www.cildirgoyce.com

TEK KİŞİ ZORLAŞTIRIR HER İŞİ

TEK KİŞİ ZORLAŞTIRIR HER İŞİ

Ülkede Birçok Önemli

    Ülkede Birçok Önemli Mevki ve Makama Sadece Aynı İki Kişi Atanıyorsa; Bu Ya O Ülkeyi Yöneten Siyasi Partide Bu Görevleri Yapacak Bilgi, Beceri, Liyakat ve Sadakate Sahip Kişilerin Olmamasından ya da En Tepedeki Kişinin Kendisinden Başka Kimseye Güvenmesinden Kaynaklanmaktadır.

     Yönetim sistemlerinden yetkilerin paylaşılması esastır ve bu yolla hem kişilere yüklenen yükler taşınabilir olur hem de kişilerin bilgi, beceri ve yeteneklerini rahatça sergileyebilecekleri ortam yaratılmış olur. Şöyle düşünürsek bir odada yaklaşık 100 adet malzeme var ve bunların hepsinin bağlı olduğu bir ip var ve bu ipleri çekerek bu malzemeleri sıralı ve muntazam bir şekilde dizmemiz istenmektedir. Avucumuza ipleri almaya başlarsak her avucumuzdaki ip sayısı arttıkça manevra kabiliyetimiz azalır ve elimizin kapasitesini aşınca elimizdeki ip sayısı ipler birbirine karışarak içinden çıkılmaz bir hal alır. İşte bu nedenledir ki yönetim sistemlerinde uzman olan bilim insanları yetkilerin belli kurallar çerçevesinde, belli yetkinlikte olan insanlar arasında pay edilmesinin kurumsal bir sistem ortaya çıkaracağını ve bu şekilde yönetimde devamlılık esasının tesis edileceğini bizlere öğretmektedirler.

    İnsanoğlunun yapabilecekleri zekâsı ve bedeninin yapabilecekleri ile sınırlıdır ve en zeki ya da en güçlü insanlar bile bir süre sonra sınırlarının sonuna ulaşmış olurlar. İşte sınırlarını bilen ve buna ulaştıktan sonrasını başkaları ile paylaşabilenler yönetsel olarak en ideal duruma gelmiş yöneticilerdir. Başarı bu tarzda yöneticiler tarafından kazanılması en kolay şeylerden biridir. Ancak birde her şeyi ve herkesi kendisinin yapacağına inan yöneticiler vardır ki bunlar kısa vadede başarılı gibi görünseler de uzun vadede başarıyı sürdürebilmeleri mümkün değildir. Yönetim sisteminde bir sistem kurup bu sistemi yönetenler vardır birde kendisini sistem yerine koyup kendinden başkasını bu sisteme yaklaştırmayanlar vardır. Oysaki insan zamanla yorulan, yıpranan ve tükenen bir varlıktır ve insan duyguları ile hareket eder ise bu özelliklerinin farkında olamaz, olduğunda ise çoktan iş işten geçmiş demektir. Neden bu kadara yönetim sistemlerinden bahsetme gereği duydun derseniz; Şuanda ülkemizde tam da buna benzer bir durum ortaya çıkmış ve Sayın Cumhurbaşkanımız kendisi ve damadından başka kimseye önemli ve kritik noktalarda görev vermemekte adeta tüm ipleri kendi avuçlarına toplamaktadırlar. İşte bu gidiş endişe vericidir ve neticede insan olan bu kişilerinde de mutlak bir istiap hadleri bulunmaktadır.

    Bu durumdan iki sonuç ortaya çıkmakta ve bu iki tehlikeli sonuçlarda şöyledir; Birinci sonuç ülke yönetimin tek ele toplanması sistem ülkesi olmaktan bizi uzaklaştırıp şahıs ülkesi haline getirecektir ki bu sayısı az olan kişilerin performansı belirleyici olacak ve bir fani olan bu kişilerin yaşayacağı bir sağlık sorununda, yanlış ya da eksik bir siyasi, askeri, idari veya ekonomik bir hamlede devlet yönetiminde ciddi sorunlar yaşanmasına neden olabilecek, tamiri uzun yıllar alabilecek durumlar ile karşı, karşıya kalınabilecektir. (Örnek malum FETÖ Terör Örgütü ve Ülkemize Yaşattıkları gibi) İkinci sonuç ise halkın oyları ile ülkeyi yönetmek için yetki verilen bir siyasi partide ülke yönetiminde etkin makamlarda görev yapacak bilgi, beceri, liyakat ve sadakate sahip kişiler yokmuş gibi bir algının ortaya çıkmasıdır ki bu algıda zaten çok yıpranan siyaset makamının iyiden, iyiye gözden düşüp güvenirliliğini tamamen yitirmesi olacaktır. Bunun yanında her ne kadar parti içerisinde liderin etkisi karşısında sessiz de kalınsa bile (Buna Parti İçi Disiplin Diyen de Var) partililer içerisinde ?Acaba Bizim Neyimiz Eksik´ sorusu ortaya çıkmakta dillendirilmese de pek ?Biz Konu Mankeni miyiz Acaba ?´ sorusu kafalarda dönüp dolaşacak, yürekleri bulandıracaktır. Sözün özü ülkede simitteki susamın fiyatı, ekmeğin fiyatının belirlenmesi, asgari ücretlinin zammı, ekonomik krizden kurtulma programı, ulusal güvelik ile ilgili kararların alınması tek bir kişiden beklemek ve onun üzerine yıkmak hem yükü yüklenen için ciddi bir yük hem de ülkemiz için ise çok ciddi bir risktir ve bundan uzak durulması çok ama çok elzem bir durumdur.

Sinan KARAÇAY / İstanbul