İşte yıldız, işte deniz ülkündeki ateş ile
Mızrak elde, sadak belde şimşek gibi ışık ile
Alev olup kör gecenin zifirini çıra ile,
Yak dünyayı, al payını ser alınıp, ser verile
Yeter artık uyuduğun, içindeki kurt dirile…
Çelikleşmiş pençesiyle ufkundaki dağı delen,
Zirvede boy gösterip gözünde güneşi söndüren,
İsyan için gök çadıra bir yıkılmaz ocak kuran,
İsyanını taşlara çal, sabrındaki sır serile
Yeter artık miskinliğin içindeki kurt dirile…
Ak tolgalı tuğum sensin, sedam sensin, bayrağım sen,
Yücelerde el değmemiş amber kokan toprağım sen
İklimlerden iklimlere kol uzatan kaynağım sen
Karanlığı delmek için okların şimdi gerile
Yeter artık uyuştuğun içindeki kurt dirile…
ŞEHRİYAR’A
Ay uca dağlar!
Başındaki nara
Gurban...
Hülyası özünnen gözel
Yarına da…
Sesime nağme veren
Tarına da...
Ay uca dağlar!
Gışdan galan dumur dumur
Garına gurban.
Gollarıynan gönülleri buluşturan
Barına da...
Bülbülünün zarına da
Gurban olum
Ay uca dağlar!
O bülbülü aşık eden
Harına da...
Galdır başın ay Şehriyar!
Heyder Baba dile geldi,
Böyüttüğü evlatların
Ülküleri nere geldi?
Gah ay ata
birlik olup
Şakkıldayıp şakayık,
Navruz odun
Garabağ’da yakayık!
Cemal Şafak