MUHALEFET PARTİLERİ İKTİDARA SADECE BİLMECE SORSUN İSTERMİSİNİZ

MUHALEFET PARTİLERİ İKTİDARA SADECE BİLMECE SORSUN İSTERMİSİNİZ

İki sıcak gündem maddesine dair iki hususu sizlere arz etmek istediğim hususlar var değerli dostlar bunları sizlere arz etme gereği hasıl oldu engin hoşgörünüz ve anlayışınıza sığınarak bu hususları sizlerle paylaşmak istiyorum.

MUHALEFET PARTİLERİ İKTİDARA SADECE BİLMECE SORSUN İSTERMİSİNİZ

İki sıcak gündem maddesine dair iki hususu sizlere arz etmek istediğim hususlar var değerli dostlar bunları sizlere arz etme gereği hasıl oldu engin hoşgörünüz ve anlayışınıza sığınarak bu hususları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Birinci husus;

128 Milyar dolar için ülkenin Cumhurbaşkanı ile Hazine ve Maliye Bakanının cevaplarını esas almak yerine ana muhalefet partisinin bir milletvekilinin verdiği cevabı referans göstermek öncelikle ülkenin Cumhurbaşkanına ve Hazine Bakanına saygısızlıktır.

Diyelim ki ana muhalefetteki bir vekilin cevabını dikkate almamızı isteyenleri kırmayıp onları dikkate alsak   bile o vekil de 128 milyar dolar için aslında böyle bir şey yok dememiş bu para hazinede vardı ve bu paranın bozulması esnasında uygulana metot ile devlet zarara uğratılmıştır demiştir.

Madem doğruyu Sayın İlhan Kesici söylüyor ve onun cevabı muteber kabul edilecek ise o zaman bir sonraki dönem Merkez Bankasının başına İlhan Kesiciyi getirirsiniz olup biter.

Olayın kısa izahı şu; Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası 2017 yılına kadar gerek hazineye döviz alırken gerekse hazineden döviz satarken ihaleler açar ve bu ihlallerin tarafları da alınan ya da satılan dövizin kurları da Merkez Bankasının internet sitesinde herkese ilan edilirken bu tarihten sonra bu uygulamadan vazgeçildi ve böylece yaklaşık 128 Milyar dolar kime satıldı? hangi kurla satıldı? bilgisine hiçbir kaynaktan ulaşılamamıştır ve muhalefetin sorduğu da tam da budur.  Hal böyle olunca bu paranın toplumun bir kesiminde millete ait bu paranın bozulması esnasında devlet zarar etti mi? etmedi mi? insanlar bunu sorgulamaya başladı.  

İkinci husus;

Birkaç gündür bir patates soğan gündemidir sürüp gidiyor. İktidar partisine gönül veren birçokları toplumda tepki çeken şey sanki üreticinin elinde kalan patates ve soğanın devlet tarafından alınarak üreticinin mağduriyetinin giderilmesine ve millete bedava dağıtılmasına karşıymış gibi yorumlar yaparak kasten konunun eleştirilen kısmını göz önünden kaçırmak istiyorlar.

Değerli dostlar devletin burada ürünü elinde kalan ve çürümeye mahkûm edilen ürünleri üreticiden alması çok doğru ve çiftçisini mağdur etmemek adına yaptığı taktir edilecek bir hamledir.

Ancak burada sorun; Üreticiden alınıp ihtiyaç sahiplerine dağıtılan bu ürünlerin dağıtımında yapılan uygulamanın insan onurunu rencide edici şekilde dağıtım esnasında sırf birkaç oy uğruna ihtiyaç sahiplerini rencide edici bir şekilde bizim ne dinimize ne de örf ve adetimize uygun olmayan manzaraların gayet doğal ve normal bir şeymiş gibi gösterilmeye çalışılmış olmasıdır. Yine ihtiyaç sahiplerinin mağduriyeti üzerinden sorumluluk hissetmek yerine bu yoksulluk üzerinden siyasi rant elde etme çabası içine girilmesidir asıl eleştirilen yoksa devletin vatandaşına ücretsiz patates soğan dağıtması değildir.  

Değerli dostlar bu algı yönetiminin tek amacı sorulara verilecek cevap bulamayınca soruları cevap verilecek sorular haline getirme gayreti ve çabasıdır.

Bir ülkede millete ait bir paranın akıbetinin ve milletin ciddi bir kısmının yoksulluğunun sorgulanmasını art niyet, sorgulayanları da art niyetli nankörler diye suçlamak yerine soruları eğip bükmeden cevaplamak ve bu soruları sorduğu için asli görevi millet adına milletin kaynaklarının akıbetini sorgulamak olan muhalefete   teşekkür etmesek bile saygı duymak en başta her lafın başında zikretmekten çekinmediniz demokrasinin bir gereğidir.

Asker sınır ötesine gider muhalefet nereye diye soramıyorsa, Devletin hazinesinden harcanan paralar nereye harcandı diye soramıyorsa, milletin ciddi bir kısmı neden yoksullaştı diye soramıyorsa, Yeraltı ve yer üstü kaynaklarının kimlere hangi şartlar ile kullandırıldığını soramıyorsa eğer o zaman muhalefet partileri size ne sorsun bilmece mi?

 

Sinan KARAÇAY

Çıldırmanşet İstanbul