?ÇALIYORLAR AMA YAPIYORLAR´ diyerek esas görevlerini yerine getirirken devlet malını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını çalanların hırsızlıklarını olağanlaştıran, Hırsızlığı makbul ve bazı şartları yerine getirirseniz olabilecek bir olaymış gibi gören ve bunu alenen ilan eden bu haysiyetsiz cümlenin sahipleri bugün Ankara´da yaşanan rüşvet iddiaları için yeri göğü inletiyorlar.
Ancak fiilen ortaya maalesef farklı durum ortaya çıkmıştır; Dün çalanlar için ?Çalıyorlar Ama Yapıyorlar´ diyenlere bugün çalanlar ? Bizde Çalıyoruz Ama Bizde Yapacağız´ diyebilme hakkına sahip olarak kendilerini görürler ise ne diyebiliriz ki?
Ankara´da yaşanan bu olaya olması gerektiği gibi İçişleri Bakanlığımız derhal müdahale ederek konuyu araştırmak için müfettişler görevlendirmiştir doğrusu ve bir hukuk devletinde olması gereken de budur zaten.
Ancak aşağıda tarih, yer ve satır, satır yazacağım olayla ilgili dönemin İçişleri Bakanlığı araştırmaya dahi gerek görmemiş en ufak bir tepki dahi vermemiştir. (Bu arada İç İşleri Bakanımız aynı bakanımızdır halen unutanlar varsa hatırlatayım.)
Sanırım Bakanlık tatilde müfettişler de Mekke´de umredeydiler o zaman!
TARİH : 24.03.2015
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu´na verilen arada yaptığı basın toplantısında attığı tweetler ile kendisine yüklenen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek´e çok ağır sözlerle yanıt verdi. Arınç, Gökçek´in tweetlerinin sorulması üzerine özetle şunları söyledi:
- HAYSİYETLİ DEĞİL: Gökçek, ?İstifa et gereğini başbakan yapsın´ demiş. Bu terbiyesizce bir açıklamadır. Benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir insan değildir. Ben görevimin başındayım. Benim görevden almak için çağrıda bulunmak, istifaya davet etmek senin hakkın değil haddin de değil.
- KİMİN HAVLAYACAĞINI BİLİRİZ: Gökçek ile 100 konuyu 8 Hazirandan itibaren ömrüm vefa ederse konuşmak isterim. O gün gelinceye kadar Ak Parti´yi yıpratacak bir işin içinde olmam. Ben bu cumartesi ve Pazar konuşmalarımdan sonra benim aleyhimde yazı yazacak benim aleyhimde konuşacak herkesi biliyorum. Kimin nerede havlayacağını kimin neler yazacağı kimin bizi itibarsız hale getirmek için hangi işlerde olacağını biliriz. Biz gözü açık adamız.
- HİÇ GİZLEMEDİM: ABD´ye, Türkçe olimpiyatlarına giden benim. Hizmetlerin ne kadar iyi olduğunu anlatan benim. Gizlemedim ki. Gökçek bunlardan fazlasını yapmıştır. Seçimlerde oy isterken bu yapının kucağında oturmuştur. Bu yapıya Ankara´yı parsel, parsel satmıştır. Yurt yerleri vermiştir. Zengin iş adamlarına okullar satmıştır. İmar planlarında değişiklikler yapmıştır.
İşte ülkenin Başbakan Yardımcısının ihbar niteliğindeki açıklamaları ancak bu açıklamayı dikkate dahi almayan bir hükümetin ve onun yanlılarının bugün ADALET İSTERİZ çıkışını nasıl samimi ve içten olarak görelim?
İşte asıl sorun bu; Ülkede Senin Çalanın, Benim Çalanım ayrımı yapıldığı için çalma eyleminin suç olması çalanına göre değiştiği için tuz kokmuştur artık.
25 Milyon TL için yeri göğü inleten beyler, koskoca Ankara parsel, parsel satılırken ve bu sizin Başbakan Yardımcınız tarafından ilan edilirken neredeydiniz?
Eski bir CHP´li milletvekilinin mi? Yoksa Fiilen bir ülkenin Başbakan Yardımcısının ihbarı mı daha dikkate alınmalıdır?
Şu meşhur A Haber o zaman niye tüm gün bu hırsızlık iddiası ile ilgili yayınlar yapmadı?
Sizler niye sosyal medyayı bugün olduğu gibi kasıp kavurmadınız?
Sizin derdiniz milletin malı, tüyü bitmemiş yetimin hakkı mı? Yoksa sizin hırsızların devre dışı kalması, pastanın şimdi başkalarının eline geçmesi mi?
Tuzu kokuttuktan sonra ülkeyi pis kokular sararken alkışlayıp, payınıza düşenleri ceplerinize indirmenin hesabı ile hırsızlıklar karşısında sus, pus olduktan sonra elinize oda parfümü alıp tüm ülkeyi kokudan arındıracağınızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz.
Bence önce kendinizi temizleyerek işe başlayın, sonrası kolay??.
