FERDİ GÜNGÖR


Cumhuriyet´in Osmanlı´yla imtihanı

Bu ülkede siyasi olmamak


     Bu ülkede siyasi olmamak, bir partinin çatısında bulunmamak, çok büyük bir dert...

    Ancak son yıllarda görülüyor ki, bir partiye ait olmak da ´dert´ olmaya başladı. Çünkü bizler her ne kadar Avrupa kapısında bekliyor olsak da aslen Ortadoğuluyuz ve bunun tüm özelliklerini içimizde barındırıyoruz.

   Dikkat ediyorum, partili olan kişiler, herhangi bir zor anda herkesten önce kendi partisini eleştirmekle söze başlıyor. Türk utanıyor, Kürt utanıyor; Ermeni kendisini gizliyor... Herkeste bir ´aşırı özen´ sözkonusu... Linç kültürü toplumumuzu öylesi esir almış ki, hemen herkes bundan dolayı olan tedirginliği fazlasıyla yaşıyor. Çinli saklanıyor, Alevi kimliğini gizliyor. Yahu burasının Türkiye olduğu gerçeğini ne zaman idrak edeceğiz biz? Kardeşim, bu ülke rengârenktir. Herkes ama herkes farklı farklı renktedir. Bizim kültürümüz değil midir misafirperverlik? Biz yalnızca Türk isek soframızda Türkleri mi ağırlarız? Müslüman isek, yalnızca Müslüman olana mı evimizi açarız? Belki yeni nesil bilmez de benim gibi 40´lı yaşlara gelenler iyi bilirler; Anadolu´da eskiden AşureHıristiyanlara da Yahudilere de dağıtılırdı. Öyle ayrım falan yapılmazdı.

    İçinde bulunduğumuz Muharrem ayında aşureler yine pişecek... Peki, yalnızca MüslümanlaraTürklere mi dağıtacağız? İyi de Hıristiyan ve Yahudi kültüründe de var bu Aşure? Yalnızca Türkler´de değil Ermeni ve Rum kültürlerinde de var... O zaman biz nasıl kaynaşacağız?

      Artık bizim 2016 yılı itibariyle, memleket olarak şu moda geçmemiz gerekiyor: "Gururla söylemek"... Türk müsün? Gururla söyle... Kürt müsün? Gururla söyle... Ermeni misin, Müslüman mısın, Yahudi misin, dinsiz misin? Gururla söyle kardeşim... Bunu gururla söylerken de şunu ekle: "Çünkü burası Türkiye..."

     Biz, Türkiye´de olduğumuz için kimliğimizle, memleketimizle gurur duyacağız. Çünkü bu zenginlik, bu bölgedeki kimsede ve bu şekilde yok! Bizim Hatay´ı örnek almamız şart artık...Hatay´daki gibi Arap´ın Türk´ün Kürt´ün ve dinlerden de Müslüman´ın Yahudi´nin Hıristiyan´ın bir arada kardeşçe yaşadığı bir ülkeye ihtiyacımız var. Hangi partiden olursa olsun, insanların gururla söylediği-söyleyeceği bir ortama ihtiyacı var.

   Benim partim falan yok, kardeşim... Ancak ben bundan dolayı gurur duyuyorum. Haklı gerekçelerim var çünkü... "Neden partin yok?" denildiğinde, buna yanıt verebiliyorum. Eğer sen de "Neden o partidensin?" denildiğinde yanıt verebiliyorsan, sen de gururla söyle... Biz artık birbirimizi ´tek tipleştirmek´ten vazgeçelim. Farklılıklarımız zenginliğimiz... Şunu bir idrak edelim...

   Cumhuriyet kurulalı kaç yıl oldu? 93 yıl... Geçen 93 yıldır sürekli bir Osmanlı-Cumhuriyet kavgası verip duruyoruz. Akademisyenlerimiz bir türlü Halkın dilini anlamıyor. Halkımız ise bunun karşılığında bir türlü akademik anlamda bir unvanı olan kişilere yeterince kıymet vermiyor. O buradan çekiyor; öteki beri yandan asılıyor... Sonuçta da herkesin içinden (karnından) konuştuğu bir Türkiye karşımıza çıkıveriyor... Âlem, hâlâ Krallığı kaldırmamış, gül gibi yaşıyor; hem huzur var, hem parası var... Bizim evimizde hâlâ ekmek yok ama yine de sevgilimize sarılır gibi Cumhuriyet´e Osmanlı İmparatorluğu´na sarılıyoruz... Ancak birine sarılırken de diğerini ayağımızla itmeye çalışıyoruz. Yahu azıcık ´şuurlu´ olalım be kardeşim! Ben de dâhil yani; hepimiz için söylüyorum. Azıcık şuurlu olalım! Şu Cumhuriyet´in tadını çıkarırken, Osmanlı´yı dışlamak zorunda olmadığımızı bir anlayalım. Her şeyin de Cumhuriyet yada Osmanlı´ya bağlı olmadığını bir kabul edelim. Ne olursunuz... Etmeyin... Önemli olan´kâğıt üzerindeki´ yazılar değil... Hele ki bizim gibi ´sözel bir toplum´ için asla önemli değil... Biz hele bir el ele vererek, birlikte kardeşçe yaşamaya bir alışalım... Önce (evvela) bunu bir becerelim...

   Cumhuriyet de bizim... Osmanlı da bizim... Ama "Bir Türk Dünya´ya bedel..." diye haykırırken; 1 Amerikan Doları´nın 2 lira 89 kuruş1 İngiliz Sterlini´nin 4 lira 46 kuruş ve 1 Kuveyt Dinarı´nın 9 lira 58 kuruş olduğunu unutmamamız lazım... Biz üretmedikçe, ihraç değil de ithal ettikçe; dolandırarak, kandırarak iç piyasada da kendi kendimizi soyup soğana çevirdikçe; Osmanlı olsak ne olur, Cumhuriyet olsak ne? Birbirimizi kırdıkça, parçaladıkça, döktükçe; ne anlamı olacak bayramlarımızınkutlamalarımızın...

    Bizim, memleketteki tüm renklerimizi acilen ve önyargısız; koşulsuz-şartsız kucaklamamız lazım... Yoksa benim şu yaptığım gibi herkes yalnızca ´laf´ üretecek ve Osmanlı´yı savunup Cumhuriyeti öteleyene de; Cumhuriyeti kucaklayıp Osmanlı´ya sövene de içinde bulunduğumuz şu ortam, asla huzur vermeyecek.

     Bizim şu Osmanlı algısında da Cumhuriyet algısında da bir ?level atlamamız´ lazım?