Olcay Kasımoğlu


Dinlemek Sanattır

Sosyal hayatta konuşma,...


  Sosyal hayatta konuşma, okuma ve yazma ne kadar önemli ise dinleme de o kadar önemli ve gerekli bir beceridir. Aslında insan ilişkilerinin çoğu anlatma ve dinlemeye dayanır. Dinleme, bilgi edinmenin, öğrenmenin, anlamanın başlıca yollarından biridir.

   İnsan yaratılışı gereği çevresiyle iletişim kurmak zorundadır. İletişim ise; anlama, anlaşılma ve anlatma gibi ihtiyaçlardan doğar.

   İnsan ise evde, okulda, sokakta, çarşıda, pazarda; dinleme faaliyeti ile iç içedir.

   Günümüzde, sorunların özünü oluşturan iletişimsizliğin temelinde, dinleme etkinliğinin tam ve doğru şekilde gerçekleştirilememesi yatmaktadır.

   İletişim eyleminin gerçekleşmesi, insanın çeşitli özgürlük alanlarının sınırlarını belirlemektedir. İnsanların: doğa, insan ve yaşam üzerinde özgürce düşünebilmesi, var olan düşüncelere ulaşma, değerlendirebilme ve yaşamına katma ve bunlarla ilgili açıklama yapma da ifade özgürlüğünü karşılar.

Siyasi toplantılardan, bilimsel toplantılara, seçim mitinglerine, gazeteci ve diğer aydınların tartışmalarına, kamu kurum ve kurumlarında hizmet veren görevlilerin hizmetlerine, alışverişte görevli ve alıcıya kadar gözlemlenebilecek birçok alanda ki iletişime baktığımızda; sürtüşmelerin temelinde etkin dinleyememe yatmaktadır.

Dinleme bireyin özel, bireysel yaşam alanında ve toplumsal yaşam alanındaki ilişkilerinin doğru ve etkili şekilde kurulması için çok değerlidir.

Toplum içinde yaşanan iletişim kopuklukları, çatışmalar ve anlaşmazlıkların, sürtüşmelerin temelinde can kulağıyla dinlememe, etkin dinleyememe yatmaktadır. İlişkilerin sağlıklı, düzenli olabilmesi dinleme becerisinin etkin kullanılmasıyla doğrudan ilgilidir.

Günümüzde hemen herkesin yaşadığı sorunların özünü oluşturan iletişimsizliğin temelinde, dinleme etkinliğinin sadece kişinin kendi iç iletilerine odaklanması, herhangi bir konuda kendisinin konuyla ilgili olarak ne düşündüğü ve ne hissettiğinin ön plana çıkması, çevreyle kurulan iletişime gölge düşürmekte ve konunun asıl amacından uzaklaşmasına neden olmaktadır.

İnsana yaşam boyu ?Dinle? denir de, nasıl dinleneceği anlatılmaz. Özel ilgisi, kültür ve edebiyat merakı olmayan hiç kimse de bunu öğrenemez.

Dinleme yeteneğini geliştirmek için; bilgiye ulaşmak, yaşam ve insanlar hakkında fikir sahibi olmak için emek ve sabır gerekmektedir.

Düşünmenin güzelliğini ancak dinleyince tadar, insan ancak dinleyince yener gururunu, kibrini, ön yargısını.

Dinleme; sadece duymayı içermez; dinleme aynı zamanda dikkat etmeyi ve duyduğunu düşünmeyi de içerir. Dinlerken sesleri duyar aynı zamanda bilinçli olarak da değerlendiririz. Etkili dinleme aktif bir süreçtir ve aktif dinleme de enerji harcamayı, düzgün bir şekilde yanıt vermeyi, değerlendirmeyi ve duyduğunu hatırlama süreçlerini içerir.

Dinlemek ilişkilerimizin en önemli ayağıdır. Konuşurken sadece aklımızda olanı, bildiğimizi düşünerek aktarırız. Dinlerken ise kendimizi düşüncelerimizden, zihin fısıltılarımızdan uzak tutup sadece söylenenin üzerinde yoğunlaşmamız gerekir. Söyleneni tarafsız değerlendirmek, tamamen konuşmaya odaklanmak, sözün özünü kavramanın anahtarıdır.

Etkin dinlemede düşünce dünyamızdan tamamen uzaklaşır, konuşanın dünyasına girer, kendimizi onun yerine koyarız. Onun söz ve bakış açılarının üzerinde yoğunlaşır ve anlamaya çalışırız. Böylece kendi sınırlarımızı da genişletiriz, yeni bilgiler ediniriz. Etkin dinlemek, insana kendini ölçmek, değerlendirmek imkanlarını sağlar.

İnsanları özenle, dikkatle dinlemek aynı zamanda kendimizi de güncellememize yardım eder.

Karşımızdakileri dinleyelim, başkalarının kendilerinden bahsetme fırsatını verelim.

Özellikle çocukları dinlemenin ne kadar önemli olduğunun farkında olalım. Çocuk kendisine önem verildiğini, önemsendiğini bilince kendine güveni artar. Çocuklarımıza değer vererek, dinleyerek, dinlemeye zaman ayırarak, değerli olduklarını hissettirebiliriz.

 

?Düşündüğünüz, söylemek istediğiniz, söylediğinizi sandığınız, söylediğiniz; karşınızdakinin duymak istediği, duyduğu, anlamak istediği, anladığını sandığı ve anladığı arasında farklar vardır.?

insanlar arasında meydana gelen iletişim kopukluklarının en önemli sebebi, yine insanların birbirlerini yanlış anlamaları, farklı düşünmeleri ve söylenilenlerin anlaşılmasında kişiye göre algı farklılıkları olduğunu göstermesidir.

Yiba Glass, meşhur öyküsünde insanların birbirini bilinçli ya da bilinçsiz olarak yanlış anlamasını, yapılması gerekenlerin yapılmamasını ve gerekçesini şu şekilde ifade eder:

?Bu öykü; Herkes, Birisi, Herhangi Biri ve Hiç Kimse adlarında dört kişi ile ilgilidir:

Yapılması gereken önemli bir iş vardı ve Herkes bu işi Birisinin yapacağından emindi. Birisi bu duruma sinirlendi, çünkü iş Herkes´in işiydi. Herkes işi Herhangi Birinin yapabileceğini düşünüyordu. Fakat Herkes´in o işi yapamayacağını Hiç Kimse anlamamıştı. Sonuçta Herhangi Birinin yapabileceği bu işi Hiç Kimse yapmadığından Herkes, Birisini suçladı. Yani birbirini can kulağıyla dinlemeyen herkes birbirini suçladı?.

Can kulağıyla dinleme, insanın yaşamını sağlıklı sürdürmesi için birçok açıdan çok büyük önem arz etmektedir.

Psikologlar, psikiyatrisler, hastalarının sorunlarını çözümlemede, eleştirmeden tüm dikkatlerini vererek, dinleme temeline dayalı bir uygulama kullanırlar. Aile içinde, okul ve iş yaşamında kendini ifade etme, dinleme becerisinin etkili kullanılma; başarı, mutluluk, kaliteli yaşam, sağlık ve sayısını çoğaltabileceğimiz birçok değer açısından insan yaşamını şekillendiren önemli bir etkendir.

Toplum olarak dinlemenin ne demek olduğunu yada dinlemenin bizleri nerelere ve hangi başarılara götüreceğinin farkında değiliz.

Ülkemizde ki siyasi belirsizliğin, ekonomik kaygıların, şiddet dilinin hakim olduğu toplumsal ilişkilerin boyutunu tanımlamak ve anlamak adına;önce kendimize bir yolculuk yapalım.

Gerçekten, ezen ve ezilen, yöneten ve yönetilenlerin söylemlerini öylesine mi dinledik, yoksa gerçekte hangi mesajı bize verdiklerini etkin bir dinleme ile, anlamak ve sorgulamak adına, özgür ve hür bir irade ile mi dinledik?

Sorunun cevabı, insan olma sorumluluğumuza sahip çıktığımız yada farkında bile olmadığımız o ince çizgide kendine yer bulacak.

İnsan: dinliyorsa kalbiyle, algılıyorsa zihniyle, niyetliyse anlamaya daha insancıl ilişkiler kurar.

Bilgeliğin ayrıcalığı dinlemeyi bilmektir, hep konuşursak hiç bir şey duyamayız.