MİLLETİN CEBİNE ELLERİNİ SABİTLEDİLER

MİLLETİN CEBİNE ELLERİNİ SABİTLEDİLER

Efendim son günlerde yeni bir moda türedi; FİYATI SABİTLEDİK Yalancının……

 

Efendim son günlerde yeni bir moda türedi; FİYATI SABİTLEDİK 

Yalancının……

Ülkede yaşanan ve aslında çok önemli bir kurum olmasına rağmen öneminden bihaber siyasetin emrinde çalışan kurumu olan TÜİK’in derecesini hafifletmeye hatta insan aklı ile dalga geçercesine yokmuş gibi göstermeye çalıştığı ekonomik bir kriz her geçen gün biraz daha derinleşerek yaşanmakta iken siyasi iradenin konuya dair önemler alması en doğal ve doğru olan durumdur.

Nasıl önlemler alınır diye sorarsak ise en moda deyim ile ‘’Yapısal Reformlar’’ ile deyiveririz tamamımıza yakınımız diye düşünüyorum.

Kolay bir durum değildir Türkiye gibi her geçen gün doğal olarak kendi ve dışarıdan mülteci olarak gelenler ile birlikte nüfusu artan birçok temel ihtiyaçlarında doğalgaz, petrol gibi dışa bağımlı olmak durumunda kalan ve var olduğu coğrafya gereği ciddi güvenlik tehditlerine karşı bir o kadar ciddi ve büyük savunma sanayi yatırımları yapmak zorunda olan bir ülkenin ekonomisini yönetmek.

Hele bir de buna dünyada yaşanan salgınlar, savaşlar ve her geçen gün giderek derinleşen mevsimsel bozulmalar neticesinde ortaya çıkan krizleri de eklersek durumun sanılandan çok daha zor ve karmaşık bir hal aldığını kabul etmek gerekir. 

Şimdi bu kadar iç içe geçmiş şartların oluşturduğu riskleri yönetmek zor iken bir de buna insanların her geçen gün artan para ve mal hırsı ile onunla ters orantılı olarak artan ahlak erozyonunu düşünürsek ülke olarak bizim işimiz çok daha zor hale geliyor. 

Ahlak erozyonu dedim ya işte siz onun içine siyaset ile bir olup ülkenin kaynaklarını sömürenleri, bir liralık işi bin liraya yapanları, itibardan tasarruf olmaz dedikçe şatafatın içerisinde kaybolanları ve milyonların üç kuruşluk kazançlarından bazı özellikli binlerin cebine akan devlet ve millet kaynaklarını anlayın siz.

İşte bu minvalde tasarruf etmeyi zayıflık sayan irade kendinden başlayacak bir tasarruf hamlesi yerine ya da kendine yapacağı tasarruf çağrısı yerine bir kerede milyonlar kazanmaya alışan kendi türettiği ve sonra millete kükrettiği aslanlara ricada bulunmaya başladı son günlerde ; ‘’Efendim fiyatlarınızı sabitleyin’’ bu rica yüzünden çok çatışmalar yaşansa da sonuç olarak iki gün önce millet düşmanı ilan edilen bazı zincir marketler daha bu tartışmanın üzerinde dumanı tüterken devletin televizyon kanallarına boy boy reklam verecek kadar rahat bir eda ile bir oyana bir bu yana salınıp durdular milletin cüzdanlarında.

Neyse sonunda açıklamalar peş peşe geldi ‘’BİZ YÜZ ÜRÜNDE FİYATLARI SABİYLEDİK’’ onlarınki ne ki ‘’BİZ KOMPLE FİYATLARI SABİTLEDİK’’ diye.

Peki gerçekte öyle mi oldu dersiniz? Markete gidenleri duyar gibiyim NERDEEEE diyorlar. Ama sırça köşklerinden aşağıya doğru bakma zahmetinde bulunmayan Hükümet ile Devlet ayrımından bihaber siyasi kuklaların ise EVET TAM DA ÖYLE OLDU dediklerini duyar gibiyim.

İpleri kendi elinde, aklı başında ve iradesi henüz ipotek şerhi altında çalışmayan liderine sadakati şeref sayan bu uğurda Rabbinin verdiği aklı ise cüdana koyup fermuarını da kapatıp aklını ve vicdanını devre dışı bırakmamış biri olarak size şu SABİTLEME HİKAYESİNİ dilim döndükçe anlatayım.

Efendim aralık ayının 20’si ile ocak ayının 10’u arasında en az 4 kere %15 ile %45 arasında iğneden ipliğe raflarındaki her şeye zam yapan marketler bu kısa ve bereketli zam döneminden sonra siyasi iradeye de şirin görünmek için ‘’BİZDE SABİTLEDİK’’ diye attılar kendini meydana. 

Ben buna halk dili ile YERSEN diyorum efendiler sizler zaten 20 gün içerisinde ürünlerinize ortalama %60 zam yaptınız şimdi de yukarıya hoş görünmek için millete indirimci baba rollerine soyunuyorsunuz sizlerin fiyat falan sabitlediği yok sizlerin sabitlediği tek şey var o da MİLLETİN CÜZDANINA SABİTLEDİĞİNİZ ELLERİNİZ o kadar.      

 

Sinan KARAÇAY

Gazeteci Yazar