M.Ahmet VURAL


ŞİMDİ TEKRAR SORUYORUM

"Tarih değil hatalar...


      "Tarih değil hatalar tekerrür eder" II. Abdülhamid´in kurduğu en güzel cümlerdir. Bu gün bu cümlenin doğruluğuna bir kez daha şahitlik ettik.

      Türkiye Cumhuriyeti halkı 15 Temmuz´da ordunun yapacağı büyük bir hatanın önüne geçti. Benliğine demokrasisine sahip çıkarak ben varım biz varız dedi.

    Büyük bir çoğunluk meydanlara indi liberali, sosyalisti, muhazakarı, ateist´i herkes sokaklara döküldü siyasi iktidarın kim olduğunu hiç kimse önemsemeden kendi iradesini ortaya koydu. Darbe den sonra neler olduğunu yaşamamış olsakta bıraktığı izlerin farkındalığıyla hereket eden birbirini kuçaklayan bir toplum vardı meydanlarda ve tek amaç demokrasiye ve özgürlüğe sahip çıkmaktı.

   15 Temmuz akşamı elde edilenler "Kurtuluş Zaferi" olarak nitelendirildi. Kurtuluş Zaferi demenin doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Kurtuluşu ancak esaret altındaki milletler elde eder. Kurtuluş Zaferi denmesini olumlu bulmasam da geleceğimiz için önemli bir adım atmış olduk.

    Tarihin değil hataların tekerrür edeceğine tanıklık ederken büyük bir hataya dur demenin gururunu yaşamayı toplum olarak hak ettiğimiz inancındayım.

      Büyük bir sınavdan geçtik. Korkup evimize sığınmadık. Sokaklara çıkıp siz ne yapmak istiyorsunuz dedik. Hayatımızın en önemli sorusunu sorduk. Bir film repliğinde şöyle bir cümle vardı "Biz Soru Soran Bir Millet Değiliz" bu kadar yıl suskun kalan bir millet tamda yerinde hayati önem taşıyan bu soruyu gündeme getirerek. Geleceğine sahip sahip çıktı.

     Yaşanan mücadele ve elde edilen kazanım önümüzdeki 40-50 yılı biçimlendiren bütün iç ve dış hesapların bozulmasına vesile oldu.

     Dün dedelerimizin terk etmediği bu toprakları bugünde torunlar olarak terk etmedik. Yarın da terk edilmeceğinin garantisi olduk. 

     Ülkemiz önemli bir sınavı başarı ile vermiş oldu. 15 Temmuz öncesi sosyal medyahesabımdan Suriyeli´lere vatandaşlık verilmesi ile ilgili olarak düşüncelerimi paylaşmış ve bazı arkadaşlarımın haksız tepkisi ile karşılaşmıştım. 

     Olaylara dini yaklaşımla bakarak, Onlar´da Müslüman neden ayırt edelim alınsın gibi sözde insalcıl yaklaşımlarla eleştiri  yapıyorlardı. Unuttukları noktalar vardı. 15 Temmuz gecesi insaların üzerinden tankla geçenlerde halka bomba yağdıranlardaMüslüman olduklarını iddia ediyorlardı.

      Şimdi en az ne olduğu belirsiz 3 milyon Müslümanım diyen kişinin vatandaşlığa geçirilmesi sonucunda nasıl bir kazanım elde edeceğiz...

      Şimdi tekar soruyorum "Vatanını bırakıp kaçanlarla, vatanı için hiç düşünmeden sokağa çıkarak tankların önüne yatanlarla aynı katagoriye alınmasını vicdanınız nasıl kabul edecek, yine aynı fikirdemisiniz ?"