SEVCAN ŞİMŞEK


SAFLARI SIKLAŞTIRALIM

HALK oylamasında gün saydığımız...


   HALK oylamasında gün saydığımız şu günlerde olayları daha samımi izlemek doğrunun ne kadar belli olduğunu ortaya koyuyor zaten.

   Muhtarlara, ?Muhtarlıkları kaldıracak?, minibüsçülere, ?Hatlarızı dağıtacak?, esnafa da ?Lokantaları kapatacak? yaygarası yapanların sesleri bakalım bi kaç gün sonra nasıl çıkacak bekleyip görmek istıyorum doğrusu. ?Bu referandumdan ?Hayır´ çıkarsa, düşmanı İzmir´den denize dökmüş gibi sevineceğiz? diyenler neden bu kadar sert oldular ,neden bu kadar düşman saflarını benimsediler onu da anlamadık doğrusu hani ulu önder ATATÜRK yolundayız diyorlardıya onun için soruyorum bu soruyu.Bütün Avrupa ülkelerinin bu işe karşı olması, hemen bütün terör örgütlerinin ?Hayır" cephesinde yer alması, coğrafyamıza müdahale eden bütün oyuncuların referandumun Türkiye´nin hareket alanını genişleteceğinden endişe etmesi, içerideki bütün vesayet çevrelerinin Avrupa ülkeleri ve terör örgütleriyle aynı mevziden ateş eder hale gelmesi, aynı dili konuşuyor olması bile, 16 Nisan´ın nasıl da uluslararası güç mücadelesinin parçası haline geldiğinin göstergesidir.Elbette biz, halk oylamasını bu karşıtlıklar üzerinden değerlendirmiyoruz. Onların öfkelerine, reaksiyonlarına göre pozisyon belirlemiyoruz. Biz, kendi tarih yürüyüşümüze göre, varmak istediğimiz yere göre, mücadele kodlarımıza göre duruş belirliyoruz. ABD´li neocon Michael Rubin ile CHP´li vekiller, Murat Karayılan ile Avrupa´nın ırkçı liderleri ve Gülen´in terör örgütü işte bu ortak dili kullanıyor.Mesele 16 Nisan´dan çok daha büyüktür. Mesele 16 Nisan´ın bir hedeften çok, bir başlangıç olacağının bilinmesidir. İçerideki dönüşümün büyük oranda başarılmış olacağı, Türkiye´nin artık kararlı bir şekilde bölgesine ve dünyaya yöneleceği endişesidir.Ekonomide çılgınca bir dönemin başlaması, coğrafyanın ekonomik dinamizminin Türkiye´de yoğunlaşması korkusudur.Savunmada olağanüstü bir hareketliliğin başlayacak olması, bölgesel güvenlik meselelerinde çok hareketli bir Türkiye´nin geliyor oluşudur.Ama en önemlisi de, siyasi liderlikte, öncülükte bir Türkiye yükselişinin şimdiden okunmasıdır. Ve yine, ülkeleri, toplumları değiştirecek siyasi dilin artık bu ülkede üretiliyor oluşudur.Afrika´nın derinliklerinden Güney Asya´ya ve Ortadoğu geneline kadar yayılan Türkiye sempatisinin, 16 Nisan sonrası somutlaşacak olması, yeni bir güce dönüşecek olmasıdır.Türkiye, ?Artık 20. Yüzyıl bitti. Vesayet dönemleri kapandı. Yeni bir dünya kuruluyor, ben de bu yeni dünyanın kurucuları arasında yer alacağım. Dünyaya söyleyecek sözüm var. İnsanlık ailesine katkılarım olmalı" diyor, müthiş bir düşmanlık dalgasıyla yüzleşiyor.Türkiye, otuz yıldır coğrafyayı lime lime eden, bin yıldır beraber yaşayan insanların zihinlerine kalın duvarlar ören, bütün kimlikleri çatışmaya dönüştüren, şehirlerimizi harabeye çeviren 21. Yüzyılın bölgesel istila planlarına karşı bir ?duruş"geliştiriyor, bir söz söylüyor, bu uğurs0uz rüzgarı tersine çevirecek adımlar atıyor.ve bizlerde EVET oyu verip memleketi kurtaracak olanlar bin yıllık tarihe göre safları sıkılaştırmak zorundayız.keza bir kitapçık fırlatmayla dünyası yıkılan siyasetçiler değil, onca ihanete ,hainliğe, krizlere ragmen ayakta kalabilen lider istediğimiz için, dirlik için ,birlik için kardeşlik için ya tarihin bize biçtiği yeniden elbiseyi giyip ümmeti zilletten kurtaracağız yahda öz topraklarımızda Ortadoğu bataklığı demeye devam edeceğiz. Çünkü mevzubahis VATANSA ,mevzubahis BAYRAKSA,mavzubahis EZANSA ,mevzubahis DEVLETSE,mevzubahis MİLLETSE ,mevzubahis YÜREKSE ... kararımız ´´EVET ´´