Adem Yavuz VURAL


ŞAMİL'İ BİLMEYEN, ATASINI NE BİLİR

Çıldır’da da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı....


 İki yıllık pandemi sürecinin ardından tüm yurtta olduğu gibi Çıldır’da da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları yapıldı. 
       Kutlamalar Çıldır suni çim sahada Çıldır Çok Programlı Anadolu Lisesince düzenlenen etkinliklerle kutlandı. 2 yıl süren pandemi sürecinin ardından düzenlenen 19 Mayıs kutlamaları her kesimce heyecanla bekleniyordu. Atanın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkıp, bağımsızlık ateşini yaktığı gün olan bu kutsal, gün Türk Milletince yüz yılı aşkındır coşku ile kutlanmaktadır. 
      Geçtiğimiz hafta ilçemizde Çıldır Çok Programı Anadolu Lisesince hazırlanan ve kutlamış olduğumuz 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı gösterileri bir- iki gösteri haricinde stada toplanan davetlileri pekte memnun etmedi. Bunun en büyük ispatı gösteriler bitmeden gösterileri izlemeye gelen vatandaşların stadı terk etmesiydi. 
      Gösterilerin yanı sıra, yapılan organizasyonda da bazı eksikliler vardı. Fakat benim dikkatimi çeken en önemli eksiklik, protokolün stadı çevreleyen tel örgülerin dışındaki tribüne konulmasıydı. Protokolde bulunan Kaymakam, Garnizon Komutanı ve Belediye Başkanı öğrencilerin bayramlarını kutlamak için stadın etrafında bulunan tel örgüyü dolaşarak, stadın en ucundaki kapıdan geçmek zorunda kaldılar. Keza bu olay tören sonunda Çıldır Gençlik ve Spor Müdürlüğünce düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere madalyalarının verilmesinde de tekrar etti. Bu konuda en çok dikkat çeken ise Kafkas oynayan bir kız öğrencinin gösterisi sonrası göğsünden çıkardığı Türk Bayrağını ilçe kaymakamına vermek için aynı yoldan tribünde bulunan protokole kadar koşarak gitmesiydi. Halbuki protokol stadın içine konulsaydı, hem protokol için, hem o kız öğrenci için hem de biz gazeteciler için her şey çok daha kolay ve çekilen resimlerde daha güzel olabilirdi. 
      Gelelim yazımın başlığından da anlaşılacağı gibi asıl konuya. Çıldır’da ki 19 Mayıs kutlamalarında iki tane halk oyunu gösterisi yapıldı. Bir Adıyaman yöresine ait bir halk oyunu, ( orada sorduğumda öyle söylendi. Yanlışım varsa özür diliyorum) ikincisi ise yöremize ait sadece 5 dakika süren Kafkas oyunu. Birinci gösteride ki öğretmeni kutluyorum. Toylarda, nişanlarda, sünnet düğünlerinde yöresel barlar ve Kafkas oyunundan başka bir oyun bilmeyen ve oynamayan gençlere değişik bir yöreye ait bir halk oyununu güzelce öğretmiş ve başarılı bir şekilde sergiletmiştir. Ancak beni en çok üzen ve bu yazıyı sizlerle paylaşmamı sağlayan uzun yıllardır Çıldır Lisesinin bir Kafkas oyun ekibinin olmamasıdır. 
       Geçmiş yıllarda yapılan tüm kutlamalarda tüm vatandaşların en çok merakla ve heyecanla beklediği Kafkas ekibinin sahne almasıydı. Kafkas ekibinin gösterileri yaklaşık yarım saat, kırkbeş dakika sürerdi. Yapılan diğer gösteriler ne kadar vasat olursa olsun Kafkas oyun ekibinin sunmuş olduğu gösteriler her şeyi unutturur, halkı coştururdu. Peki lise ve orta okullarda artık neden bir Kafkas ekibi yok. Bir Kafkas ekibi oluşturmak için ne zorluklar var da milli bayramlarımızda Kafkas oyunlarından bi haberiz. Bu kültürle büyüyen çocuklar, toylarda sahnelerin tozunu attırırken, milli bayramlarında kültürlerini sergilemekten mi korkuyorlar. 
      Lisede olsun, ortaokulda olsun ve hatta ilkokulda bu çocuklara milli bayramlarında milli halk oyunlarını oynatmak oradaki eğitimcilerin görevidir. Tüm okullarımızda yöremize ait öğretmenlerimiz mevcut. Öğretmenlerle olmuyorsa Halk Eğitim tarafından bir hoca görevlendirilerek Kafkas öğretilebilir. Ben artık eskiden olduğu gibi milli bayramlarımızda o gösterilere damga vuran bir Kafkas oyun ekibi görmek istiyorum. Şeyh Şamil görmek istiyorum. Şeyh Şamil asalettir. Bu asil çocuklara Şeyh Şamil oynatın… 
Şairin de Dediği Gibi; 
şamil, kafkas dağlarının hürriyet güneşidir.
şamil, atalarımın öz be öz kardeşidir.
şamil'i bilmeyen atasını ne bilir?
şair diyor ki;
bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır!
toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır!
ben de diyorum ki;
benim vatanımın sınırları edirne'de başlayıp kars'ta bitmez!
hazar'ımın hürriyet, hürriyet diye çırpındığı kıyılardan başlar,
taa viyana kapılarında biter.
ağlama ey gözleri bulutlu yar
kur, aras coştukça,
tuna, volga taştıkça
benim türkülerim söylenecek,
benim şarkılarım okunacak
hazar çalkalandıkça
benim ay-yıldızlı bayrağım dalgalanacak
sormayın kimlerdenem, haralıyam a dostlar
gönülden fırtınalı boralıyam a dostlar
kızıl bir kurşun aldım, yaralıyam a dostlar
ben bilirem
senin de eğninde ganlı bir libasın var
bu şarkılar, türküler
türkü söyler türküler
yaşar kalpte ülküler
bu ses aslan sesidir, bu ses bozkurt sesidir
bu ses, demir perdeyi damla damla eriten
katerina petro'yu deli eden
şeyh şamil'in sesidir!