CEMAL ŞAFAK


BİZİM EL… BİZİM DİL…2

Hal: Düz ve geniş bir tahtanın,


Önceki yazımın devamı olarak yöremizde geçmişte kullandığımız ve uzun yıllar hafızamızda saklı tutarak günümüze kadar getirdiğimiz çeşitli alanlardaki günlük konuşma dilinde kullanılan bazı sözleri hatırlayalım istedim. Bu sözlerin kalıcı olmasını sağlamak hepimizin önem verdiği bir çalışma olsa gerek.
1970 li yıllarda yaptığım bu derleme çalışmasına katkıda bulunanları saygı ve sevgiyle yad ediyorum.


Mutfak araç gereç adları:

Sini: Çiçek desenli geniş emaye ya da alüminyum tepsi,

Rapata: Ekmeği pişirirken hamurun yayvanlaştırılıp tandıra yapıştırılması için hazırlanan ağaçtan yapılmış alet,

Eğiş: Tandırda pişen ekmeği almak için kullanılan ucu eğik demir alet,

Aşüzen (Aş süzen): Alüminyumdan yapılan süzgeç,

Dalaka: Emaye ya da metal yemek tabağı,Çömçe: Çorba kepçesi,

Ġuşḫana: İçerisinde yemek yapılan kazan,

Ḫaççirdek: Tandırın üstüne su ve yemek ısıtmak için konan demirden alet,

Duvaḫ: Tandıra ekmek hamurunu yapıştırmak için kullanılan ve içi otla doldurulmuş küçük yastık şeklinde bir alet,

Vedre, cıngır: su taşınan kova (Vedre Rusçadan dilimize geçen bir kelimedir.)

Güyüm: Evde günlük el yüz yıkamak için için kullanılan bir su kabı,

Kökür (kökürt): Geniş ve büyük kazanlarda kullanılan büyük metal ya da ağaçtan yapılma kepçe,

Dolça: Su nakliye kabı,

Sitil: Büyük emaye su kovası,

Küleh (Vedre): Su kovası,

Ohley: Oklava,

 

Ev ya da tarım aletleri:

Kürün: Kışları eve getirilen suyun toplandığı taş veya ağaçtan yapılan alet. Bazen hayvanları su içmesi için çeşme başlarında da olur,

Çiğindirik: Evlere çiğinlerde (omuzlarda) su taşımak için kullanılan ve iki ucunda da kovaların takılması için zincire bağlı kancaların olduğu ağaçtan yapılmış alet,

Zırza: Kapıları arkadan kapatmak için kullanılan kilit sistemi,

Peşkun: Altına bir sergi serilerek etrafında bağdaş kurup oturularak yemek yenen ağaçtan yapılmış sofra,

Aşḫana: Yemek yapılan yer, mutfak,

Ḫalbur: Tahılı taşlardan ve başka maddelerden ayırmak için eleme usulüyle kullanılan elek benzeri alet,

Şadara: Halbura göre daha geniş delikli tahıl eleme aleti,

İskemi örs: Ot ve benzeri şeyleri biçerken tırpanın ağzını küçük bir çekiçle oturarak keskinleştirmek için kullanılan baş kısmında ince bir demir (Örs) yerleştirilmiş iskemle,

Çüt, Cılğa, Kotan: Saban türleri,

Fırğın (Fırgun): Dört tekerlekli at arabası,

Maran: Kağnı,

Gaşga: İki tekerlekli at ve öküzlerin çektiği araba türü (Binmek ve bazı eşyaları taşımak amaçlı kullanılırdı.),

Hal: Düz ve geniş bir tahtanın, kürek sapına benzer bir ağaç ucuna monte edilerek yapılmış kar ve harman yerindeki birikintilerin toplanmasına yarar alet,

Yava (Yaba):Tahılı saptan rüzgarla ayrıştırmak için kullanılan ağaçtan yapılmış alet,

Dirgen: Ot ve sap yığınlarını arabaya ya da otluğa yüklemek için kullanılan ağaçtan yapılan sapına 3,4 ucu sivri çubuk demirin birleştirilerek monte edildiği alet,

Kerenti: Tırpan,

Kirkit: Halı dokurken ilmekleri sıklaştırmak için kullanılan kemik ya da ağaçtan yapılmış alet,

Ḫana: Halı tezgahı,(Şiir, söz ya da türkü bölümü anlamında da kullanılır.)

Geve: Halı,

Puḫarı: Ocak ya da soba dumanın çıktığı baca,

Cecim: Kilime benzer ama daha seyrek dokunan bir sergi türü,

Teşi: Yünden iplik yapmak için kullanılan bir alet,

Cehre: Yünün ipliğe dönüşmesi için kullanılan eski dönemlerden kalma bir ilkel alet,

Yün darağı: Yünün taranıp daha kullanışlı hale getirilmesi için kullanılan bir alet,

Çalğı: Ahır ve benzeri yerleri temizlemek için kullanılan bir süpürge türü,

Aḫtava: Güyüm aletine benzer genellikle abdest almak için kullanılan su kabı,

 

Yemek ve yenilebilen bitki adları:

Gagala: Tandırda pişirilen ve lavaş ekmeğine göre daha küçük ve kalın olan bir ekmek çeşidi,

Guymaḫ: Kaymak ve biraz unla yapılan bir yemek türü,

Ḫangel: Yaprak ve etli olarak hazırlanıp üzerine yoğurtlu yağ konulan bir hamurlu yemek türü, mantı.

Ḫaşıl: Dibekten geçirilen buğdayla pişirilip ortasına tereyağı konularak yenen bir yemek türü,

Eppek (Ekmek) aşı: Doğranmış tandır ekmeğinin üzerine kaynamış su, yumurta ve eritilmiş yağ dökülerek hazırlanmış bir yemek türü,

Pişi: Yağda kızartılarak yenen bir hamur işi,

Mafiş: Pişiye göre daha küçük açılmış bir hamurun yağda kızartılarak hazırlandığı bir hamur işi,

Hörre: Un ve suyla yapılan yavan bir yemek türü,

Ġayġanaḫ: Yağda yumurta. Günümüzdeki menemen benzeri yemek türü,

Lalanga: Yumurtalı hamurun yağda kızartılmasıyla elde edilen bir hamur işi kızartması,

Yemlik: Bahar aylarında çıkan çiğ olarak yenen yapraklı bir bitki.

Ġımı: yaz aylarında tarlalardan toplanan, gövdesi soyularak yenen ve turşusu da kurulabilen bir bitki,

Adol ya da adoyul: Sürülen toprak altından çıkan bir tür yer elması,

Kovuḫ: Üst kısmı dikenli olup toprak altında kalan kısmı soyularak yenen bir bitki,

Medik: Genellikle yine sürülen topraktan çıkan havuç benzeri beyaz renkli bir bitki kökü,

Evelik:  Genellikle tarlalarda veya duvar diplerinde yetişen, yaprakları kurutulup kış aylarında çorbası yapılan bir bitki türü, özellikle çocukların boğaz ağrılarına iyi geldiği söylenir.

Kuş eppeği (ekmeği): Ebegümeci,

Gurut: Yazdan süzme yoğurdun topak topak yapılarak güneşte kurutulup kışın genellikle mantı ve ayran çorbası yemeklerinde kullanılan bir yemek katkısı, aynı kelime “kurt” olarak Kazak Türkçesinde de kullanılmaktadır.

Gakguruaşı: Elma, armut, ayva, dut gibi kurutulmuş meyvelerle yapılan aşure benzeri yemek,

Kesmelaşı: Hamurun erişte benzeri ince ince  kesilerek çorba olarak yapıldığı yemek türü,

Lobyaşı: Kuyru fasulyeyle yapılan bir çorba türü,

Yarmaşı: Buğdağın dibeklerde dövülerek elde edilen bulgur türüne benzer malzemeyle yapılan bir çorba türü,

Ayranaşı: Gurut ve yoğurtla yapılan bir çorba türü,

Gımıaşı: Gımı sebzesiyle yapılan bir çorba türü,

Isırğanaşı: Kurutulmuş ısırgan otuyla yapılan bir çorba,

Gogaaşı: Yaz aylarında toplanıp kurutulan sebzelerle yapılmış çorba,                                          Hasuda: Kaymak, şeker ve unla yapılan bir yemek türü,

Nezih: Kaymak ve unla yoğurulan hamurun açılarak saçta ya da soba üstünde pişirilen gözleme benzeri bir hamur işi,

Tepitme: Dilimlenmiş yufka ya da lavaş ekmeğinin yağlanıp yenildiği hamur işi yemek,

Feselli:  Gözleme benzeri bir hamur işi,

Eyirdek: Kaymak ve unla yoğrulan hamurun topak yapılarak pişirilmesinden sonra üzerine yoğur dökülüp yenen bir yemek türü,

Kete: Açılan hamurun içine un, şeker ya da tuzla kavrulmuş iç koyarak tandır ya da fırında pişirilen bir hamur işi,

Ġoyut (govut) : Ezilmiş buğdayın kavrularak içine şeker tozu katılıp yenilen bir çerez türü. (“Ağzına ġoyut veren yoktur.” Sözü, “sana önem veren yoktur.” anlamında kullanıldığı da olur.

Sarıyağ (Kere Yağ): Eritimiş tere yağı,

Şor: Yağsız lor peyniri, kesik Şor

Motal pendiri: Yaz aylarında koyun, kuzu ya da keçi derisine basılıp kış aylarında tüketilen tulum peyniri. (Şimdilerde plastik bidonlara da basılıp hazırlanıyor.)

Lavaş: Tandırda daha yayvan, yufkadan daha kalın hamurla pişirilmiş ekmek türü,

Dencik (demcik): Küçük baş hayvanlarda bulunan taşlık,

Pürçüklü: Havuç

Gavurga: Buğdayın saçta kavrularak yendiği bir çerez,

 

Yörede kullanılan bazı bitki adları:

Sormağ:

Gelinbarbağı:

Topbuz:

Yarpuz:

Kekotu:

Keçimemesi:

İtburnu: Kuş burnu bitkisinin yöresel adı,

Yemlih:

Düyedavanı:

Unuca:

Devetikeni:

Boğatikeni:

Ganteper:

Gaymağçiçeyi (Kaymak çiçeği):

İtsoğanı:

Lilpar:

Goga:

 

Koşum alet adları:

Ġantarma (Gaytarma kelimesinden dönüştüğü söylenir): Atı yönlendirmek için hayvanın ağzına verilen kemik ya da demirden yapılmış gemin uçlarına ince bir deriyle bağlı olarak bir ucu sürücüde bulunan bir koşum aleti,

Voj: At arabasına koşulan atların idare edilmesi için bir ucu atların ağzına bağlanıp diğeri araba sürücüsünün elinde bulunan ince bir deriden yapılmış uzun alet,

Yiher: (eğer)

Samı: Boyunduruğa koşulan öküzlerin buradan çıkmalarını engellemek için kullanılan demir çubuk, bu demirin ucuna bağlanan kayışa da “sambağı” adı verilir.

Boyunduruk: Arabaya ya da sabana koşulan çift öküzün birlikte hareket etmeleri için kullanılan ağaçtan yapılmış bir alet,

Yüyen Ciloy: Voj aletinin diğer adı, 

Başlık: Kantarmanın başsız hali,

Pasturunka (paturunka): Araba ya da başka araçlara koşulan koşum hayvanlarının daha iyi güç alması için valota denen alete eklenen bağlantı yeri,

Başağacı: Koşum hayvanlarının birbirlerinden ayrı yürümeleri için bir ucu arabaya ekli diğer ucu ise hayvanların baş hizalarına kadar uzanan uzun ağaç,

Başgayışı: Kantarmanın diğer adı,

Matraḫ : At binerken kullanılan kısa örgülü kamçı,

 

Çocuk oyun adları:

Aşıḫ oyunu (Gale, aşık eneke),

Beş daş oyunu,

Gizdenpoç (Saklanbaç)

Üzük kimde (yüzük kimde?)

Mendil kapmaca,

Daş aşığı,

Uzun eşşeh,

Göyercin taḫlası, (güvercin taklası)

Elim sende,

Kör ebe,

Yağ sataram, bal sataram,

Yerde ne var yer muncuğu (boncuğu)

Tavşan kaç, tilki tut, (Doyşan gaç, tülkü tut),

Çar çur: Çocuk oyununda oyun aletlerinin kaçırılmaması için konan bir kural,

Eçço meçço: Çocuk oyununda oyuna hangi tarafın başlayacağını belirlemek için iki taraf temsilcilerinin ayakları vasıtasıyla kullandıkları bir sayı kuralı…(Eçço meçço, kaldır kamenço, nal, mıḫ, ġırḫ, ġırḫbir…),

Birdi bir (uzun eşek):

 

Kaynak kişiler:

Celal Şafak: Yöre halkından, (D.1933…Ö.. 2005)

Hurigüzel Şafak: Halk hikayecisi, (D.1915…Ö.1985)

Kurbanali Şafak: Yöre halkından.

Makbule Şafak: Yöre halkından. Özellikle bitki ve yemek adları konusunda kaynak kişi,

Sait Koca: Yöre halkından. Araştırmacı, yazar…

Süleyman Şafak: Eğitimci, yöre halkından,

Şakir Tintaş: Yöre halkından