SİNAN KARAÇAY


KİM BATIRDI BİZİM SSK YI SÖYLEYİN BAKAYIM

Ak parti hükümetinin muhalefet için yaptığı ve toplumun ciddi bir kesiminde kabul görmesini sağladığı iki büyük eleştiri başlığı var.


 

Ak parti hükümetinin muhalefet için yaptığı ve toplumun ciddi bir kesiminde kabul görmesini sağladığı iki büyük eleştiri başlığı var.

Bunların birincisi HDP ile ve FETÖ ile işbirliği ki HDP her ne kadar terör ile ısrarla arasına mesafe koymadığı için terörle haklı olarak ilişkilendirse de şuan itibarı ile meşru ve legal bir siyasi partidir üstelik bu partinin bir türlü vazgeçmediği terör bağlantısının en tepesi ile kimlerin yıllarca müzakere ettiği hatta o terör örgütünün bebek katili liderinin yerel seçimlerde Kürt kökenli vatandaşların oylarını yönlendirmesi görevi verip kimlerinden bunun sözcülüğünü yaptığı bilinirken ve Fetö terör örgütünün zirvedeki yerlerini kimlere borçlu olduğu herkesin malumu iken bu konuda mevcudu yeniden tekrar etmeye bilemem gerek var mı ?

İkinci eleştiri başlığı yani bugün dilimiz döndükçe ahlak ve adalet terazisine koyarak izah etmeye gayret edeceğimiz başlık olan ‘KILIÇTAROĞLU SSK YI BATIRDI’ başlığıdır.

Öncelikle kısaca Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’nun başarılı bir muhalefet olmadığını ayrıca sürekli demokrasiden bahsetmesine rağmen kendi partisi içerisinde aynı diğer siyasi liderler gibi demokrasiyi tam manası ile tesis etmediğini belirtmek isterim.

Konumuza gelince Kemal Kılıçtaroğlu hangi yıllarda SGK Genel Müdürlüğü yaptığına kimlere bağlı çalıştığına ve o dönem ki iktidarlarda kimlerin olduğuna bakalım isterseniz.

Sayın Kılıçtaroğlu 1992-1996 ve 1997-1999 yılları arasında SSK’nın Genel Müdürlüğünü yapmış ve o bu görevi yaparken merhum Süleyman Demirel ve Sayın Tansu Çiller Başbakanlık görevini yürütmüşlerdir. Bu durumda SSK da Genel Müdüre gelene kadar bu konuda bir bakan birkaç müsteşar ve Başbakan varken durumun sadece SSK Genel Müdürüne ihale edilmesi ne kadar doğrudur diye sorgulamak gerekir. Yani siyasilerin toplumda yarattığı en büyük yanılgı bir başarı varsa ben yaptım demesi başarısızlık varsa bürokratlara işin havale edilmesidir. 

Bu duruma en büyük örnek; Sayın Ali Babacan’ın ekonominin başında olduğu süreçte ülkede yaşanan mali başarılar için partimizin ve liderimizin başarısı diyenlerin bugün Sayın Berat Albayrak’ın ekonomiyi içine soktuğu müşkül durum için ise tek suçlu olarak gösterilmesidir.

Oysaki bir hükümette başarı ve başarısızlıklarda en büyük pay hükümete başkanlık eden liderlerindir ya da doğru olan bu bakış açısıdır kanaatindeyim.  

 

Gelelim SSK’yı kimin batırdığının bilimsel verilerle izah edilmesine;

Öncelikle Sayın Kılıçtaroğlu SSK Genel Müdür iken Merhum Süleyman Demirel ve Sayın Tansu Çiller Başbakandı ve bu konuda bir eleştiri ortaya konacak ise en büyük eleştiri bu siyasilere karşı yapılmalıdır. 

Ve yine gelelim bu batırma hikayesinin rakamlarla izahatına geçmiş istatistik ve veriler incelendiğinde Sayın Kemal Kılıçtaroğlu döneminde kadınlarda emeklilik yaşı 35 erkeklerde ise 40 iken 1999 yılında Sayın Kılıçtaroğlu dönemi sona erdiğinde SSK’nın açığı 2 Milyar 341milyın TL iken 2019 yılında emeklilik yaşı 65 olduğu halde  SGK’nın açık tutarı 39 Milyar 900 Milyon TL ise eğer SGK’yı batıranlardan 17 kat daha fazla SGK bütçesinden açık vermenin adını ne koymak gerekir siye sizlere sormak isterim.

 

Liderler eleştiri yaparken halkı doğru bilgilendirip ve vicdanlı olarak eleştirmek halk ise eleştirilere akıl ve vicdan ile kulak verip değerlendirmekle mükelleftir. Eğer bunun aksi bir yol izlenirse bu vebal altında kalmak, kul hakkına girmek demektir ki bunun hakkına girdiğiniz kişilerden helallik almaktan başka kurtuluşu yoktur.

Z kuşağında işler pek yolunda gitmediği anlaşılınca geçmiş nesle yaptığınız gibi sloganlarla hitap etme çabası nafiledir bu çocuklar hem araştırıyor hem de okuyor üstelik araştırmalar gösteriyor ki pek öyle din iman söylemi arkasına saklanmak da bu nesil için pek büyük bir anlam ifade etmiyor. (Bu hale gelmelerinde kimlerin emekleri olduğu da ayrı bir yazı konusudur ayrıca)

Bence geleceği anlatın neler  yapacağınızı anlatın hatta iyi veya kötü yaptıklarınızı anlatın ama anlatırken geçmişi anlatmaktan uzak durun yok illa anlatacağım diyorsanız o zaman da bugüne kadar kullandığınız metotla değil yeni bir metotla ve sadece doğruları anlatmayı deneyin bu daha fazla işe yarayacaktır emin olun.

Aksi halde Z kuşağı sizin başınıza çok işler açacağa benziyor benden demesi.

 

 Sinan KARAÇAY

Gazeteci Yazar