SİNAN KARAÇAY


DÜN CİCİ BUGÜN ÖCÜ ÖZTÜK YILMAZ

CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz...


   CHP İktidara yapacağı muhalefetin stajını adeta kendi vekili olan ve bir dönem de Genel Başkan Yardımcısı olan Sayın Öztürk Yılmaz´ın üzerinde yapmakta zannımca.

    Evet, Ezân-ı Muhammedi dünya üzerinde evrensel bir çağrı olarak tüm Müslümanları namaz için camilere ve mescitlere çağıran kutsal bir davettir ve aslının muhafaza edilmesi en uygun olanıdır. Ancak sadece bir çağrıyı katıldığı bir programda tartışmanın hararetine kapılarak ve siyaseten tecrübesizlik göstererek yaptığı bu yersiz ezanın Türkçe okunması çıkışını sanki yüce dinimiz İslam´a muhalefet ediyormuş gibi algı yaratmayı başaran bazı medya kanaları ve Öztürk Yılmaz´ın ayağının kaymasını adeta bekler durumunda olan partidaşları ve partisinin üst yönetimi başkalarına bırakmadan bir anda onu linç ettiler.

     Bundan yaklaşık 1 yıl evvel Öztürk Yılmazın danışmanlarının onu pekiyi yönlendiremediğini öncelikle partide oturduğu Genel Başkan koltuğunu sonra da mümkünse partisindeki varlığını ortadan kaldıracak siyasi hamleleri görüp uyarmakta geç kaldıklarını düşündüğümü ve bu gidişle Sayın Yılmaz´ın ciddi sorunlar le karşılaşacağını hem dost sohbetlerinde hem de CHP´li olan arkadaşlarla görüşmelerimde beyan etmiştim. CHP içerisinde daha önce Öztürk Yılmaz´ın oturduğu koltukta oturan HDP çizgisinde ve Kürtçülük üzerine siyaset yapan kanadın pekte kendisinden haz etmediğini, daha yeni siyaset yapmaya başlaması nedeni ile biraz da çok çabuk öfkelenmeye müsait olan yapısı olması nedeni ile daha dikkatli olması gerektiğini bizzat kendisine de yazılı olarak bir hemşerisi olarak iletmişim.

    Hızlı bir siyasi yükselişi ve Türk Kimliğine karşı gösterdiği duyarlı yaklaşımı adeta onun partideki bazı kesimler tarafından istenmediği hissini uyandırmıştı bende. Kendisi ile birkaç kez yüz, yüze görüşme fırsatı bulmuş, katıldığı programlarda da takip etmiş biri olarak halk ile iç içe olan pek fazla protokol kuralları ile işi olmayan iyi bir eğitim almış olan devlette bürokratlık yapmış bir kişinin siyasette pek tutulacağını zaten tahmin etmiyordum. Aslında esas olanın Dile iman etmek değil de Dine iman etmek olduğunu anlatmaya çalışırken sayın vekil, giriştiği siyasi tartışma oyununda öfkesine yenilerek gündeme oturan Yılmaz partisinin de kendisine sırt çevirmesi ile adeta yapa, yalnız kaldı. Belki de yaptığı basın toplantısı ile de partisinin Genel Başkanına isyan etmiş gibi görünse de aslında siyaset zeminin de ayağı kaysın diye bekleyenlere son kez yakasında CHP rozeti varken isyan etmeyi tercih etti sanki. CHP´nin üst yönetimi ve birçok CHP´li de sanki bu günü beklermiş gibi Yılmaz´ı herkesten çok yerden yere vururken birkaç cılız kalan hemşeri desteğinden başka da destek olan olmadı genç vekile. Ne gecelerde bir araya geldiklerinde boy, boy fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşıp vekil tanıdığımdır havasını basan STK Başkanları, nede yakasında altı oklu rozetle dolaşıp eline her mikrofonu geçirdiğinde dünyayı kurtaran, Sayın Yılmaz´a methiyeler dizen sözde kanaat önderleri sahip çıkmadılar ona hatta aleyhinde açıklama bile yayınlayanlar oldu. Zamanlama kötüydü belki de yerel seçimler yaklaşıyordu aklı, fikri aday olacak bir yer kapmakta olanlar genel merkeze selam durmayı Öztürk Yılmaz´ın arkasında durmaktan daha kârlı görmüş olmalılar ki sözde çok sevdikleri vekillerinin hemen üzerine çizik attılar.

     Oysaki siyasette millete, dine ve diyanete alenen ihanet ve hakaret edenler diğer birçok partide o kadar sessizce ve çok fazla yıpratılmadan kenara çekilmişken Öztürk Yılmaz´ın üstelik kendi partisi tarafından yalnızlaştırılıp yıpratılmasını anlamak mümkün değil. Pek bu konuları dillendirmeyen, ibadetin inancın bir gereği olduğunu savunan ve onu yakından tanıyanların çok iyi bildiği üzere dindar bir Anne ve Baba?nın çocuğu olan kendisi de inançlı birisi olan Sayın Yılmaz´ın ezanın Türkçe okunmasını talep etmesi yanlış bir yaklaşımdır ancak bu talebi sanki dini inkâr ediyormuş ve dine muhalefet ediyormuş gibi gösteren bir tutum içerisinde olmanın pek de insaflı bir yaklaşım olmadığı kanaatindeyim. Üstelik bunca din bezirgânlığı yapan varken ve millet okumaktan bu kadar uzak dururken Türk Milletinin inandığı dinin Türkçesini öğrenmesini istemek aslında yüce dinimiz İslam´a yapılan en büyük hizmettir diye düşünüyorum.