Prof. Dr. Ramazan KORKMAZ


KABE KİMİN MÜLKÜDÜR ?

Hac´daki katliama dönüşen izdiham...


   Hac´daki katliama dönüşen izdiham, bütün petro dolarları İsviçre bankalarına yatıran; yemekten, eğlenmekten, parayla oyun oynamaktan başka bir şey düşünmeyen asalak Arap Şeyhlerinin dünya için nasıl bir postülata dönüştüğünü gösteriyor. Dünyanın, İslamın ve insanlığın hiç bir sorunu ile ilgilenmeyen bu zavallı sürüngen takımı; kutsiyeti giydikleri kafanda, yaptırdıkları gökdelenlerde ve petro-dolarlarını güvende tutKuğulu sandıkları İsviçre bankalarında görmektedirler; o yüzden bunca servete rağmen insanlığın kanser gibi, HİV virüsü gibi büyük sorunlarının çözümü için yapılan araştırmalara beş kuruş ayırmazlar; o yüzden maddi destek olmadığı için okuyamayan/ araştırma yapamayan milyonlarca müslüman gence destek olmazlar... Oysa ki yeryüzünün maddi kaynakları, bütün insanlığındır; bunca petrol servetinin, bu kadar bakış açısı düşük, bu kadar insani yönü zayıf birilerinin elinde olması haksızlık. 
   Üstelik İslam aleminin ve tüm insanlığın diriliş muştusu olan Kabe´nin de bu düşük profilli zihniyetin elinde ticari bir metaya dönüştürülme çabası; artık ivedilikle sorgulanması gereken bir sorundur. Kâbe, yalnızca ; İngilizlerin sınırlarını cetvelle çizip üzerine "Kral" diye oturttukları kukla Arap Şeyhlerinin malı/mülkü değil; tüm İslam aleminin ruh kıblesidir. Bu kutsal mekan, tüm İslam aleminin ortak varoluş servetidir; yönetimi de tüm İslam aleminden oluşan bir konsey tarafından yapılmalı ve gelirleri, bilimsel anlamda kurulacak Mükemmeliyet Merkezleri (Center´da Of Excellence)´ne, buralarda yapılacak innovativ projelere ve bilim yapacak üstün zakalı/yetenekli gençlere burs olarak tahsis edilmelidir. Bu durum; islam inancını petro-dolarlarlara çevirerek yabancı bankalara istifleyen, gökdelenlerle biribiriyle itibar yarışına giren bu asalakların; İslamın kutsalı üzerindeki hegomanyalarına son verecek ve Doğu´nun yeniden dirilişine zemin hazırlayacak inkılapları başlatacaktır. Doğu ve özellikle de İslam alemi, artık görsel kandırmacalara, söylemsel illüzyonlara itibar etmemeli ve bu şarlatanlara haddini bildirmelidir. 
   Yaşlanan ve elbirliği ile yok etmeye çalıştığımız dünyamıza uzayda yeni alternatifler arayan insanlığın yarışına biz de katkı sunmalıyız; yoksa yaşanacak bir dünyamız olmayacak...