M.Ahmet VURAL


İKİ SATIR YAZI YETECEK Mİ ? SENİ ANLATMAYA

İKİ SATIR YAZI YETECEK Mİ ? SENİ ANLATMAYA


       İki satır yazı yeter mi? seni anlatmaya…
28 Yıla sığdırdığın onca hatıra şimdi bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimizin önünden. Bu zamansız gidişin ardından binlerce satır dindirebilir mi içimizdeki acıyı? 
Şimdi hatırların daha fazla anlamlı olmaya başladı yüreğimizde. Yaşadıklarımız, paylaştıklarımız, sırlarımız artık daha ağır gelmeye başladı be kardeşim. Seninle beraber atacak bunca yürek, daha ağır gelmeye başladı her bedene. Yokluğun hep gök gürültüsü olarak kalacak içimizde açığa vurmaktan kaçındığımız bir duygu, köşe başlarında sensiz ve sessiz çığlıklar bürüyecek dört bir yanı. Yokluğuna alışmak için sahte gülücüklerle bakacağız çevremize…
Ama varlığın hep içimizde derin bir yara olarak kalacak. Kulağımızdan hiç eksik olmayacak gülüşlerin “ Gada onu’da halledecem, Sarı hele bene bak dün ne oluf bilersen mi” ya anılarımız yaban ellerde otele gitmektense tek battaniye ile uyuduğumuz arabamda güneş güzünü gösterirken “Sarı kimseye deme bah millet başımıza güler” diye tutmaya çalıştığımız sırlar.
Ben saklayamıyorum be Kardeşim sırlarımızı…
Herkese senden bahsediyorum. Yaşadıklarımız, paylaştıklarımızı anlatıyorum acımızı dindirebilmek için. Yükümüz daha da ağırlaşıyor her gün sesin, yokluğun kavuruyor bedenimizi. Bir dilin bütün sözcüklerini kullansak bile anlatamayız artık seni. Adına DESTAN lar yazamıyoruz. Sen en güzeli yaşattın bize. Her gökyüzüne baktığımızda sana el sallayarak geçireceğiz günleri. Yaşadıklarımız azdı, zamana sığdıramadık her şeyi. 
Şimdi Can Yücel’in tek cümlesi yankılanıyor kulaklarımda “Aşk olsun sana çocuk Aşk olsun”