ERCAN ÜRKER


SİYASETİN DE BİR ŞEREFİ OLMALI

Siyaseti , yalnız dar anlamda..


    Siyaseti , yalnız dar anlamda kişisel çıkar ve menfaat olarak görenler unutmasınlar Peygamber efendimiz Medine´ye hicret eder etmez, yalnız dar anlamda bir din önderi değil, aynı zamanda siyasî bir lider olarak davranmış; din faaliyetleri yanında toplumsal ve siyasî işlerin düzenlenmesi ve yönlendirilmesi işini de üzerine almış; Medine´deki müslüman olan ve olmayan bütün unsurların benimsediği bir anayasal belge hazırlayarak dinin öngördüğü ilke ve hedeflerle uyumlu bir siyasî yapı oluşturmaya başlamıştır.
     Başta Fârâbî olmak üzere bütün İslâm bilginleri siyaseti, yalnız dar anlamda hakları paylaştıran, sosyal birliği koruyan, sorumlulukları düzenleyen cismanî bir yönetim saymakla yetinmemiş, bunun yanında ve daha da önemlisi, İslâm´ın itikadî ve ahlâkî boyutuna uygun olarak, toplumdaki herkesin mânevî gelişmesini ve en yüksek mutluluktan pay almasını sağlayıcı bütün imkânları araştıran bir disiplin olarak görmüşlerdir. Bu, siyasetin bir peygamber mesleği olmasının gereğidir. Peygamber efendimiz,?İş, ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekle" hadisinde devlet kademelerinde ve idari alanlarda görev alacak kişilerin liyakatının ve ehliyetinin önemine değinmiştir. Maalesef bizde "göreve talip olunmaz, görev verilir" diye bir anlayış var. Ben bunu doğru bulmuyorum. Çünkü ehil insanları keşfedebilmek bugünkü ortamda pek de kolay görünmüyor. Liyakat sahibi kişiler bir kenarda sessiz sedasız görev verilmeyi beklerken siyasetin ?s? sini bilmeyenler atı alıp Üsküdar´ı çoktan geçmiş oluyorlar. Ayrıca, görev istenmez, verilirse, verilen bu görevin ne zaman geri alınacağı da belli değildir, iş işten geçtikten sonra anlam ifade etmeyecektir.
    Demek ki devlet yönetiminde birine görev verilirken kırgınlıklara, dargınlıklara, yakınlıklara bakılmaz, ehliyet ve liyakat esastır.
    Sözün özü; siyasette başarının yolu emaneti ehline vermekten geçer. Geriye dönüp baktığımızda liyakate riayet edildiği dönemlerde yükselmiş olduğumuzu, ehliyetin yerini sadakatin aldığı devirlerde de çöküş yaşadığımızı görüyoruz. Emin olun, bugün çektiğimiz sıkıntıların temelinde de yine emanetin ehline verilmemesi, liyakatin sadakate feda ediliyor olması yatmaktadır. Bizden söylemesi...