Nihat AĞDEMİR


PAPAZI YAŞATIRLAR MI?

Öncelikle şunu ifade edelim ki


Öncelikle şunu ifade edelim ki; Türkiye ile ABD arasındaki bilek güreşinde ülkemiz üste çıkmanın avantajını elde etti. ABD gündeminin peşinden sürüklenen bir Türkiye yerine, "Türkiye gündeminin peşinden sürüklenen bir ABD" konumu gün yüzüne çıktı.
ABD´li ajan rahip Brunson ile ilgili yaygaralar olanca hızıyla devam ediyor.
Kafa karıştırmadan meselenin kilit noktalarını açalım?
Papaz mı ajan mı? Hem papaz hem ajan. Evangelist bir papaz.
Nereden anladık? ABD´ye ulaştığında Beyaz Saray´daki ilk basın toplantısında tüm kameraların önünde Trump´un omzuna elini koyarak konuşması çok önemli bir işaret.
Dönelim konumuza? Öncelikle ilk duruşmalarda ifade verenlerin ifadelerini geri çektiğini ve reddettiklerini bilmemiz gerekiyor. Bu yargılamanın seyrini değiştirdi. 
Öncelikle yakın tarihe göz atmadan meseleyi irdeleyenleri de pek ciddiye almayın.
Şimdi sorarım: ABD´nin kedisine bile ceza veren bir Avrupa ülkesi veya Ortadoğu ülkesi gördünüz mü?
ABD ajanını yakalayıp 25 ay boyunca sorgulayan bir ülke gördünüz mü?
ABD´nin küstah tehditleri karşısında direnen bir AB ülkesi gördünüz mü?
Göremezsiniz, çünkü o "dünya devi"? Tabi öyle kabul edersiniz cüce akıllılar sizi.
Ama Türkiye ne yaptı o devin tüm karizmasını çizdi ve kendi hukuk sisteminin belirlediği zaman diliminde posasını çıkararak ve cezasını infaz ederek salıverdi. 
"Salıverdi" diyorum, hukuk dilinde bunun anlamını bilenler bilir.
Peki posasını nasıl çıkardık?
Brunson 9 Aralık 2016´da ilk tutuklandığında sınır dışı edilmesine rağmen kendisi gitmek istemedi ve burada kaldı.
Bu süre zarfında takipler ve dinlemeler devam etti. Elde edilen veriler neticesi onun gözlem altında tutulması gerektiğine karar verildi... Ev hapsine ise ABD-CIA tarafından öldürüleceği endişesi ile alındı.
Peki, ev hapsi ve tutukluluk süresince neler oldu? 
-PKK´nın onlarca üst düzey sorumlusu öldürüldü. 
-PKK kılık ve karargah değiştirmek zorunda kaldı. 
-Farklı isimler altındaki örgütlere dönüştürülmek zorunda kaldı.
-Rusya ile temasa geçildi, 18 generalin görevden alınması sağlandı. 
-TSK içindeki birçok kripto örgüt elemanı açığa çıkarıldı ve görevden alındı.
-Verdiği bilgiler Çin´lilerle paylaşıldı ve 25 CİA ajanı idam edildi.
-İran´la görüşülerek ABD lehine çalışan İranlı bürokratlar görevden alındı ve akıbetleri bilinmiyor.
Brunson´dan alınacak olanlar alındı, devlet kararını verdi ve salındı.
Amiyane tabirle posası çıkarıldı ve atıldı.
Bu olay vesilesi ile Türkiye tam bir hukuk devleti olduğunu ve yargısının bağımsız olduğunu ispatladı. Şimdi terörü destekleyen Batı ve ABD, terör ele başılarını iade ederek hukuken bağımsız olduklarını dünya kamuoyuna ispatlayabilecekler mi? Elbette ki hayır. Ama biz bize yakışanı yaptık.
Ancak, içimizdeki Fransızların ve kendini bilmezlerin bunu anlaması hayli zaman alacak. Olsun. 
ABD Başkanı Trump "rahip Brunson´un serbest bırakılması" çağrısı yapan birçok tweet attı.
Bunu neden yaptı? Yakında kongre seçimleri var ve Evangelistlerin ağırlığı hayli fazla. Trump´un siyaseten kurtuluşu bu karara bağlı idi. Karar kendisine ilaç gibi geldi.
Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan´la baş başa konuşmalarında da bunu "kişisel ricası" olarak dile getiriyordu. Dahası... Türkiye´ye verilmesi gereken F-35 savaş jetlerine "ambargo konulması" yolunda, senatörlerin ve temsilcilerin istekleri, bu konuda yasa maddesinin arka planında gene "rahip Brunson´un tutukluluk haline" tepkiler vardı. Türkiye ise "tarafsız ve bağımsız yargıya yönetimin karışamayacağı" cevabını veriyordu. Gereği de yapıldı. 
Brunson meselesi yada diğer diplomatik meselelerde devlet her şeyi açıklamak zorunda değildir. 
Eksik bilgilerle ve yarım akılla devleti suçlamak psikolojik harekata destek vermektir. 
Devlet boğun eğmedi, eğdirdi. Bu böyle bilinmelidir.
"Daha kelepçesi bile çıkarılmadan serbest kaldı ve uçağı hazırdı" safsatası yaydılar, buna da eksik akıllıları inandırdılar.
Onların beklediği hukuk; Menderes´i ve İskilipli Atıf Hocaları asan, Kazım Karebekir´in askerliğini ve vekilliğini bitiren, 16 yaşındaki Erdal Eren´in yaşını mahkeme kararı ile büyütüp idam eden, Erdoğan´ı bir şiir okudu diye hapseden ve başörtülülerin eğitim haklarını ellerinden alan bir hukuk sistemi, biliyoruz. Ama işler artık öyle dönmüyor. 
Askerlerimizin kafasına çuval geçiren, 25 yıl önce Muavenetinizi bombalayıp denizcilerinizden 5´ini öldürüp 22´sini yaralayan Amerika´nın ajanına hapis cezası verildiği için çok rahatsız olduğunuzu biliyoruz. 1992 yılında bu ülke ABD´li komutan tarafından tokatlanan kaymakamlar gördü ve kılınız kıpırdamadı. Şimdi kalkmışsınız Brunson neden serbest bırakıldı, diyorsunuz. 
Serbest bırakılmadı cezası infaz edildi salıverildi. Kafanıza sokun bunu.
Diplomasiye dönelim? Salıverilmenin evvelinde Fırat´ın doğusu konuşuluyordu, hatırlayın.
Fransız haber ajansı AFP "Savcı Brunson´ın serbest kalması için ABD Doğu Fırat kapısını açtı" diyerek olayın seyri hakkındaki kaygılarını dile getirdi? 
Endişelerinin kaynağını biliyor musunuz? Ben ifade edeyim: Doğu Fırat´ta 5 Fransız üssü var?
Evet, ülkeler ve diplomasi böyledir. Alırsınız ve verirsiniz. Yarın ülkemiz açısından çok farklı işler olduğunda o kösele yüzünüz hiç kızarmayacak bunu da biliyoruz.
Fırat´ın doğusuna girdiğimizde sizin gibiler; "YPG ve DEAŞ a haksızlık ediliyor" diyeceksiniz? Biliyoruz.
Dün dolar yükseliyor diye yaygara koparanlar, bugün doların düştüğünden hiç bahsetmiyorlar. 
Dün Ankara´nı göbeğinde bombalar patladığında işi devlete yıkmaya yeltenenler, bugün PKK´lı teröristlerin leşleri geldiğinde ve örgüt bitme noktasına geldiğinde suspus oluyorlar. 
Siz ve sizin gibiler "ABD´den özür dileyelim" dolar normale gelsin diyenler değil miydiniz?
Türkiye bundan sonra sizin keyfiyetinizle yönetilmeyecek. Bunu böyle bilin.
Şimdi bu kişilere sormak gerekmez mi? 
Bir ABD´li rahibi 555 gün hapis yatırıp, 38 ay cezaya çarptırmak, geçmiş iktidarlarda mümkün müydü veya kaç dakika gözaltında tutulabilirdi? 
Tabi; dolar düşüyor, ekonomi tekrar düzelecek diye kuduracaklar ve manevralar boşa çıkacak diye üzülecekler, bunu da biliyoruz. Kimin vatan haini olduğunu da çok iyi biliyoruz.
Devlet genele bakar, geleceğe bakar, uzun ve kısa vadeli hedeflerine bakar.
Brunson çok yaşar mı? 
Papazı bilmem ama içimizdeki çok bilmiş papazlar içimizde yaşamaya devam eder.
Nihat Ağdemir - İstanbul