www.cildirgoyce.com

Olcay Kasımoğlu


DÜŞÜNME, DÜŞÜNMEK, OKUMAK

Yaşam bir bütündür...


  Yaşam bir bütündür. Her şeyin özüne gitmeli insan, görünene değil. Bazen bildiklerimiz, gördüğümüz kadardır. Gördüğümüz baktığımız kadar ve baktığımız düşündüğümüz kadardır. Baktığımızı görmez, gördüğümüzü düşünmezsek eğer, gördüğümüzün bildiğimize sığmadığını da göremeyiz.

  Bunun içinde;

Bilinen en tanıdık tanımıyla, kültürümüzü geliştirmek, olaylara farklı açılardan bakabilmek için aydın bir kimsenin iyi bir okuma alışkanlığına ve okuma bilincine sahip olması gerektiğini söyleyebiliriz.

Peki, doğru ve düzgün bir düşünce yapısına sadece kitap okumakla vara bilirmiyiz ?

Yaşadığı topluma duyarsız olan, inisiyatif alması gereken yerde mazeret üreten, kendi yaşamı dışında ki yaşamların yaşama hakkına saygı duymayan, kendi rahatını her şeyden üstün gören insanlar sadece kitap okuyarak yaşama bir zenginlik katabilirler mi ?

Bilgilenmek, bilgi sahibi olmak için şüphesiz temeli sağlam bir düşünce gereklidir.
Bunun içinde, neden okumamız gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Seçici, tarafsız, bilim yolunda ufkumuzu açan, bizi daha iyiye ve doğruya götüren yazın dünyasına uzanmak için sadece okumak tek başına yetmiyor.

Niçin okuduğumuzun farkında olmak ve okuduğumuzu anlamak, bize sunulan bakış açılarını iyi sorgulamak gerekiyor.
Buda ancak düşünce sürecini iyi analiz etmekle mümkün görünüyor.

?´Düşünce süreci, bir sorun ile karşılaşma, sorunun sınırlarını belirleme ve netleştirme, muhtemel bir çözüm bulma, çözümü mantıksal olarak uygulama ve sonuçları elde etme gibi, önyargılardan uzak olma, açık fikirli olma ve şüpheci olma aşamalarını içerir.´´ Bu içeriğiyle de meramımızı net ve duru anlatmaya yetiyor.

O zaman can alıcı bir soru sorabiliriz ? Okumasak nasıl bu bilgilere ulaşabiliriz ?

Yaşamın bütün dinamikleri, insana ?Oku ve Manaya ulaş? diye sunulmuştur. Bunu sadece kitap okumaktan ibaret sayanlara yaşam bir şey katmaz.

Doğanın senfonisi, hayvanlar, çocuklar, savaşlar, toplumsal ve sosyal olaylar, bilimsel çalışmalar, sanatın bütün dalları ve daha bir çok şey evrende varlığının anlam ve tanımını bilen insana ?Gördüklerinden ibaret sayma bizi, içindeki mesajı oku,? diyen evrenin orkestra şefleriyle birlikte yaşamın bütün kanallarından kendini göstermektedir.
Galaksiden bi haber yaşayan, kafa yormayan, istişarede bulunmayan, kendine ve yaşadığı hayata hiçbir sorumluluk duymayan insan, sadece kitap okumakla doğru-düzgün bir düşünce ve temeli sağlam düşünmeye sahip olamaz.
Bu durumda, düşüncenin insan varoluşunun en önemli boyutlarından birisi olduğu gerçeğini yadsıyamayız.

Bu haliyle bakıldığında düşünme nedir diye bir sorgulamayla karşı karşıya kalıyoruz?
İncelemek, kıyaslama yapmak, muhakeme etmek, öngörüde bulunmak, tasarlamak, gözlemlemek, bunların hepsi düşünmeyi tanımlayabilir.
O zaman düşünme bir eylem ise düşünce de bu eylemin bir sonucudur.

Bu konuda beni en çok etkileyen Arthur Schopenhauer?in düşüncesidir.

?Okunan şeyler ancak derin bir düşünmeyle hazmedilebilir, nasıl ki aldığımız gıdalar bizi yemekle değil sindirimle beslerse, eğer bir kimse daha sonra üzerinde durup düşünmeksizin sürekli okursa, okudukları kök salmaz, büyük bölümü itibariyle kaybolur.?

O zaman şunu diyebilir miyiz?
Sağlıklı sorgulamak, okuduklarımızı anlamak ve yorumlamak için;
Düşüncenin insan varoluşunun en önemli boyutlarından birisi olduğu gerçeğini yadsıyamayız.

Bu açıdan bakıldığında, sağlıklı düşünceyle beraber sağlam düşünme devreye giriyor.
Bu durumda da düşünme boyutunda analitik ve kritik düşünme önem kazanıyor. Analitik ve kritik düşünme bir beceri ve bilinç işidir. Aynı zamanda bir tutumdur ve bilişsel bir aktivitedir

Bu durumda, analitik ve kritik düşünme bireyin karar verirken akla uygun ve derinlemesine düşünebilme sürecidir diyebiliriz.
Analitik ve kritik düşünmeyi bilen bir insan, iyi bir kitabın kendine ne kazandıracağını yada hangi kitabi seçeceğini, bir yerde doğru soruları sora bilmesinden geçtiğini de bilmesi demektir.

Doğru sorular bizi sağlam ve doğru sonuca götürür. Kendimizi tanımayı ve zamanı etkin kullanmayı öğreniriz.
Düşünce boyutumuz genişledikçe, düşünme boyutumuz zenginleşir.
Genişledikçe doğru sorular sormaya başlarız. Hayatımıza yeni soluklar, yeni bakış açıları getiririz.
Neyi neden, niçin, niye yaptığımızın farkına varmaya başlarız.
Özellikle kritik (eleştirel) sorular yol gösterir bize.
Daha iyi seçenekler, ön yargıdan uzak doğru kararlar ve yargılar için bizi teşvik eder.

Bir kitabı okurken, bir filmi sorgularken, kendi özel yaşantımıza ait kararlar alırken, alışveriş yaparken, siyası ve politik tercihlerimizi belirlerken doğru sorular sorabilmeli ve doğru ve düzgün düşünebilmeliyiz.
İşte o zaman kitap okumak olsun, hayatı okumak olsun, insanı okumak olsun bir değer ve anlam ifade eder.
İnsan sorgulayan, yenilenen ve sonra yeniden yenilenen bir varlıktır.
Kendine değer ve mana katan her şeyi kucaklamalı. Döngünün bizden istediği de budur.