Merhaba değerli okurlar.
Bu konudaki amacım bilimi ve bilimsel düşünceyi anlatmaya çalışmak, bilimin insan hayatındaki önemine değinmek, bilimsel gelişmeleri paylaşmak, bilime emek verenleri yâd etmektir. Çünkü evreni, dünyayı, yaşamı ve insanlığı anlamanın, rasyonel düşüncenin, beynimizi özgür kılmanın tek yöntemi bilimdir, bilimsel düşüncedir. Düşüncelerimizi ve kararlarımızı bu çerçevede şekillendirdiğimizde, akılcı, doğru ve özgür yaşam adına önemli bir adım atmış olacağız.
Dünya olarak öyle bir konumdayız ki neredeyse bilimsiz hiçbir şeyin olamayacağı noktasına gelmiş durumdayız. Bilim, hayatımızın her alanına müdahale ettiği için, bilimden uzak kalmak imkânsız bir hal almıştır. O nedenle, bilimden kopuk yaşamak olanaksızdır.
Özellikle bilimi özümseyen ve bilimsel yöntemler doğrultusunda hayata yön veren toplumlar diğer toplumlara öncülük ederken, bilimden uzak kalan toplumlar ise her konuda geri kalmışlığın sıkıntısını yaşamaktadır. Bilime gerekli önemin verilmesi hızla gelişmişliğin önünü açtığından, öncü konuma gelmiş özgür bir toplum yaratmanın da kaynağı olmaktadır. Bu nedenle, özellikle özgür ve insanlığa faydalı birey yaratmanın tek yolunun bilim ağırlıklı eğitim öncülüğünde bilimsel düşüncenin yaygınlaştırılması, özümsenmesidir.
Ne yazık ki bu konuda gerekli duyarlılık gösterilmediğinden, yeteri derecede gelişmiş bir toplum yaratmanın da eksikliği içindeyiz. Bunun nedeni ise bilime yeteri derecede önemin verilmemesi, bu değerin anlaşılmamasıdır.
Bildiğimiz gibi bilime verilmeyen önem insanlığın yanında teknolojinin ve sanayinin gelişimini de olumsuz yönde etkilemektedir. Böyle bir duruma düşmemek ve sıkıntılarla boğuşmamak adına hayatımızda çok önemli bir yeri olan bilimi halkımızın ilgisine ve bilgisine sunmamız gerekir. Özellikle eğitim çağındaki çocuklarımız bu çerçevede bilimsel ağırlıklı eğitime tabi tutulmalıdır. Aksi halde her konuda başarısızlık kaçınılmaz olacaktır.
Halk olarak başkalarının gösterdiği yoldan değil, kendi çizdiğimiz yoldan gitmek istiyorsak bilimi, bilimsel düşünceyi ana ilke edinmeliyiz. Özellikle bu değerlerin her konuda toplum olarak bizleri yücelteceği gerçeğini de bilginize sunmak isterim. Aksi halde gösterilen yoldan gitmek gibi bir esaretten kurtaramayız kendimizi.
İşte, böyle bir mahkûmiyet yaşamak istemiyorsak bilimin, bilimsel düşüncenin önemini kavramalı, özellikle yaşamın her alanında bilimi kullanmalı, bilimsel düşünceyi aklımızdan çıkarmamalı, dilimizden düşürmemeliyiz.
Örnek, özgür ve öncü bir toplum yaratmak istiyorsak bilimle iç içe olmalı, hayatın her alanında yol gösterici olarak bilimsel düşünceyi ilke edinmeliyiz.
Sonuç olarak neden bilim, çünkü hem bireysel hem de toplumsal olarak birilerinin gösterdiği yoldan değil, kendi çizdiğimiz yoldan gidebilmemiz için.
?´ Bilimden kopuk akıl, kelepçe vurulmuş mahkûm gibidir.´´
