CEMAL ŞAFAK


Emek ve Ekmek

Sabah


                                                                       EMEK VE EKMEK

            Sabahın kör vakitlerinde mahmur gözlerle ekmek peşinde koşan insanlar görürüz. Kimimizin kocası, kimimizin karısı, kimimizin oğlu-kızı, kimimizin kardeşi-bacısı, konu komşusu, yakını, arkadaşı… Onları çok yakından gözlemlersek görebiliriz ancak. Ne gazetelerde boy gösterir, ne televizyonlarda sesleri duyulur ve ne de sosyal medyada kendilerinden bahsedilir. Sessiz çoğunluğun saygı duyulması gereken fedakâr canlarıdır onlar.

          1960 yıllardan başlayarak ağırlıklı olarak Avrupa olmak üzere dünyanın değişik yörelerine gidip oralarda kök salan değerlerimizdir hepsi. Bu gün nice gözde memleketlerde insanoğlunun takdirle izlediği bilim adamı, dünya çapında doktor, mühendis, sporcu, siyasetçi varsa bunların hepsi de bizim yurdumuzdan ekmek için göç eden işçilerimizin çocuklarıdır. Oralarda kimi toprak altında çalışan, kimi de fabrikada işçi olarak yıllarca emek veren insanımızın ikinci ve üçüncü nesil evlatlarıdır. Kimi Nobel ödülü alan, kimi dünyanın peşinden koştuğu aşı mucidi, kimi herkesin övgü ile bahsettiği iş adamı, siyasetçi, uzay bilim insanı olarak insanlık tarihinin tahtına oturan şahsiyetlerimizdir.

          Bu gün işte bu serdengeçti isimsiz kahramanlarımızın sınıf olarak adlandırdığımız işçilerimizi hatırlama günü. Kimi yerin metrelerce altında eli yüzü kömür karasıyla kömür çıkaran, kimi maden çıkarmak için adeta zehir soluyan, kimi tarlada günün en sıcak saatlerine kan ter içinde ürün elde etmeye çalışan, kimi hayatımızı rahat bir ortamda sürdürmek için canla başla çalışıp yolları, sokakları temizleyen elleri öpülesi canlarımız. Bir gün değil her gün zihinlerimize ve gönüllerimize çakılı kalmaları için gayret sarf eden canlarımız…

        Uzun yıllardır çok gaddar bir siyasi malzeme haline getirilmeye çalışılan bu değerlerimize saygı duymak, hürmet etmek yerine onları sınıflara bölüp çeşitli köksüz çıkarcı kesimlerin hedefi haline getirmek çok karanlık bir düşünce olsa gerek. İnanan onlar ama inançsızlıkla suçlanan onlar. Vatansever onlar ama birilerinin kirli ağızlarında vatan haini damgası yiyen yine onlar. Hak arayan ama haksızca muameleye hedef olan yine onlar. Üreten, büyütüp geliştiren, güzelleştiren, seven, sevilen, emek edip ortaya değerler çıkaran bu elleri saygıyla öpüp günlerini yürekten kutluyorum.

         Gününüz değil günleriniz, aylarınız, yıllarınız kutlu olsun bizim canlar…