www.cildirgoyce.com

YAŞAR GELER


İNSAN MODELLERİ

Bu yazımda...


   Bu yazımda sizlere insanlardan, insancıklardan ve insan kılığına girmiş yaratıklardan söz etmek istiyorum. Ancak, önce insan, insancık, insan kılığına girmiş model nedir? bunlardan başlamak gerektiğini düşünüyorum.
   İnsan; evrenin tek rasyonel (akli) varlığıdır. İnsan, özgür iradeye sahip, kendini üretebilen ve idare edebilen bir kahramandır. Yaratıcılık, üreticilik, programcılık vs. gibi çok çeşitli meziyetlere sahip bir varlıktır insan.
  İnsancık ise; insan olduğuna inanan, insanın genlerini taşıyan ama tam anlamıyla gelişememiş, aklını tam olarak kullanamayan ve de kendi iradesini kullanamadığı için hep başkalarının kolu-kanadı altında yaşayabilen varlıklardır insancıklar.
   İnsan kılığına girmiş varlıklar ise; genlerinden dolayı insan denebilir. Ancak, hiçbir şekilde insani duygular taşıyamayan, hiçbir insanın yapamayacaklarını yapabilen, aklını kiraya vermiş, robot özelliği taşıyan varlıklara da insan kılığına girmiş varlıklar denebilir.
     Şimdi neden böyle bir modelleme yaptın denebilir. Hemen söyleyeyim; Günümüzde bu tür modellere öyle çok rastlayabiliyoruz ki, nitelendirmeden de duramıyoruz. Gerçek insan modellerine en güzel örnek çocuklardır. Çünkü çocuklar öyle saf, öyle temiz, öyle ahlaklı ve öyle dürüstler ki hiçbir art niyetleri olmadan her şeyi açıkça söyleyip yapabiliyorlar. Buna tabi ki büyüklerimizden bir kısmını da ekleyebiliriz. Ancak hemen söylemem gerekir ki, yaşlar büyüdükçe o masum, saf ve temiz duygular yerini yalana, dolana, riyaya, entrikaya, adam satmaya, üçkağıtçılığa vb. şekillere dönüşebiliyor. İşte bu dönüşümlerle birlikte de insancık dediğimiz büyük yaş ama küçük beyinli yaratıklar ortaya çıkmaya başlıyor. Yani bizim eğitimcilerin tabiriyle beden yaşı gelişmiş ama zeka yaşı gelişmemiş yaratıklar. Kalıbına bakıp insan dediğiniz ama eylem ve söylemlerine baktığınızda keşke bu hiç büyümemiş olsaydı da böyle bozulmamış olsaydı diyorsunuz. Hani bir tabir vardır ya ?´üç kuruşluk adama beş kuruşluk değer verirseniz, aradaki iki kuruşa sizi satar.´´ İşte bu tür insancıklar bence en tehlikeli varlıklardır. İnsanların başına bela olanlar da bu gruplardır.
     Şimdi insan kılığına girmiş modellere değinelim. Bu modeller ise tamamen akıllarını kiraya vermiş, robot tarzı varlıklardır. Dur dur, otur otur, kalk kalk gibi emri telaki eden modeller ise, insancıkların evrim geçirerek daha riskli boyutlara ulaşmış ve hedefleri toplumlar olan varlıklardır. Bunları her kılıkta, her safta, her ortamda görmek mümkündür. Ancak bu yaratıkları eyleme dönüşmeden fark etmek biraz güçtür. Örneğini 15 Temmuzda yaşadığımız türden modellerden söz ediyorum aslında. Kimi zaman dindar, kimi zaman kindar, kimi zaman devrimci, kimi zaman ataist, kimi zaman sosyalist, kimi zaman faşit, vb. kılıktan kılığa giren bu varlıklar bir nesli yok etmeye yeterde artıyor bile. Yakın süreçte örneğini gördüğümüz gibi, son 30-40 yıllık zaman diliminde çoğu Anadolu´ nun saf, gariban, yoksul ailelerinin gelecek vadedebilecek çocuklarını toparlayıp, akıllarını alıp, beyinlerini yıkayıp kendi iğrenç emellerine alet edebilen emperyalist kölelerdir bunlar. Ülkemizin bir kuşağı bu hainlerin emellerine kurban edilmiştir. İşte bu tür modellerden yani olumsuz örneklerden korunmak gerekmektedir. Bunun içinde toplumsal refleksler yerinde ve zamanında devreye girerek insancıkların ve insan kılığına girmiş yaratıkların oluşması ve gelişmesinin engellenmesidir. Ayrıca, gerçek insanlara da bu konuda önemli görevler düştüğünü düşünüyorum. Hayatta herkesin aklını kiraya vermemiş, başkalarının gölgesinde yaşamayan, var olmaya çalışmayan, kendini kabul ettirebilmek için kişiliklerinden taviz vermeyen, akıllı, dürüst gerçek insanlarla karşılaşmasını diliyorum.
 
Yaşar GELER
Uz. Eğitimci-Yazar