eleştirilerde bulunması ve eleştirilenlerin de buna aynı üslupsuz tavırlar ile cevap vermesidir. 
    Ardahan´da yerel bir haber sitesine düşen yazıda CHP Ardahan Milletvekilimiz ve aynı zamanda CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Sayın Öztürk Yılmaz için ?Birileri Bu Adama Ardahan Milletvekili Olduğunu Hatırlatsın´ başlığı ile baştan sona sert eleştiriler ile dolu bir haber yazısı paylaştı. Bu yazının akabinde de sayın vekilden tam manası ile zehir zemberek bir yanıt geldi. Bu süreç hızla Ardahan toplumunda kendine taraf buldu ve uzun ve çok ağır sözlerin sarf edildiği bir tartışma, sürtüşme hatta hakaret yarışına dönüştü. Birileri gazetecilerin gazeteciliğini sorgulamaya, Birileri siyasilerin siyasi kimliklerini sorgulama yarışına girdi.
    Konuyu şöyle bir tarafsız olarak değerlendirdiğimde görüyorum ki; Sayın vekilimiz ile tanışma ve bire bir sohbet etme fırsatı bulmuş birisi olarak yapılan eleştirinin çok ağır ve insafsız olduğunu düşünmekteyim. Sayın vekilimizin geçmişi, kariyeri ve bu güne kadar yaptıkları ile bu denli ağır bir ithama maruz kalmasını şahsen doğru bulmuyorum. Bir muhalefet vekili olması ve bu nedenle sınırlı imkânları ile yaptıkları veya yapmaya çalıştıklarına bakıldığında bu kadar ağır bir eleştiriyi hak ettiğini düşünmemekteyim. Bundan önceki CHP vekilimiz Sayın Ensar Öğüt´ün aksine kişilik olarak daha az renkli olan ve işin siyasi şovundan ziyade daha akademik boyutunda olan sayın vekilimiz bir Hariciyeci olarak almış olduğu devlet terbiyesi ve kültürü ile daha sade ama daha vurgulayıcı olma yoluna gitmiştir. Bir Hariciyeci olmasına rağmen halkın içerisine çok rahat girebilen ve insani iletişimi kuvvetli olan vekilimizin mütevazı bir kişiliği olduğunu da çok açık müşahede etmekteyim. Belki birileri eline saman balyası, tezek alıp kürsüye çıksın, boğaz köprüsüne danalar salıp peşinden koştursun diye bekleyebilir ancak sayın vekilin böyle bir tarzı ve üslubu olmadığı kesin. Ayrıca sayın vekilin partisinde Genel Başkan Yardımcısı olması bence eleştiri konusu olmayacağı gibi ilimiz adına bir övünç kaynağı olmalıdır. Sayın vekilimizin dış ilişkiler konusundaki uzmanlığı birde Ortadoğu´da görev yapması nedeni ile çağrıldığı birçok programda bu genel konulardan bahsetmesi kadar doğal bir durum yoktur. Bu programlarda hiçbir alakası yok iken durup dururken Ardahan´ın da şu sorunları var diye konuya girmesi de abesle iştigalden başka bir şey olmayacağı gibi kendisini ve bizleri gülünç duruma düşürmekten öteye giden bir hareket olmayacaktır. Düşünsenize programın konusu Hükümetin Dış Politikasında Ortadoğu hamleleri siz birden Ardahan´da hayvancılığın sorunlarından bahsediyorsunuz bu nasıl bir görüntü ortaya çıkarır buyurun siz düşünün. Sayın vekil Ardahan´ın sorunlarını daha sık ve daha vurgulayıcı dile getirmelidir eleştirisine katılırım ama yerli yersiz her konuda Ardahan´ın sorunlarını niye anlatmıyorsun eleştirisini başlı başına yersiz ve maksatlı bulduğumun bilinmesini isterim. 
    Sayın vekil bu denli ağır ve haksız bir eleştiriye uğrarken onun bu eleştiriye verdiği cevabın üslubu ise gerçekten sayın vekilin tavrına ve zarafetine yakışan bir üslup olmadığı gibi beni hayretler içerisinde bırakmıştır. Eleştiriler haksız ve maksatlı olabilir ama sayın vekilin cevaben kurduğu cümleler kendinden hiç beklemediğim kadar kırıcı hatta tehditkâr olmuştur ve her zaman mülayimliğini görmeye alıştığımız vekilimize hiç yakışmamıştır. Demokrasi ve Demokratik yaşamı benimseyen ve duruşunu hep bu şekilde muhafaza eden sayın vekilin yanıtı pek şık olmamış ve iki yanlış maalesef bir doğru etmemiştir. 
     Konu Ardahan, Vekiller ve Gazetecilerden açılmışken Ardahan´ın diğer vekili sayın Prof.dr. Orhan Atalay vekilimizi de yâd etmeden geçmek olmazdı hani. Ardahan´ımızın iki vekilinden biri olan Sayın vekilimiz Ardahan´a hizmet konusunda iktidar partisinin bir mensubu olması hasebiyle imkânları daha fazla olan ve hareket alanı daha geniş olan vekilimizdir. Sayın vekilimizin de diğer sayın vekil gibi güzel işlere de imza attığı gibi eleştiriye matuf yönleri de bulunmaktadır. Ardahan ilimizde ve ilçelerindeki birçok hizmetin yapılmasında etkisi olan vekilimizin bunları yapması da en doğal olan bir durumdur çünkü Ardahan halkı onu Ardahan´a hizmet getirsin diye seçerek meclise göndermiştir. Sayın vekilimiz de birçok projenin Ardahan ve ilçelerinde başlamasına öncülük etmiştir ancak sayın vekilimizin de mizacı gereği çok durgun ve soğuk tavırları hakkında birçok yakınma olduğunu yakinen biliyorum. Özellikle kendisini arayan birçok kişinin ona ulaşmakta zorluk çektiğini ve birçok Sivil Toplum Kuruluşunun programlarına kendisini davet etmesine rağmen katılmadığını ve bunun çok büyük rahatsızlığa neden olduğunu çok net ve yakından biliyorum. Oysaki sayın vekilimiz imkânları dâhilinde davet edildiği programlara katılmaya ve insanlar ile daha fazla yakın olmaya gayret etmelidir çünkü halk vekilini yanında görmek istemektedir. Bu da çok anlaşılabilir makul ve haklı bir taleptir.
      Çuvaldızı vekillere batırdık sıra geldi iğneyi de sevgili kardeşlerim Gazetecilere batırmaya;Ardahan ve ilçelerinin sorunlarının duyurulması ve çözümler üretilmesi adına yapılan tarafsız ve doğru yapılan her haber ve habercilik çok önemlidir ve değer arzetmektedir. Bu önemli ve değerli görevi yerine getirirken her zaman doğru, tarafsız ve önyargısız olmak en temel kural olmalıdır. Yazılan her cümlenin ve yapılan her haberin Hak ve Halk nezdinde bir hesabı olduğunu bilerek ve yazmak gerekmektedir. Taraflı ve talimat ile yazılan her satırın hem toplum vicdanını hem de gazetecilik mesleğini derinden yaraladığını unutmadan hareket edilmeli kalem sahiplerinin kimseye kalemini kiraya vermeden, Vatan, Millet ve Bayrak konusunda hassas olarak hareket etmeleri en doğru olandır. Üç Beş kuruş, şahsi çıkar, siyasi istikbal ve birkaç reklam alabilmek uğruna haksız ve mesnetsiz haberler yapmak bu meslekte tamiri mümkün olmayan yaralara neden olmaktadır. Hele kalemini birilerine karşı tehdit, yıldırma, korkutma iftira atmaya teslim etmek hem insanlık hem de gazetecilik onuruna vurulacak en büyük darbedir. 
     Bir hususta Gazetecilik yapanların eğitim ve diploma durumları üzerine bazen hakarete varan yorumların yapılmasıdır. Ardahan´ımızın yerel basınında gerçek manada gazetecilik yapanların birçoğu basın kartına sahip olmakla beraber çok az bir bölümünün iletişim fakültesi mezunu olduğunu açık yüreklilik ile söyleyebilirim. Evet haklı eleştiriler var bir bölüm kendine gazeteci diyenlerin lise mezunu olup, olmadığı bile meçhuldür ama hatırı sayılır bir bölümün yüksek öğretim mezunu ve memleketinin sorunlarına duyarlı insanlar olduğunu unutmamak gerekir. Şimdi merak edip soranlar olur onu da diyeyim bendeniz de İşletme Fakültesi mezunu yaklaşık 14 yıldır çeşitli gazete ve sosyal platformlarda yazılar yazan ve bu işten tek kuruş dahi kazanmayan özel sektörde bir firmada yöneticilik yapan bir kardeşinizim arzu edene diplomamı gönderebilirim.
    Bizler Ardahanlı ve Ardahan´ın birer evladı olarak yöremizden çıkan hak aşığı Âşık Şenliği Babanın dediği gibi Edep ve Erkanın temsilcileri olarak yaptığımız her işte bu düstur ile hareket etmeli ve ceddimize layık bireyler olarak hareket etmenin üzerimizde tarihsel bir sorumluluk olduğunu unutmamalıyız.
      Bu duygularla hepinizi tekrar selamlıyor, saygı ve sevgilerimi iletiyorum.