YAŞAR GELER


NANKÖRLÜKTEN KADİRŞİNASLIĞA

Nankörlük sözcüğünün...


    Nankörlük sözcüğünün sözlük anlamı ´´ iyilikbilmez´´dir. Yani bir başkasının kendisine yapmış olduğu iyilik karşısında ona kötülük yapar. Ya da kötülük yapmasa bile onun iyiliğini görmezden gelir. Önemsemez, aldırış etmez. İşte insanların bu davranışlarına ´´NANKÖRLÜK´ denir. Nankörlük sadece insanlara özgü bir davranış ya da duygu değildir. Özellikle hayvanlarda daha çok kullanılır ve hayvanlar arasında nankörlüğün timsali de ?´KEDİ´´ lerdir.
Nankörlük, bence en çok mutsuz insanlar için var olan bir davranış biçimidir. Mesela, bir aile düşünün; çocuğu için olmaz şeylere katlanır, onun mutlu olabilmesi için olanca şartlar oluşturur, bir sürü fedakarlık yapar, cefa çeker çocuğunu yetiştirir. Ama çocuk ilerleyen zamanlarda sanki ailesi ona hiç bir şey yapmamış gibi ailenin tüm yaptıklarını görmezden gelir, hatta ve hatta hiç önemsemez ailenin yaptıklarını hiçe sayar. Alın işte size nankörlük örneği.
    Meslek hayatımda karşılaştığım bir çok olaydan çıkardığım sonuçlar da yukarıda açıklamaya çalıştığım çocuk tipinden pek te farklı olmasa gerek. Bence toplumun en cefakar ve fedakarca çalışan, karşılık beklemeden iş gören mesleği öğretmenliktir. Öğretmen öyle içten, öyle samimi ve öyle dikkatli çalışır ve çalışmak zorundadır ki; telafisi olmayan, geri dönüşümü olmayan yerine ikamesini kullanamayacağınız bir iş çıkarmak zorundadır. Çünkü malzeme insandır. Çünkü ürettiği defolu ise, düzeltme şansı olmadığını bildiği için işler gibi dokumaya çalışır elinde malzemeyi. Çünkü eğer ürettiği ürün ileri de karşısına üstün yetenekli, üstün vasıflı, donanımlı, vatanına-milletine yararlı birey üretebilmişse işte o zaman Öğretmenin keyfine diyecek yoktur. Bu sonuç O´nun onur ve gurur kaynağı olur. Öğretmen onunla mutlu olur. Onunla yaşar, onunla yücelir. Evet, öğretmen cephesinden bakınca durum böyle. Ancak, işin bir de başka bir boyutu var. Öğretmen topluma yararlı bir birey yetiştirdiğini düşünür düşünmesine de ya veli cephesinde durum nedir? Tabi ki, öğretmen veli tarafından alkışlanmak, değer verilmek, yüceltilmek vb. davranışların gösterilmesi beklentisi içine girer. Girer de, acaba bu durumu yaşar mı? İşte orası muamma. Aslında muamma da değil. Aslında az da olsa birkaç veli tarafından bu geri bildirim alınır. Fakat inanın kırk yıllık meslek hayatımda ki tecrübeme dayanarak söylüyorum; okul bitti, öğrenci okuldan ayrıldı, başka bir yere taşındı, tayin çıktı vs. vs. bu durumlardan sonra ne bir selam, ne bir sabah? Ne telefon, ne facebook, ne whatsap, ne messenger ? yolda görse sırtını dönen mi, bir yerde karşılaşınca tanımamazlıktan gelen mi, görmemezlik mi vb. bir çok durum. İşte size nankörlüğün daniskası. Oysa okul zamanlarında can ciğer kuzu sarması davranışlar, senden büyük yok teraneleri, en büyük öğretmen bizim öğretmen naraları daha neler neler !? Tabii bunları anlatırken, değer bilen, gerçek dostluk davranışlarını, sevgisini ve saygısını kaybetmeden sürdüren velilerimizi bir kenara koyuyor ve onları tenzih ediyorum. Az da olsa bu gibi önemli velilerimiz yok değildir. Onlara da ayrıca saygıyla yaklaşımımız sürmektedir.
    Yukarıda ki anlatımlardan ve örneklemelerden ortaya şu çıkıyor: nankörlüğe en açık meslek öğretmenlik mesleğidir. Ha hayatımızın başka alanlarında da nankörlük yapmıyor muyuz? Veya nankörlüklerle karşılaşmıyor muyuz? Gayet tabi ki, hayatın her alanında nankörlük vardır. Özellikle sivil toplum kuruluşları içerisinde iseniz, nankörlükle karşılaşmama gibi bir lüksünüz olmuyor mualesef. Öyle insanlar vardır ki, inanın ki yaşamı boyunca toplum içine çıkmamış, belki ailesinin önemli bir bölümünü bile tanımıyor. Siz O´ nu alırsınız önce topluma kazandırmaya çalışırsınız, sonra toplumda yerini alması için çaba sarf edersiniz ve bunu başarırsınız da. Sonra hani derler ya ?´ gün gelir, devran döner?´´ o, yetiştirdiğinizi ve topluma kazandırdığınızı düşündüğünüz ama aslında iki kuruş etmemiş olan insan sizin karşınıza kötülük abidesi olarak dikilir. Ne kendine, ne yakınlarına, ne de topluma en ufak yararı dokunmaz. Alın işte size son nankörlük örneği? Güle güle kullanın.
    Bu iyilik bilmez davranış biçiminin bir de toplumsal boyutta olanı vardır. Toplumlar kendi kaderlerini kendileri çizmelidirler. Birçok toplumda da böyle olmuştur. Birçok toplumun var olma nedenidir kaderini kendisinin çizmiş olması. Ancak , toplumlar kaderlerini çizerlerken illa ki bir lidere, bir yol göstericiye ihtiyaç duyarlar. O lider sayesinde var olmuş toplumların temel borcudur, liderine sahip çıkması ve ona sonsuz minnet duygularıyla bağlı kalması. Eğer ki bir toplum kendini var eden , kendisini bulmasını ve tanımasını sağlayan liderine gün gelir karşı durur, sırtını çevirir, O´ onu yok sayar, kötüler veya aşağılar ise, işte toplumda da nankörlük başlamıştır. Nankör bir topluma dönüşmüştür. O toplumun geleceği çok ta iyiye dalalet değildir. Nankörlükten uzak, kadir kıymet bilen, kadirşinas ve mutlu bir toplum arzumuz olsun. Tüm bireylerin bu duygularla hareket etmesi ve mutlu bir toplum olması dileğiyle.
 
Yaşar GELER
Uz. Eğitimci-Yazar