CEMAL ŞAFAK


ANYA'NIN ANASI TANYA

SPOR VE AHLAK


ANYA’NIN ANASI TANYA

Onu Üniversitemizin Pedegoji Fakültesi 4. sınıf öğrencisi olarak 2004 yılında Ahmet Yesevi Üniversitesi Kentav Enstitüsü Müdür Yardımcısı görevinde iken bir açık dersine davetiyle tanıdım. Kendisi öğretmenlik mesleğine olan tutkusu nedeniyle yıllarca öğretmen olmak istemiş ama hem ailevi şartlar hem de ekonomik şartlar nedeniyle  bu arzusunu gerçekleştirememiş. Gönlünde yıllarca yaşattığı uhte hiç ama hiç eksik olmamış. Evlilik sonrası peşpeşe gelen doğumlar, çocuk ve eş sorumluluğu azminden hiç bir şey eksiltmemiş. Kazakistan’da davete icabet oldukça hassas bir konu. O nedenle bu eğitim sevdalısı kardeşimin açık dersine büyük bir merakla katıldım. Yaklaşık 20 kişilik bir ilk okul sınıfında gerek öğrencilerin derse ilgileri gerekse dersi yürüten bu öğretmen adayının sınıf içerisinde davranışları ve dersini bir planla takip etme yeteneği oldukça taktire şayandı. 40 dakikalık süreyi öğreciler onun çok maharetli senaryoyla planladığı şekide öyle güzel ve etkili bir şekilde kullandılar ki içimden “keşke bu ders bitmeseydi” diyerek hayranlığımı yansıtıp samimi düşüncelerimi ifade ettim. Tebrik ve taktir hislerimi gönülden dillendirip oradan ayrıldım ama yıllarca bir ilk okul öğretmeninde bulunması gereken vasıfları bu değerli şahsiyetin 40 dakikalık takdire şayan görev anlayışında aradım hep.

Bir kişi ne kadar sıkıntılı günler yaşarsa yaşasın hayata, mesleğine ve ailesine olan bağlılığı yok olmadıktan sonra arzuladığı mertebeye mutlaka ulaşacaktır. Bir yanda aile sorumluluğu diğer yanda görevine olan sadakati Tanya’yı da toplumun ve çevrenin saygın ortamına çekip onların dünyasına misafir değil de içlerinden biri gibi kabul ederek benimsemişlerdir. Nitekim onun bu fedakarca davranışları, sevgiyi esas alarak insanlara ve öğrencilerine yaklaşması, yardıma muhtaç kişilere kol kanat germesi el üstünde tutulan bir karakter olarak ön saflarda görünecektir.

Tanya’nın bir başka özelliğini daha ifade etmek gerek. O da şu: Gelişme çağındaki çocuklar bilgi kazanmanın yanında bedensel olarak da yeterli düzeyde gelişme göstermeleri gerek. Bu eğitim sevdalası öğretmen kendi doğasında var olan spor ahlakını muhatap olduğu öğrencilerine kazandırmak için elinden gelen gayreti göstermekte, onların hem zihinsel ve hem de bedensel yönden gelişmelerini sağlamak için zamanının büyük bir kısmını buna harcamaktadır. Okuldan çıkıp spor okulundaki öğrencileriyle hem yüzme hem de karete sporuyla ilgilenmek, oradan çıkıp Türkistan’da etrafını saran öğrencileri sporla meşgul edip onları beden ve ahlaki yönden üst düzey birer kişilik olarak topluma kazandırmaya emek harcaması onun hayatının en anlamlı, en gurur verici çalışma dönemleri olsa gerek. Yorgun, yıpratıcı bir görev ama bütün bunları zevkle, heyacanla yapması yorgunluğunu da yıpratıcılığı da unutturuyor ona. Kalan zamanını (kalırsa tabi) kendi çocuklarının eğitimi, hasta annesinin sağlık probleri ile ilgilenme, çevresideki sosyal gelişmeleri takip etme yoğunluğu onu daha da drençli bir hale getirdiği muhakkak. Elbette bu bunaltıcı fiziksel ve ruhsal yoğunluk onu da etkiliyordur ama bütün bu anlamlı koşuşturma içinde hayat öyle hızla geçiyor ki insan zamanın nasıl geçtiğini farkedemiyor bile.

Ülke, kişi, din, dil ayırımı yapmadan şunu söyleyebiliriz ki, insan odaklı, insanın zihinsel ve bedensel gelişimine katkıda bulunan böyle fedakar kişiliklere her zaman ihtiyaç var. Adı kim olursa olsun çocuk her türlü olumlu eğitimi hakeden varlıktır. Her toplumda Tanya karakterinde, anlayışında eğitim gönüllülerinin varlığı o toplumu mutlaka düzlüğe çıkaracaktır. Kazakistanımız’a ve insanlığımıza hizmet eden Tanya’ların önünde saygıyla eğiliyorum.