www.cildirgoyce.com

CEMAL ŞAFAK


AYAKTA KALAN ÖMRÜM

Birilerinin...


Birilerinin ?Sen de kimsin?? sorularına muhatap olduğum günlerde aşağıdaki yazıyı kaleme aldım. Umarım biraz olsun tanırsınız?!

Çok uzaklarda, herkesin ulaşamadığı bir sınır köyümüzde, yani Çıldır´ın o zamanki adıyla Suhara bugünkü adıyla Aşık Şenlik Köyünde doğmuşum. Yörenin çok hürmet ettiği bir din alimi olan Ali Hoca´nın torunu olmak çocuklukta bile üzerime çok anlamlı bir sorumluluk yüklemişti. İlkokula çarıkla koştum. Karın diz boyu olduğu bir gün okuldan eve dönerken sen çarığın tekini kaybet. Donmuş ayaklarımdan kaçıp kurtarmış zavallı kendini! Bir de dayak yedim onun yüzünden kalbi pamuk, eli tomruk dedem Mustafa Çavuş´tan. Babamın görevi nedeniyle Kars´a mecburi göç? Ortaokula kara lastikle. Liseye de babamın eski ayakkabısıyla giderdim gizliden gizliye. Onun da iki çift ayakkabısı vardı çünkü. O yoklukta salonlarda fakirlik nutku atmak, ?Devlet versin.? mantığıyla yatmak varken tam tersi, ucu kaf dağında yanıp duran bir ?Ülkü? ışığına tutulmaz mıyım? Ama ne ışık! Yıllar yılı peşinden sürükledi bu efsunkar ülkü ışığı? Dağ- taş demeden, kurt-kuş demeden, yol-yokuş demeden?

Anlayacağınız gençliğim de ayakta geçti bayrak taşımakla aziz dostlar... Kör dumanları dağıtmakla ve yüreğimde yanıp duran ışığımı gönüllere kazımakla. Sonra da ver elini ?Er Türk´ün beşiği, iki dünya eşiği? atamın kara ocağına. Söz atası Kara Ocağıma?Öz elime?Ölen döşeğime? Kazakistan´ıma?

Sözün kısası; ben hep ayakta kaldım dostlar. Okudum, öğrettim ve öğrendim. Şimdi de okuduklarımın ve öğrendiklerimin sadece kısa bir bölümünü sizlere aktarmak istiyorum ve hâlâ ayaktayım.

Ayakta ve yankısı aylı yıldızlı gecelerde görünebilen, sevdamın kaynadığı bir gizemli ocakta...