Aylardır uğruna onca hazırlığın yapıldığı, vaatlerin verildiği, ince hesapların yapılıp bazen ince hesap çizgisinden de uzaklaşıp kişilerin ve olayların etrafından dolaşıldığı bir oy için bin cefaların çekildiği seçim sürecinin finaline yani seçim gününe geldik artık.
Siyasetin en mikro hali olan Mahalli İdareler halk dili ile Yerel Seçimler belki de siyasilerin vatandaşa en çok yakınlaştığı seçimlerdir. Yerel yönetimde söz sahibi olmak için yapılan bu kıyasıya yarış aday ve vatandaş ikilisinin en fazla ve doğrudan haşır , neşir olduğu seçimlerdir. Bu nedenledir ki bu sürekli temas hali çoğu zaman elektriklenmelere neden olabilmekte yaşanan birçok tatsız durum da bu yerel seçimler neticesinde ortaya çıkabilmektedir. Muhtarlık yarışı nedeni ile mahalle ve köylerde, Belediye Başkanlığı nedeni ile Belde, İlçe ve Şehirlerde çok gergin ve kırıcı diyalogların yaşandığı bir sürecin sonuna gelmiş bulunmaktayız.
Kampanyalar süresince ciddi gerilmeler yaşansa da bugüne kadar fiili bir gerginliğe neden olmaması belki de bu seçim kampanyasının beni en çok sevindiren tarafı olmuştur. Bu seçimlerde maalesef vaatlerden çok genel siyaset polemikleri hüküm sürmüş aslında yerel siyasetçilerin pek de belirleyici veya yetki sahibi olmadığı hususlar yerel siyasetçilere ihale edilmek sureti ile onlara ciddi bir haksızlık olmuştur. Yerel siyasette vatandaşa bire, bir hizmet ile mükellef yerel siyasetçiler genel devlet politikalarının belirleyicisi gibi gösterilerek bunun üzerinden onlara yüklenilmiş bu ise aslında vatandaşa ona dokunacak proje ve hizmetler konusunda çok sınırlı ve kısıtlı bir tercih hakkı verilmesine neden olmuştur. Çünkü ortada yerel halkın direkt faydasına olacak projeler pek de dolaşmamış dolayısı ile siyasetçilere daha genel siyasi söylemler ile durumu geçiştirme şansı verilmiş bu da haliyle hizmet bekleyen halkın nutuklar ile idare etmesine neden olmuştur. Bir sürü doğrunun yanında bir sürü de yalanlar söylenmiş, zaman, zaman vefasızlıklar yapılıp kul hakkına girilmiş zaman, zaman da aday olanalar haksızlığa uğramıştır ancak artık bu sıkıntılı süreç geride kalmıştır. Herkesin ektiklerini biçeceği, kazana attıklarından yaptığı çorbayı içeceği, kiminin ağzının kiminin, yüreğinin yanacağı kiminin ise sevinçten havalara uçacağı vakit gelip çattı. Herkes sandığa ne attıysa mutlaka onu alacaktır ve seçim bittikten sonra herkesin vicdanı ile baş başa kalacağı güne ise çok ama çok az kalmıştır.
Sözün özü 31 Mart 2019 akşamı açılan sandıklardan çıkacak sonuç yüce milletimizin iradesidir ve hangi görüşten ve siyasi gelenekten olursak olalım hepimiz için iktidarı ile muhalefeti ile, kazananı ile kaybedeni ile bizler için saygı duyulacak ve metanet ile karşılanacak sonuçlardır sandıktan çıkacak olan sonuçlar. Erdemli bir şekilde sonuçları karşılayıp kaybedenlerin kazananı tebrik etmesi ve kazananların ise kaybedenlerin psikolojisini gözeterek eylem ve söylemlerde bulunması aziz milletimize en çok yakışan tavır olacaktır.
Bu vesile ile 31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak seçimlerin ülkemize ve milletimize yakışır bir havada huzur içerisinde geçmesini, ortaya çıkacak sonucun da milletimiz ve Devletimiz için en hayırlı sonuç olmasını yüce Mevla´mdan diliyorum.
Kazananları ve kaybedenleri şimdiden gösterdikleri medeni yarışma cesaretinden dolayı tebrik ediyor, hep beraber daha güzel, daha mutlu ve daha müreffeh yarınlar diliyorum.
Sinan KARAÇAY /İstanbul
