SAYIN EKREM İMAMOĞLU´NA AÇIK MEKTUP

SAYIN EKREM İMAMOĞLU´NA AÇIK MEKTUP

Sinan Karaçay yazdı...

       Belki de ülkemiz siyasi hayatının insana en uzun, en sıkıcı ve en bitmezmiş gibi gelen seçimlerini çok şükür kazasız belasız bitirdik.
        Zor bir seçim süreci yaşadık, adeta siyaset toplumun her kesiminin ruhuna işledi ve herkes verdiğinin bir oy olarak orada kalmadığını ispat edercesine oyuna sahip çıktı. 
Bir yanda 25 yıllık bir yerel 17 yıllık bir genel iktidar var iken öbür yanda ise adeta kazanmayı unutmuş bir muhalefet eşine ender görülen bir birliktelik yumağı ile zoru başardı. Evvela ucu, ucuna başardığını sonra ezici bir çoğunluk ile başardı.
      İnsanımızı geren ve gerginliği tavan yapan bu seçimler çok kalpleri kırdı, çok dostlukları nihayete erdirdi maalesef. Sosyal medyada yapılan tartışmalarda adeta seçim meydanları, boğa arenasına dönüştü kimse, kimseyi kırıp dökmekten imtina dahi etmedi. Bir söyleyene bin söylendi ve sonuç olarak onlarca yürek birbirine kırılarak bitti bir seçim yarışı.
      Elbet bizde bir safta durup, birilerine desteğimizi verdik. Elbet bizde yürekler yıktık, elbette bizim de yüreğimizi yangın yerine çevirenler oldu. Tartışıp işi abarttığımız hatta selamı sabahı sonlandırdıklarımız bile oldu, hiç bakmadık kaç senelik dostumuzlar diye. 
Birde bunun yanında hiç tartışmadan durumdan vazife çıkarıp bizimle selamı, sabahı kendiliğinden kesip bize yol verenler oldu. 
       Dün fikirlerimizi kıymetli ve üretken bulup bize fikrine değer verdiğimiz kıymetlerimiz diyenler sessiz sedasız bizimle olan bağlarını kestiler duymak istediklerini duyamadıkları için bizden.
      Oysa bu süreçte yazdığım her satırda yürekleri kırmamaya gayret ederek, siyasi tarafların hassasiyetlerini göz önünde bulundurmaya gayret ettim. Ciddi ve verimli eleştirilerde bulunanlar da oldu dinledim, okudum ve dersler çıkardım. Bunun yanında fikir üretmek yerine küfür üretmeyi sanat haline getirenlerden çokça küfürler yedim, onca hakarete maruz kaldım hatta ihanet içerisinde olmakla bile suçlandım ama asla ne küfür ettim, ne hakaret ettim ne de yersiz ve kırıcı suçlamalarda bulundum. Biliyorsam yazdım sorulan sorulara varsa bir cevabım edeple vermeye gayret ettim. Bazen okuyanların bile sıkıldığı yorumlara ve sahiplerine bile itina ile cevaplar yazıp dilim döndükçe izahatlar da bulundum, suya yazı yazmakla eşdeğer olduğunu bile, bile. 
      Neticede ben aynı tarafta olduğumuz için değil, tarafıma oy versinler diye değil Allah rızası için sevip saymıştım onları ama onlar bir oy daha fazla kaygısı ile sevmişler beni daha doğrusu sever görünmüşler belli ki. 
       işte bu duygularla seçim neticelenirken sözüm odur ki; 
Hangi kaygı ve beklentiler ile oy vermişsem Sayın Ekrem İmamoğlu´na aynı hassasiyetler ile icraatlarını takip edeceğim, her doğrusunu alkışlayıp, her yanlışına ise herkesten evvel yanlış diyeceğimden kimsenin şüphesi olmasın. 
      Şehrimizin ve insanlarımızın sorunları bellidir ve bu tespitler de bizzat Sayın İmamoğlu ve ekibi tarafından ilan edilmiştir ve takibi başta ben olmak üzere oy veren, vermeyen herkes tarafından mutlaka yapılacaktır. 
Dün bu görevi yerine getirenlerden hangi ahlaki, insani, vicdani ve hukuki kuralları yerine getirmesini beklediysem bugün de aynı kurallara riayet edilmesini bekliyor ve talep ediyor olacağım.
     Oturduğunuz koltuğu siyasi partinizin emrine verirseniz, devlet malını yandaşlarınıza yağmalatırsanız, yetim hakkını yemekten geri durmazsanız, hizmet ederken ayrım yaparsanız, ülkemin birlik, beraberlik ve dirliğine kem gözle bakanları, bu milletin değerleri ile kavgalı olanları, kutsallarına şaşı bakanları, her türlü ihanet içerisinde olanları, makam ve mevkiinin sarhoşluğu ile millete tepeden bakanları, lüksü, gösterişi ve şatafatı mütevazilik sananları dost edinirseniz dünkülere ne dediysem misli ile sizlere söylerim bilmiş olasınız.
       Sevgi ve kardeşlikle herkesi kucaklayan, gülümsemeyi yüzünden eksik etmeyen, ötekileştirmeyen, din, dil, ırk, memleket, mezhep ve siyasi görüş ayırmaksızın bu ülkeye sadakat ile vatandaşlık yapan herkese hizmet eden Başkan olmaya söz verdiniz. Eğer dediklerinizi unutur ve söylemlerinizi kulak arkası ederseniz işte o zaman en ağır ve en acıtıcı bir dil ile karşınıza dikilir doğru bildiklerimi yazmaktan bir an bile çekinmem ve imtina etmem. 
      Bilenler bilir beni; Ben ne güce secde edecek kadar güçsüz, ne de makamlara temannah edecek kadar onursuz biriyim, Ben mensubu olmaktan onur duyduğum yüce Türk Milletinin şerefli bir evladıyım. 
Hepiniz gibi , Hepimiz gibi?.

Sinan KARAÇAY 
Gazeteci Yazar