YAŞAR GELER


ŞEKER TADINDA BİR BAYRAM

Ramazanın son günü...


   Ramazanın son günü, yarın kutsal ayın sonucunda yapılan ibadetlerin kabulü, mutlu ve huzurlu bir sona ermenin de keyfi adına bir bayram yaşanır. Bu bayrama Ramazan bayramı ya da eskilerde söylediğimiz gibi, biraz da çocukları mutlu etme ya da güzel sonlanması adına Şeker bayramı da denilirdi. Çünkü bu bayramda özellikle şeker ikramları yapılır ve dostlara tatlılar ikram edilir. O yüzden de tatlı niyetine Şeker bayramı denilirdi.
   Eskiden bu gibi dini bayramların dinsel inanç ve ondan da çok, sosyal yönünün ağır bastığını gözlemlerdik. Nedeni ise şuydu: Anadolu´ da çoğu devlet memuru çalışan hep dışarıdan yani başka illerden gelmiş olurdu. Genellikle de bu memurlar öğretmen, sağlıkçı, polis, asker, hakim, savcı vb. meslek gruplarından oluşurdu. Bu memurların çoğunluğu da bekar olurdu. Çünkü ilk görev yerleriydi bizim memleketler.
   Bayram sabahı olmadan arife günü evlerde bayrama hazırlık yemekleri ve bayram ikramları el emekleri ve göz nurları ile hazırlanırdı emekçi kadınlarımız tarafından. Özellikle hamur işleri tatlı ve tuzlular ve sabah bayram namazından sonra eve davet edilecek yabancı ve yalnız yaşayan misafirler için de özellikle yemek çeşitleri. Çünkü Anadolu insanı garip dostudur, yabancıya sahip çıkar, ihtiyacı olanlara destek olur. Bu bir Anadolu geleneğidir ve halen de sürmektedir. Derken sonra bayram namazları kılınır, camilerde bulunanlarla bayramlaşılır daha sonra da ev ziyaretleri başlardı. Özellikle yaşlı ve hasta olanlar öncelikle ziyaret edilir, gönül alınır, mutlu edilmeye çalışılırdı. Şimdi ise, ne misafir kaldı, ne gelen ne de giden. Yaşlı ve hasta ziyareti mi? Hak getire. İnsanlar bayram gelmeden aylar önce ?´bulunduğum yerden nasıl uzaklaşırım da kimse gelip gitmez, ben de kafamı dinlerim´´ hesaplarıyla bayram geçirir oldular. Bırakın yabancıyı ziyaret vs.i anne baba- kardeş abla, eş-dost-akraba bile kimsenin umurunda değil. Büyükler, hep çalacak bir telefon bekler, düşecek bir mesajı izler ya da çalacak kapı zilini. Acaba bizde mi bir hata var? Yeni nesli bizler mi iyi yetiştiremedik? Yoksa nesil mi değişiyor? Ya da genlerimizle mi oynandı ?
   Eskiden uzakta olan yakınlarımıza kendi el yazılarımızla ve imzalarımızla tebrik kartları gönderirdik. Gönderirken de mutlu olurduk. Şimdilerde Sosyal medya var sağ olsun da yine de haber alıp verebiliyoruz. Gerçi o da çok etkili bir iletişim aracıdır, hakkını yememek lazım.
   Son zamanlarda devrilen masalar sayesinde, artık bayram mı yapacağız yoksa kara haberler mi alacağız ya da trafik terörüyle kan gölüne dönen haberlerimi duyacağız belli değil. Ramazan ayı gibi mübarek bir ay içerisinde bile gözü dönmüş canilerce katliamlar yapılabiliyorsa, onlarca asker, polis, sivil katlediliyorsa biz nasıl şeker tadında bayram yapacağız bilemiyorum. Gelin biz yine de umudumuz sağlam tutalım. Yarınlara sevgiyle ve güzel umutlarla bakalım. ?´Güzel günler göreceğiz çocuklar´´ diyerek ve hayal ederek sabaha uyanalım. Geleceğimiz ve yarınlarımızın umudu olan çocuklarımıza ve gençlerimize güvenerek yarınlarımızı ve kendi geleceklerini doğru inşa etmelerini bekleyelim.
   Her kesime seslenelim, ne olur yarınlarımıza kıymayın, bari bir bayramı daha akan kan görmeden, patlayan bomba sesi duymadan, gözü yaşlı ağlayan anneler, babalar, eşler ve çocukların feryatları olmadan, barış ve huzur içerisinde herkesin ve her kesimin biri birini kucakladığı bir bayram yaşayalım. Bu bayramı öyle yaşayalım ki, gerçekten ?´ Şeker Tadında Bir Bayram ?´ olsun. Tüm insanlığın Ramazan-Şeker Bayramı mübarek ve kutlu olsun.
Yaşar GELER
Uz. Eğitimci-Yazar