ORTADOĞUN TEK BAŞINA KALMIŞ LİDERİYİZ

ORTADOĞUN TEK BAŞINA KALMIŞ LİDERİYİZ

Lider kelimesinin sözlük anlamı; ` yönetimde yetki ve etkisi olan kimse, önder, şef.

         Lider kelimesinin sözlük anlamı;  ' yönetimde yetki ve etkisi olan kimse, önder, şef.bir partinin  ya da bir örgütün en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse, bir yarışmada başta bulunan takım ya da yarışmacı, Takip edilen, Arkasından gelinen' demektir.
     Ülkemizde Dünyaya 600 yıl hükmeden ecdadından ilham alarak Lider olma amacıyla dış arenasında boy göstermektedir. Merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal ile başlayan bu lider olma gayret ve çabası Kasım 2002 de AKP'nin iktidar olması ile iyice ortaya çıkmıştır. Büyük Ortadoğu Projesinin Eş başkanlığına soyunan Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan dış politikada bu doğrultuda hamleleri bir biri ardına yapmış ve yapmaya da devam etmektedir. Dünya olmasa da Ortadoğu'nun TEK lideri olması gayesi ile hareket eden hükümetimiz Ortadoğu da yaşanan her olaya bir şekilde müdahil olmuş ve taraf olmaktan bir an bire geri durmamıştır. Bizim iç işlerimize kimse karışamaz diye dünyaya meydan okurken Ortadoğu da bulunan her devletin iç işlerine türlü nedenlerle karışmamız artık dış politikamızın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Büyük ve Lider olan devletlerin bölgesinde olan olaylara yön vermesinden de doğal bir şey de olamaz zaten.  Ancak eğer Lider iseniz karşımalı ve herkesi arkanıza alarak hareket edebilmelisiniz. Aksi halde TEK LİDERİ de TEKBAŞINA KALMIŞ LİDER olursunuz ki bu sizi siyaset arenasında çok fazla sayıda düşman sahibi bir ülkeden başka bir şey yapmaz. 
          Türkiye bölge lideri olmak gayesi ile Ortadoğu da neler yaptı peki diye bakalım;
1-Mısır da Mübarek yönetiminin devrilmesi için açık destek vermiş yönetime gelen muhaliflere ısrarla destek çıkmıştır. Yönetime gelen muhaliflerin de gelen gideri aratır hale gelmesini görmezden gelmiş bağıra, bağıra gelen askeri müdahaleye karşı da adeta tüm dünyaya karşı tek başına durmuştur. Mısır halkının yanındayız diye sürekli beyanatlar verilmiş ve sonra görülmüştür ki mısır halkı da devrik yönetimden o kadar memnun değilmiş. Bu durumda mısırda yalnızlaşan muhalefet ile birlikte hareket eden tek devlet olarak kalmıştır. En sonunda Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi  '"Türkiye 30 Haziran gösterileri karşısında sadece açıklamalarıyla değil, yaptığı uluslararası hamlelerle de düşmanca bir tavır sergiledi" diyerek Türkiye'nin orta doğuda düştüğü durumu ortaya koymuştur.'
2-Filistin konusunda beklide en sert, en keskin söylem ve hamleler Türkiye'den gelmiştir. İsrail'e karşı her alanda çok sert söylemlerde bulunan ülkemiz Davos da Başbakanımızın tarihi  'One Minute' çıkışı ile dünyanın gündemine oturmuş, Mavi Marmara Olayı ile de tepkimiz doruğa çıkmıştır. O zamanlarda ülkemizde Güneydoğu da şehit olan askerlerimiz için gösterilmeyen hassasiyet Filistinliler için gösterilmiş sokaklar 'Yaşasın Filistin, Kahrolsun İsrail' Sloganları ile yankılanmıştır. Şehitleri için Taksime 1.000 kişi toplamayan ülkemiz Filistin için Yüz binlerin katıldığı mitinglere sahne olmuştur. Bir ara ülkemizde Şanlı Türk bayrağımızdan daha çok Filistin bayrağı sokaklara çıkmıştır. Gazzede Çocuklara Recep, Tayyip ve Erdoğan adlarının konduğu Filistin ve Ortadoğu'nun en sevilen ve saygı duyulan liderinin Sayın Başbakanımız olduğu haberleri her akşam TV lerden saatlerce yayınlanmıştır. Herkes işte Ortadoğu'nun yeni lider ülkesi masalına inanmıştı ki Sayın Başbakanın Nisan ayında Gazzeye gitmeyi isteğine Filistin'den gelen HAYIR gelmesin çıkışı ile sükûtu hayale uğramıştır. Bugün Eylül ayının son günleri Ekim ayı geliyor ancak Ortadoğu'nun lideri kendisi için dünyaya parmak salladığı Gazzeye halen gidememiştir. İnsan İşte bir Arap kazığı daha demeden geçemiyor.
3-Bunca hayal kırıklığından sonra kardeşimiz Esat'ı üzerinden bir yıl bile geçmeden Faşist Diktatör Eset olarak ilan edip Suriye'deki muhalif güçlere dünya üzerinde en açıktan devlet olarak çıktık sahneye. Suriyeye derhal müdahale edilsin diye kamuoyu oluşturmaya başladık, bu ülkeden kaçanları ağırlamak için tüm kapılarımızı ardına kadar açtık, Sınırlarımız yolgeçen hanına dönmesine, gümrük kapılarımız havaya uçmasına, sınıra yakın yerlerdeki insanlarımız evlerinde vurularak ölmesine rağmen zalim Esete karşı durmaktan bile geri durmadık. Suriye'deki muhaliflerin tüm toplantılarına ev sahipliği yaptık, her türlü maddi manevi desteği verdik hatta Birleşmiş Milletlere niye Suriye'ye vurmuyorsunuz diye kafa bile tuttuk. Dost ve müttefik ABD, İngiltere ve Fransa'dan aldığımız destekle az daha Suriye'ye saldırıyorduk ki ABD, İngiltere ve Fransa Suriye ile anlaşınca orta yerde kaldık. Olsun Suriye muhalefeti bizimle diye nara atarken Suriye'deki 13 muhalif gurubun yaptığı bizim de kayıtsız, şartsız desteklediğimiz Ilımlı Suriye Muhalefetini tanımıyoruz bunlar dış güçlerin desteklediği gruptur açıklaması ile Suriye'deki yalnızlığımız iyice ortaya çıkmıştır. Tabi bu arada takındığımız tavır nedeni ile kazandığımız İRAN düşmanlığı da olayın tuzu biberi olmuştur.
        Yukarıda saydığım durumları alt alta koyup topladığımızda Ortadoğu'nun TEK LİDERİ olan ülke yerine Ortadoğu'daki TEK KALMIŞ Ülke durumunda düşmemiz ise kaçınılmaz olarak ortaya çıkan bir Ortadoğu gerçeği olmuştur. Tarihi senaryo tekrar sahnelenmiş Dost Arap Milletleri yine bizi yarı yolda bırakmış ve yine Dost ve Müttefik dostlarımız tarafından yapa yalnız bırakılmış devlet olmaktan ileri gidemedik. Sözün kısası TEK LİDER DEVLET olmak niyeti ile çıktığımız Ortadoğu yolundan TEK BAŞINA ve Yeni düşman sahibi DEVLET olarak geri dönmekten başka çaremiz kalmadı. 
         TEK LİDER Olamadık Ama TEK BAŞIMIZA Kaldık Büyük Ortadoğu'da.