Olcay Kasımoğlu


ÖZGÜVEN,ÖZGÜRLÜK TANIR

Her insan mutlu bir hayat sürmek


   Her insan mutlu bir hayat sürmek, kendini mutlu hissetmek ister. İstemek ile gerçekleştirmek arasındaki fark da işte tam bu noktada devreye girer. Bu aşamanın en büyük devresi özgüvendir.

   Bütünlüğün içsel boyutlarında kendini aşmış insanlar, akılla birlikte özgüvenin önemini bilirler.

   Özgüveni eksik, karakteri zayıf,donanımı yetersiz insanların yargılama gücü zayıftır, içsel derinlikleri öngörüden, içtenlikten yoksundur. Kendine özgüveni olan insanlar bananecilik ve korkaklık arasında gidip gelmezler,çare arayışına girerler.

   Özgüven: aynı zamanda önemli bir kişisel özelliktir;  sorunlarla gerçekçi bir şekilde mücadele etmemizi, zorluklara dayanmamızı kolaylaştırır. Aynı zamanda, yaşamın önemli zorlukları ile başa çıkma gücüne sahip, mutlu olmaya layık bir kişi olma deneyimidir. İnsana güç verir, yaşama isteğini güçlü kılar, pozitif enerjiyle dolarsın. Etrafındaki insanlarla kolay iletişime geçersin. İnsanlarla iletişiminde açık, anlaşılır ve güven veren bir kişilik profili çizersin.

Yaşama özgüvenli bir şekilde yaklaşmak, bize yeni ufuklar açar, bakış açımızı değiştirir, kendimizi günceller. Bunun yanında özgüveni kesinlikle aşırı bir güven duygusuyla örselememek gerekir, zira aşırı öz güven, diğer insanları tedirgin eder, kişininde olaylara objektif olmasını engelleyebilir. Bu nedenle özgüven çok önemli olduğu kadar eylemlerinde adıl olmakta, insan ilişkilerinde  o kadar önemlidir.

Özgüven, özellikle daha önce hiç yapmadığımız bir işle karşılaştığımızda, özellikle karar vermemiz, inisiyatif kullanmamız veya yeni insanları işin içine katmamız gereken durumlarda önem kazanır.

Devreye, özgüveni örseleyen aşırı hırslar girerse; sınırlarımız olduğunu kabul etmek istemeyiz, yeteneklerimiz hakkında gerçekçi olmayan düşüncelere kapılırız. Üzerimize aşırı iş yükü alırız, böylece her zaman iyi iş yapamayız.

Her şeyin iyisini kendimizin bildiğini düşünürsek, önerileri göz ardı ederiz, bize yardım etmek isteyenleri de genellikle reddederiz.

Oysa hırslardan, egolardan, bencillikten arınmış bir özgüven duru akan bir nehre benzer. En iyi için çaba göstereceğimizi ve kabul edilebilir bir sonuç ortaya koyacağımızı bilerek işleri ele alırız. Bir işi yapamadığımızda mazeret üretmek yerine yeniden denemeye başlarız. İlk seferinde tümüyle doğru olarak anlamadığımız yada yapamadığımız bir işin dünyanın sonu anlamına gelmediğini biliriz. Hatalarımızı dert etmek yerine onlardan ders almasını becerebiliriz. Bir çok durumla ve sorunla daha iyi baş edebiliriz.

Bazen de hiç olmadık anlarda, olmadık yerlerde karşımıza çıkan olaylar, kişiler bizim kendimize olan özgüvenimizi tehdit eder, kendimizi kötü hissetmemize neden olurlar. Böyle durumlarda kendimize olan özgüven duygumuzun neden etkilendiğini doğru ve açık bir şekilde kendimize teyit ettirirsek bu olumsuz koşulları lehimize çevirebiliriz.

Özgüven bir kişilik özelliğiyse, karşımızda ki insanlar, koşullar bizi bu konuda ne kadar etkileyebilir yada ne kadar ufkumuzu tayin edebilir ? Bu tamamen kişinin kendini bilmesi ve kendini nasıl gördüğü ile alakalıdır.. Kendi derinliği olan, yaşamın bütün olumsuzluklarına rağmen, içinde ki ışığı söndürmeyen insanlar, sabrı doğru davranışlarla olumlayanlar,kendilerine duydukları saygı ile yaşama daha bir özgüvenle bakarlar. Egoları törpülenmiş ve zaaflarının farkında olanlar insanlar, yaşamı ve değerleri öğreniyorlar.

Zamanla yarışılamayacağının, zamanla barişilacağini, zamanla öğreniyor? İnsanı öğreniyor. .Sevmeyi öğreniyor. Sonra güvenmeyi? Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu, sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğreniyor. Evreni öğreniyor. Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğreniyor. Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğreniyor.

Bilinç altımız kendimize çektiğimiz enerjileri, deneyimleri doğrulukla belirler. Bu nedenle neye sahip olduğumuzu bilmek, kendi sınırlarımızın farkında olmak, kendimizi nasıl ifade ettiğimizin bilincinde olmak adına   ?ne istediğimizi bilmenin? en güvenilir yolu, neye sahip olduğumuzu da bilmekten geçer. Kuracağımız köprüleri de, atacağımız köprüleri de belirleme konusunda, kişinin ne kadar ?kendine özgüveni olduğu ?  ve ?kendiyle barışık olduğunu? özümseyip özümsemediğini görebiliriz.

Bazende, yaşam koşullarının getirmiş olduğu bazı durumlarda duygu değişimleri yaşayabiliriz. Bazen kendimizi başka birinin karşısında güçsüz hissedebiliriz, yada bir acı karşısında duygusal tepkiler gösterebiliriz bu bizi öz güven duygusundan alı koymaz sadece her kesin farklılıkları olabileceği gibi özgüveni olan insanlarında bazı olaylar karşısında insanı tepkiler verebileceklerinin en güzel nişanesidir.

Özgüven; geliştirilebilir, girişken olmak öğrenebilir, fikirlerimizi daha sesli ifade edebiliriz, yeter ki cesaretli olup, hata yapmaktan korkmayalım.

Başarısızlıkların birer ders olduğunu ya da başarı yolunda küçük molalar olduğunu düşünelim. Elde ettiğimiz her başarıyla özgüvenimizin arttığını ve yaşamın nasıl sevilesi, yaşanılası olduğunu gördükçe, özgüven duygumuza bir kez daha sarılıp yaşamın içine akalım.