www.cildirgoyce.com

FERDİ GÜNGÖR


Dolandırıcı Beyaz Eşyacılara Dikkat

Artık iletişim kanalları eskisi...


   Artık iletişim kanalları eskisi gibi yetersiz ve kısıtlı olmadığından, herkesle çok kolay ve çabuk bir şekilde görüşebiliyoruz. Anadoluda bir şehirde yaşayan başarılı bir Doktor arkadşım, dün beni aradı. Başından geçenleri anlattı. Ben bu dolandırıcılık olayları konusunda çok ama çok hassas birisiyimdir. Nedeni ise çok basit: Hayatım boyunca bu topraklarda yaşayan insanımızı bir arada tutmaya çalıştım. Böyle dolandırıcılık olaylarının ise insanlarımızı ayrıstırdığına ve en çok da okumuş-okumamış farkını derinleştirdiğine inandım. Saf ve temiz duygularla hayatını sürdüren okumamış insanlar, ne yazık ki bu dolandırıcılar yüzünden hep eli kalem tutan hakkında önyargı beslemişlerdir yıllarca...

   Ancak dünkü görüşmem biraz başka... Bu kez dolandıran okumamış ama dolandırılan okumuş... Doktor arkadaşım, bir beyaz eşyacıdan taksitle eşya alıyor. Taksitlerin hepsini ödüyor ancak buna rağmen bir gün evine 750 TL´lik bir borç bildirimi geliyor. Hemen beyaz eşyacıyı arıyor ve bir yanlışlık olduğunu, tüm borcu ödediğini ve elinde bir senedin olmaması gerektiğini söylüyor. Beyaz eşya sahibi adam, kibarca bir yanlışlık olduğunu kabul edip, telefonu kapatıyor. Ama...

    Aradan bir süre geçiyor ve Doktorun evine icra geliyor. Evet, yanlış duymadınız icra... Hemen olaya müdehale ediyor ama hukukta şöyle bir durumun olduğunu farkediyor: Önce borcunu öde, ondan sonra itiraz et! Tabi 750 liralık borç da avukat ve dosya masraflarıyla birlikte 2 bin 500 liraya yükseliyor. Derken... Doktorunuzu beyaz eşyasının avukatı arıyor: "Bu işi uzatmayalım siz 2 bin 500 yerine bin 250 lira ödeyin; konu kapansın, diyor. Tabi, bizim Doktor, azıcık sert kaya... Diyor ki, "Bu bir dolandırıcılık ve ne yazık ki bir Avukat olarak siz de bu tezgâhtasınız. Ben size bin 250 lira size yedireceğime, madem işler bu hale geldi; o 2 bin 500 lirayı öderim ama sizin de canınıza okurum" diyor. Sonra...

    Gidip olmayan borcu olan 2 bin 500 lirayı ödüyor ama "dolandırıcılık" konusunda da dava açmak istiyor. İşte şimdi sıkı durun: Açamıyor... Çünkü yasalarımız, 1000 TL altını dolandırıcılık olarak kabul etmiyor. Bizim Doktor, tezgahı daha iyi anlıyor. Belli ki bu beyaz eşyacı ve avukat, birlikte çalışıyor ve yasalardaki boşluktan faydalanarak, insanları mağdur ediyor. Tabi, bu sırada da göz göre göre 2 bin 500 lirasından oluyor. Yani, uyanıklık şehirde temiz insanları haraca bağlamış, kimse bir şey yapamıyor. Bizim Doktorun yaptıklarından haberdar olan Avukat, yine de tutuşuyor tabi... Konunun kapanmasını istiyor. Görüşme talep ediyor. Ancak Doktorumuz, "Hayır" diyor... Kabul etmiyor...

"Peki, ne yaptın?" diye sorunca da bana yaptığını anlatıyor:

"Bunlara bir ceza vermek gerekti...

Gittim izin günümde beyaz eşyacının kapısında sabahtan akşama kadar bekledim. İçeriye giren her müşteriye başıma gelenleri anlattım. Çoğu benim Doktor olmam dolayısıyla da inanıp, alışverişten vazgeçti. Bir ara yemek yemeye gitmiştim, döndüğümde kamyonu gördüm kapıda... Kaçırdığım müşteri dışarı çıktı. Yeni evlenmişler. Çeyizlik eşya almışlar...

Yaklaşık 10 bin liralık...

Yaşadıklarımı onlara da anlattım: Kamyonda eşyayı bırakıp kaçtılar. Tabi bununla beraber o gün akşama kadar en az 30 bin lira kaybettirdim esnafa...

Ayrıca çevresindeki esnafların da dikkatini çekti tabi bu durum, onlara da yaşadıklarımı anlatınca, artık selamı sabahı keseceklerini söylediler. Ben de böyle aldım intikamımı...

" Yahu, hepsi iyi güzel de bu adamın elinde senet yoksa senin imzanı taklit etmiştir; neden en azından sahte imza olayına girmedin, diyecek oldum ki...

Yanıtı felaketti: "Zaten seni de onun için aradım Ferdi...

Bu imza olayları da karışıkmış. Yani bilirkişiye gitmesi-gelmesi, adli tıp raporları işler uzayıp gidiyormuş. Üstelik, ispat etsem bile 1000 liranın altında olduğu için zaten dolandırıcılıktan değil hesap hatasından, kusurdan dolayı işlem görüyorlar. Yani giden gidiyor...

Vatandaşlar uyanık olsunlar, yaz bunları...

" Yazdık Doktorum...

Geçmiş olsun...

Ferdi Güngör / İstanbul