"TARİHİN IŞIĞINDA TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ" KONFERANSI

"TARİHİN IŞIĞINDA TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ" KONFERANSI

Atatürk Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu,

      Atatürk Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, "Avrupa'da bir soykırım enstitüsü kurulmuş durumda. Büyük paralar veriyorlar, diaspora film çeviriyor. Kitaplar ve makaleler yazılıyor. Onlar haksız davalarını kapı kapı gezip anlatıyorlar. Biz haklı davamızı anlatmaktan maalesef aciz bir toplumuz" dedi.
     Türk Eğitim-Sen Ardahan Temsilciliği tarafından, Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Salonu'ndaki "Tarihin Işığında Türk-Ermeni İlişkileri" konulu konferansta konuşan Kürkçüoğlu, Hocalı gerçeğini bile bir türlü belgelerle ortaya koyamadıklarını belirterek, orada kadınların, çocukların ve yaşlıların katledildiğini söyledi.
       Kürkçüoğlu, 3 gün Azerbaycan kamuoyundan bu katliamın saklandığını dile getirerek, "Savaştan, uzaktan yakından alakası olmayan 613 Azerbaycan Türk'ü katledildi. Orası acının tam düştüğü yerdi. Bugün Birleşmiş Milletler teşkilatı 26 Şubat 1992'yi mutlaka Müslüman-Türk soykırımı ilan etmelidir. Dünyanın gözü önünde yabancı basın mensupları bu olayı bütün çıplaklığıyla duyurdu" diye konuştu.
         Türk milletinin tarihinde ve kültüründe asla soykırımın söz konusu olmadığını vurgulayan Kürkçüoğlu, şunları kaydetti:
"Bizler soykırımı bir insanlık ayıbı olarak sayarız. Biz darda kalan, zorda kalan her millete yardım eli uzatan bir milletiz. Her şeyi, tarihi belgeler ortaya koyuyor. Belgelerle tarihi anlatmak lazım. Ermenilere tarihin her döneminde yardım ettiğimiz örnekleri ve belgeleri var. İstanbul'un fethinden 8 yıl sonra Bursa'da bulunan Ermeni patriğini Fatih davet ediyor İstanbul'a. 'Bundan sonra patrik faaliyetlerini gel İstanbul'da sürdür' diyor. 'Sana yer vereyim, yurt vereyim, para yardımı yapayım' diyor."
         Kürkçüoğlu, 24 Nisan'ın Ermeniler tarafından dünyayı aldatan bir tarih olduğuna işaret ederek, "Resmen bir tarih hatası var burada. Kesinlikle Sevk ve İskan Kanunu'nun çıktığı tarih değil. Bizim tarihimizde 24 Nisan'ın hiçbir önemi yok. Avrupa'da bir soykırım enstitüsü kurulmuş durumda. Büyük paralar veriyorlar, diaspora film çeviriyor. Kitaplar yazılıyor ve makaleler yazılıyor. Onlar haksız davalarını, kapı kapı gezip anlatıyorlar. Biz haklı davamızı anlatmaktan maalesef aciz bir toplumuz" ifadelerini kullandı.