SİZCE BU SORUN ÇÖZÜLÜR MÜ?

SİZCE BU SORUN ÇÖZÜLÜR MÜ?

Yine bir bayram ve yine özlemle sıladan anayurduna dönüş.

          Yine bir bayram ve yine özlemle sıladan anayurduna dönüş. İçim kıpır kıpır uzun zamandır görmediğim memleketimi ve sıcak insanlarını görüp muhabbet edip özlem giderecektim. Bunun heyecanı anlatılmaz,yaşanır. Ancak içimde bir korku vardı; Ya Dinçer AKTEMUR'un yazısında dediği gibi gerçekten de ben son model arabalarla gelip gösteriş yapıp geri gidenlerden miydim? Ya öyle ise ne yapardım giderek artan bu kuşku sayesinde içimdeki sevinç yerini acabalara bıraktı. Ancak ne olursa olsun soğuk memleketimin sıcak insanı beni o kadar samimi ve sıcak karşıladı ki bu kuşku yerini utanma duygusuna bıraktı. Nasıl olurda bu insanlardan şüphe edebilirdim. Kendimden utandım. Buradan bana o sıcaklığı gösteren onlardan biri olduğumu ötekileşmediğimi ve beni her hâlimle kabul eden tüm hemşerilerime teşekkür ederim.
         Ancak Köye giderken bir şey fark ettim çocukluğumda yüzdüğüm alabalıklar yakaladığım Karaçay değişmişti, evet ben değil ama o değişmişti, Ağlıyordu hüzünlüydü sanki. gölgesinde oturduğum Karaçay dan beslenen ağaçlar bile yastaydı renkleri sararıp solmuştu. Sordum neden böyle diye bizde bilmiyoruz son birkaç yıldır bu halde hem Karaçay hem de ağaçlar, üstelik balıklarda küsmüş terk etmiş Karaçayı, Çocukluğumun en büyük neşe kaynağı  artık ağlıyordu yorgundu. Köye iyice yaklaşmıştım ve karaçayın yanında bekleyen hayvanları gördüm onlarki karaçaydan su içmek için bizi arkalarından koşturan ineklerdiki artık su içmeyi bırakın karacaya girmek bile istemiyorlardı.Bu çok garipti,üzüldüm bir anlam veremedim.Daha sonra öğrendimki bu hayvanlar sürekli hasta oluyorlar,hatta ölüyorlar,4 günlük ziyaret süremde 2 hayvan ölümüne 5 hayvan hastalığına şahit oldum 3-5 hayvanla geçimini sağlayan insanlar için bu rakam çok büyüktü.bunun sebebi neydi? Düşündüm ve araştırmaya karar verdim.Öncelikle karaçay neden ağlıyordu ve balıklar neden terk etmişti,ve hayvanlar neden karaçaydan su içmiyordu. Köylülerle konuştum sorun ne karaçayda ne balıkta ne ağaçlarda nede hayvanlarda idi. Sorun karacaya şuursuzca bırakılan atıklardaydı. Özellikle karaçay kenarına kurulan tabelası bile olmayan mandıralardan kaynaklanıyordu. Hatta mandıra çevresinde atıklar yüzünden kurumuş ve kimse görmesin diye kesilmiş ağaçlarda vardı. Araştırmamı biraz daha derinleştirdiğimde mandıraların ve diğer işletmelerin arıtma tesisi olmadığını fark ettim. Hatta biraz daha üstelesem gıda tarım bakanlığından üretim izin belgeleri olmadığına da eminim.(kimya mühendisleri odasına izin belgeleri olup olmadığı  konusunda yazı yazdım cevap bekliyorum) Şimdi ne alaka diyenler olabilir 1 lt peynir altı suyu doğayı 20 insan kadar kirletir (27 mart 2013 hürriyet gazetesi  Vahap Munyar). kısaca şöyle anlatayım; peynir altı suyu(şırat) tamamiyle canlıdır yani içinde mantarlar ve bakteriler  bulunur bu sayede süt mayalanır.Ayrıca peynir altı suyunun PH ıda içme suyundan çok yüksek olduğu için asidiktir ( asittir) ve bulaştığı herşeyi zamanla ,yakar,yıkar,yok eder.Balıklar ve ağaçlar asidik ortamda yaşamazlar,hayvanlarda asidik suyu içmezler,siz çamaşır suyu yada kezzap içtiniz mi? Yada içermisiniz? Aynı şey. Şimdi Hem Belediyeyi hem işletme sahipleri bu konu çok önemli lütfen dikkat edelim,gerekli düzenlemeleri yapalım, aksi durumda gerekli makamlarla irtibata geçeceğim. Bu sayede belki hemşerilerim için bir şeyler yapmış olurum.   Bununla ilgili caydırıcılık açısından birkaç kanunda aşağıda yazılıdır.Ayrıca bu Kanun hem çevre ve şehircilik bakanlığı,hemde gıda tarım ve hayvancılık bakanlığının ilgi alanına girmektedir.Ayrıca yönetmeliklerlede birşeltirirsek,çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı,Sağlık bakanlığı,Dsi gibi kuruluşlardada  arştırma konusu olabiliyor.
         Madde 18-  (Değişik : 15.9.1998  tarih ve 23464 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik) Katı atıkların, üretici veya taşıyanları tarafından denizlere, göllere ve benzeri alıcı ortamlara, caddelere, ormanlara ve çevrenin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olacak yerlere dökülmesi yasaktır.
        831SAYILI SULAR KANUNU: Ek Madde 1 - (23/12/1934 - 2659 sayılı ek Kanunun 1 inci maddesi hükmü olup, ek madde haline
getirilmiştir.)
        Bir belde veya belde halkının müşterek ihtiyacına mahsus suların kaynakları belediye sınırı dışında bulunsa bile su yollarının ve kaynaklarının bakımı, onarılması, temizlenmesi ve suyun sıhhat şartlarına uygun bir halde bulundurulması belediyelere aittir.

                                                                                                    MUHAMMET AKTEMUR