ŞU ENSAR OLMA ÇILGINLIĞINA BİR SON VERELİM ARTIK

ŞU ENSAR OLMA ÇILGINLIĞINA BİR SON VERELİM ARTIK

Şimdi ben bu başlığı...

     Şimdi ben bu başlığı atınca birçokları sallayacak bana sorgulanacağım, yargılanacağım ve hüküm bile giydirilecek bana Dinsiz, İmansız, Hain, Gayri Milli ve Ümmet Düşmanı ilan edileceğim kesin. Ancak şu var eğer çok geç olmadan bu Ensar olma çılgınlığına son vermez isek bu çakma muhacirler bizim sonumuz olacak bizler gerçek muhacirler olacağız.

    Suriye´de yaşanan olaylar neticesinde ülkemiz topraklarına göç eden Suriyeli sayısı 16 Mayıs 2019 tarihi itibarı ile 3 Milyon 606 Bin 737 kişi. Tabi bu sayısı resmi olan sayı birde resmi olmayanlar var ki bu sayı 4,5 Milyonu bulmaktadır. Resmi sayısı 3 Milyon 606 Bin 737 kişi olan Suriyelilerin 1 Milyon 953 Bin 126´sı Erkek 1 Milyon 653 Bin 611 kişisi ise kadınlardan oluşmaktadır. İşin garibi bu 3 Milyon 606 Bin 737 kişinin 1 Milyon 674 bin 600 kişisi yani %46,5´i 15-39 yaş arasında yani genç dediğimiz kesimden oluşmaktadır.

    Yukarıdaki tabloya birde kaçak yollarla ülkemize gelenler ile birde sürekli olarak doğal yollar ile artışı ekler isek orta vadede sayısı 7,5 Milyona doğru giden bir Suriyeli mülteci sayısına ulaşacağız. Ciddi ekonomik sorunlar ile uğraşan ülkemiz ise Şubat 2019 itibarı ile 37 Milyar USD gibi ciddi bir rakamı bu mülteciler için harcamış bulunmaktadır. Kişi başı yaklaşık 10.258,58 USD olan bu harcama bugünkü kur ile çarpıldığında TL bazında 59.500 TL yaklaşık kişi başı harcama demektir ki bu her ekonominin kaldıracağı bir yük değildir.

    Ekonomik boyutu yukarıda değerlendirdikten sonra işin birde asayiş boyutu var ki o ise her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Bizim töremizde misafir gittiği yerin kuralına uyar, çekingendir ve asla ev sahibini rahatsız edici tavır ve davranışlar içerisinde olmaz. Ülkemizdeki Suriyeli mülteciler ise aksine hiçbir çekinme, sakınma ve özen gösterme duygusu olmadan yaşamlarını sürdürmekte ve bu konuda kendilerine tepki gösterenlere ise ciddi şiddet uygulamaktan kendilerini alı koymamaktadırlar. Gün geçmiyor bir esnaf ile tartışmasınlar, sokaklarda bir asayiş olayına karışmasınlar. O kadar rahat tavırlar sergilemektedirler ki bu tavırlar merhameti ile nam salan milletimizi bile çileden çıkarmaktadırlar. Yol ortasında, toplu taşıma araçlarında bağıra, bağıra konuşup, tuhaf, tuhaf şakalar yapmaktan tutun, kadınlara sarkıntılığa, hırsızlık, uyuşturucu satıcılığından tutun mikrofonlara kafa keseceğim artık diyecek kadar cüretkâr hale geldiler maalesef. Bunca sıkıntının yanında birde hiç hızını kesmeyen doğum olayları var ki adeta mültecilerin doğum oranları ülkemiz insanının doğrum oranlarını sayılarına göre ortalamaları alınca 2,5 katına kadar katlamaktadır. Yani sürekli artan bir nüfus, fütursuz davranışlar her geçen gün sırtımıza yüklenen ekonomik yük ve birde sayısı her gün artan asayiş olayları ile çok ciddi bir sorun ile karşı karşıyayız ve bu tablo her geçen gün vahametini arttırmaktadır.

     Gelinen bu noktada bunlara sahip çıkmanın bir ENSAR olmanın gerekliliğini başta savunanlar bile yavaş, yavaş çark etmekte üretime zerre katkısı olmayan ancak ülkenin sınırlı kaynaklarını sürekli tüketen bu bayramlarda ülkelerine gidip tatil yapan ardından geri gelen muhacirlere tepki gösterir hale gelmiştir. Ensar olmak tabi ki dinimizin ve kültürümüzün bize bir mirası ancak bizim Ensar olmamız için Muhacirin de gerçek Muhacir olması gerekmektedir. Bu mülteci hareketi ülkemizde kanayan bir yaraya dönüşmekte ve bu yara giderek habis bir ur haline gelmektedir ilerleyen zamanlarda yaşanan sorunların müsebbibi olmak istenmiyorsa derhal bu ENSAR OLMA ÇILGINLIĞINA bir son verilmelidir.

     Aksi halde tarih bu günleri ilerideki günlerdeki sosyolojik, psikolojik ve ekonomik felaketin başlangıç günleri diye not edecektir.